Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '19

 
Kategori
İlişkiler
 

Al Sana 14 Şubat!

Kışın ortasında hakim olan renk beyazdan kırmızıya döndüyse,
Çiçekçilerde bir "bayram temizliği” başladıysa,
Çiçeklerin fiyatı beşe katlanıp, karesi alındıysa, Yumoş yumoş oyuncaklar, oyuncak ayılar (bu fikri de ilk kim ortaya attıysa çabuk çıksın ortaya) çocukların değil de koca koca adamların dikkatini çekmeye başladıysa,
 Bir ay öncesinden mağaza kapılarında büyük puntolarla İNDİRİM yazısı belirdiyse,
Bayram değil, seyran değil, Gratis, Watsons %40 indirime girdi mesajları telefonuna geldiyse,
Albüm kapakları özel sayı gibi kalpciklerle süslendiyse
Beklenen şarkılar, romantik filmler özellikle bu hafta vizyona girdiyse,,
 Alışveriş siteleri kargoları yetiştirmek için çabalıyorsa,
 Tatatataaamm, haydi gözünüz aydın günlerden 14 Şubat!
 
        Ama baştan rica ediciiim "hepsi para tuzağı" diye bağırıp çağırmayın, lütfen. İnsan seviyorsa göstersin arkadaşım. Yaşasın doya doya, ne var. 13 Şubat severken 14 Şubat'ta şov yapacaksa bir ellemeyin insanları, bırakın yapsınlar. Sevgimizi gizleye gizleye kabız tiplere dönüştük. Ağzımızdan iki güzel kelam çıkmaz oldu. Bırakın bir insanları, sevdiğini göstersin, hissettirsin. Tamam belki sen her gün gözünü kamyon kamyon güllere açıyorsun da, birileri bir içten günaydına hasret belki, nereden biliyorsun. Bir günün beyliği beyliktir diye nasıl güzel sevenler, sevilenler var. Haberin var mı bunlardan? Utananı sıkılanı var. Bugünün gazıyla diyemediğini diyecek belki. Bırakın bir insanları. Seviyorsa konuşsun. Seviyorsa göstersin sevdiğini.
 
         Göstersin dee;
         Buna biz niye  maruz kalıyoruz derseniz, bak ona diyecek bir şeyim yok. Sevgi, aşk dediğin iki kişi arasında. İki kişinin, haydi sevgi paylaşıldıkça güzel diyelim yakın çevresini de ekleyelim. Onların dünyasını güzelleştiriyorsa ne hoş bir gün. Amma velakin, şov zamanı geldiğinde karşındakinin gözlerinde kaybolacağına kamera noktasına bakıyorsan, özenle hazırlattığın sofrada yemek yerken bir yandan "like"ları takip ediyorsan, bir de kutlamaları karşılaştırıyorsan, üstüne de tatlı niyetine dır dır yapıyorsan günün anlam ve önemini kaçırdın arkadaşım. YANDIN, ÇIK!
 
        Şaka bir yana o kadar zorlama hareket eder olduk ki. Bir şeyleri yapmak için birinin itelemesi gerekiyor. Koskoca 365 gün içinden biri çıkıp, aha da bugün sevdiğini göstereceksin, eeeeen çok bugün seveceksin demezse olmazmış gibi. Sana sevdiğini göstermesi faturadaki rakamların çok haneli olması gerekiyormuş gibi. Filmlerde, dizilerde büyük büyük sevgilere maruz kaldık. Durum böyle olunca da şehri tepeden gören lokantalarda hazırlanan masalar "İN(!)", dürüm ayranlar OUT(!). Beklentileri o kadar büyüttüler ki bizim sevgiler tek taşın arkasında kaldı. İlişkiler kuruldu, harcı maddiyatla. Sevgiler bitti, ardından konuşulan sadece para. Sadece bugüne özgü sanma ha! Bak Bâkî yüzyıllar önce ne demiş sana:
           Güzeller mihribân olmaz dimek yanlışdur ey Bâkî
          Olur vallâhi billâhi hemân yalvarı görsünler
(Ey Bakî! Güzeller acımaz, şefkat göstermez demek yanlıştır; vallahi billahi gösterirler hele biraz yalvarı görsünler. Bâkî yalvar kelimesini tevriyeli biçimde kullanıyor. Yalvar; hem yalvarmak, yakarmak anlamında hem de para anlamında kullanılmaktadır)
 
            Görünen o ki zaman geçse de bazı şeyler hiç değişmiyor. Şiirler, şarkılar hep gördüklerini anlatıyor. Ama işin önemli noktası şu. Hangi şarkı ya da hangi şiir seni, sizi anlatıyor. "Şimdiki aşklar yalan olmuş ben yine aşık" da aşka dair. "sensiz saadet neymiş tatmadım bilemem ki" de. İşin sırrı nasıl sevdiğinizle. Neyi sevdiğiniz hiç önemli değil. Kapsamı karşı cinsle daraltmak sevgiye haksızlık gibi geliyor. Her şeyi sevebilirsin. İşini sevebilirsin, toprağını sevebilirsin, o toprağı koruyanı sevebilirsin. Canım ailem diyebilirsin. Evlat diye haykırabilirsin, kokusunu çekerek. Allah diyebilirsin, şükrederek! Fikirleri sevebilirsin, kitapları.  Kurdun kuzuyla olan davasını sevebilirsin. Her olaydan ders çıkartarak sevmeyi öğretebilirsin. Sevmeyi seversin işte bu listenin sonu yok. Yeter ki sev be kardeşim. Bu aralar en çok buna ihtiyaç varken sev. Sen karşılık beklemeden sev herkesi, bütün şubat sana feda olsun
 
Not: Yazıyı hazırlarken Faruk Nafiz Çamlıbel'den bir dörtlükle rastlaştık. 
 
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bir bakış, bir aşığı saatlerce ağlatır
Bir bakış, bir aşığı aşkından emin eder,
Seven insanlar daima gözleriyle yemin eder
 
 
 
Toplam blog
: 61
: 157
Kayıt tarihi
: 26.09.13
 
 

"Sevgili günlük" tadında, aşure kıvamında ..