Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '15

 
Kategori
Deneme
 

Alanda olmak

Bu sıralar çok karşılaştığım bir söz “ alanda olmak “. Hoş geliyor kulağıma da gönlüme de. İlk duyduğumda yadırgadım öncelikle. Çünkü ayrıştırıyor gibi geldi bana hizmeti. Bir ruhsal programda tanık olmuştum bu söyleme ilk olarak. Aktif olarak hizmetin içinde olmak, anlamında kullanmıştı söyleyen kişi. Ruhsal boyutta hizmeti kategorize etmek itici gelmişti başta bana. Sonra anladım ki, yaşamın içinde olmak adına bunu yapmak gerektiği vurgulanıyormuş. O zaman içim “ okey “ oldu.

Sonra futbol oyunu ile ilgili kısmına tanık oldum, terim anlamı ile. İşte dedim ne kadar zengin bir dile sahibiz, tadından doyulmuyor. Tabii, bunu söylerken kendi dilimi üstün görme gibi bir kibre kapılmak istemiyorum. Çünkü herkesin ana dili kendine güzel. Etimolojik açıdan tespitlere hiç girmek istemiyorum şimdi.

“Alanda olmak “ sözüyle, yalnızca bugün için benim algıladığım ise; yaşamın içinde aktif olarak yer almak. Bu şekliyle şükürler olsun yeni bir günü karşıladım ve akışa güveniyorum. Günün bana hazırladığı sürprizleri merak ediyorum ve bunun heyecanını duyumsuyorum. Ne büyük konfor!

Dün, Spil’ in “At Alanı “ mevkiindeydik. Sonra da piknik alanına geçtik. Şimdi ne alaka demeyin, lütfen! “Alan “ alan’ dır; bana göre. Ha mecaz anlamı, yan anlamı; ha gerçek anlamı, terim anlamı… Tabii ki, bunu şaka yollu söylüyorum. Çok ciddi takıldığımı söyleyip eleştirenler var. Ben de zaman zaman öyle düşündüğüm ve yaşamı çok ciddiye aldığımı fark ettiğim için; bazen alınganlık yaşıyorum, bazen de birazcık bu konuda kendimi aşmak istiyorum. İşte aklım sıra bu paragrafta da bunu yapmaya çalıştım. Fakat çok eğreti durduğunu farkındayım. Yalnızca bugün için yapabildiğim bu. Daha iyisini yapmaya istekliyim.

Spil’ den bahsetmişken; bir de şunu belirteyim; piknik alanında herkes bir yandan mangalları ile uğraşırken, bir yandan da bol bol kardan adam yapmış. Uzunu- kısası, tombulu- zayıfı, kömür gözlüsü- cips gözlüsü… Fakat olmazsa olmazı kaşkol ya da bereydi hepsinin ortak özelliği. Bana da bol bol kardan adamlarla poz verip fotoğraf çektirmek düştü. Büyük bir cesaretle, bunları face koyarken; “ Bu yıl da kardan adamlarla yetineceğim galiba. “ diye de bir dip not düştüm utana sıkıla. Dedim ya kendimde aşmak istediğim çok şey var. Elimden gelenin en iyisini yapmaya hazırım.

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..