Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Alatlı'ya sansür

Alatlı'ya sansür
 

Eşek ve kadınlar


Zaman Gazetesi, yazarlarından Alev Alatlı'nın türban konulu ve "İçerden Mırıldanmalar" başlıklı yazısını yayınlamamış. Reddedilen yazının girişini okuduğumuzda, klasik başörtüsü/türban söyleminin aynı, fakat biraz daha ağır bir uslupla yeniden yorumlandığını görüyoruz. Önce yazının girişini okuyalım:

"Gözlemlediğim odur ki, korkutan tülbent değil, türban. Niye, çünkü, derin belleğimizdeki hayırhah kadının uzantısı tülbent. Döner yara sarar, döner kırık kol bağlar, döner sancılı başı sıkar... hastanın terini siler, yavukluya armağan olur, hasreti iyileştirir. Nurani yüzleri çevrelerken anılır..."

Görüldüğü gibi tülbent hayırhah kadının uzantısıdır. Yara sarar, kırık bağlar, sevgiliye armağan olur ve nurani yüzleri çevreler. Aynı kulvardaki bütün insanlar gibi Alatlı'ya göre de korkunç olan tülbent değildir. O, anamın/bacımın örtüsüdür. Hoştur, sevimlidir, kadınsıdır. Şimdi, ikinci kademeye geliyoruz ve türbanla yüzyüzeyiz:

"Türban öyle değil. Çünkü, türban, İslâmi tesettüre ilişkin en katı (dilerseniz, en erkeksi) yorumun benimsendiğinin ilânı hüviyetindedir; ve dolayısıyla, kadına ilişkin tüm diğer yorum ve kuralların da kabullenildiğini ima eder. Bunların arasında kötülük, fitne ve uğursuzluk kaynağı olmamızdan başka, dinen ve aklen dûn (eksik) yaratıldığımız, namazı bozan köpekler ve eşeklerle bir tutulduğumuz şeklinde... haysiyetimizi rencide eden yorumlar vardır. Türban, bu yorumların zımnen kabulü olarak görüldüğü için korkutur."

İşte türbanın Alatlı dilindeki yorumu; kötülük, fitne, uğursuzluk, dun'luk, (eksiklik) köpeklik ve eşeklik! Güya hadislerde kadın, "fitne, uğursuz ve eksik" olarak tanımlanıyor ya! "Sütresiz namaz kılarken, önünden siyah köpek, kadın ve eşek geçerse, namaz kesilir" denmiş ya! Artık, islam açısından kadın eşek, türban da bunun tamamlayıcısı olmuştur.(1) Böyle düşünenler, çağdaş erkeğin kadını nasıl gördüğünü sadece bir iki film seyrederek kolaylıkla anlayabilirler.

Bayan Alatlı da kendi ......ni tescil etmeyen gazeteyi şikayet sadedinde konuyu, bizim başında gecelediğimiz Milliyet'e taşımıştır. Yazısını burada yayımlatarak amacına ulaşmıştır. Artık huzur içinde uyuyabilir.

Acaba Bayan Alatlı, sütresiz namaz kılanın önünden erkeğin geçmesi hakkında hiç hadis yok mu sanıyor? Alın size hadis: "Biriniz namaz kılanın önünden geçmenin günahını bilseydi, yüz yıl yerinde kalmayı isterdi" Demek ki namaz kılanın önünden geçtiğinde; sadece kadın değil, erkek te eşektir. Geçersem ben de eşeğim. Ödeştik mi?(2)

Bir de bardağı dolu tarafından görmeye çalışalım. İşte kadınlarla ilgili iki hadis. Peygamberimiz:

"Bir mümin erkek, bir mümin kadına buğz etmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir." (3)

"Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım"(4)
buyurmuştur."

İki örnek te Kur'andan verelim:

"Mü’min olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar." (5)

"Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (6)

Din, iman ve kabul meselesidir. İnsanlar neye inanıp neye inanmayacaklarına, neyi kabul edip neyi reddeceklerine kendileri karar verir. İnanan bir insanın, hariçten gazel okuyanların yol göstericiliğine ihtiyacı yoktur.

İslam dininin kadını küçümsediğini zannetmek ve zannettirmek yanlış bir yargıdır. Geleneksel yapımızda kadın, dışarıda önde değildir ama içeride (ailede) mutlak yetki sahibidir. Bunu görmezden gelmek, binbeşyüz yıllık islam geleneğine saygısızlıktır. Üstelik kadının okumasını ve çalışmasını engelleyecek bir dini hüküm de yoktur.

Herhangi bir insan, toplumun inançlarını karalama veya küçümseme hakkına sahip değildir. Bu, dine aykırı duranların hoşuna gidebilir. Fakat saygısızlığa meşruluk kazandırmaz. Kimse müslüman olarak yaşamak zorunda da değildir. Beğenmeyen ceketini alıp gidebilir. Burada, "Ya sev, ya terket" kuralı da yoktur. Prensip, "sevmiyorsan terkedebilirsin"dir.

Adam, Nasrettin Hocay'a eşeğini ödünç istemiş. Hoca'nın canı vermek istememiş olmalı ki, "Yok" demiş. Tam bu sırada eşek anırmaya başlamış. Adam, "Hocam, galiba ahırda!" deyince, Hoca da, "Bre köftehor! Şu ak sakalımla bana inanmıyorsun da eşeğe mi inanıyorsun" demiş.

Memleketin en akıllıları, çağdaş giysilerin her mevsim değişmesini kabulleniyorlar da, başörtüsünün evrilerek türban şeklini aldığına bir türlü inanamıyorlar. Onlar da haklı. Eşeğin ahırda olduğu kesin ama hocaları "yok" diyor.(7) Annelerimiz gençliklerinde şimdiki kızlar gibi mi giyiniyordu kardeşim? Ne diyeyim, Allah akıl versin.

(1)- Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-ü Sitte Prof. Dr. İbrahim Canan Cilt 8, Sahife 180 Hadis. 15.(2743)
(2)- Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-ü Sitte Prof. Dr. İbrahim Canan Cilt 17, Sahife 18 Hadis:284.(946)-(948)
(3)- Aynı Eser, Cilt 9, Sahife 314, Hadis 2. (3306)
(4)- (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 472).
Not: Hadisler kısaltılarak alınmıştır.
(5)- Nisâ Sûresi, Ayet 124 .
(6)-Tevbe Sûresi, Ayet 71 .
(7)- Polemiğe meydan vermemek için not. Burada eşek gerçeği temsil ediyor. Ötekini de siz bulun.
Resim: www.akdenizpostasi.com/haber_imaj/esek.JPG

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..