Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Alay eder gibi...

Alay eder gibi...
 

Kaynak: İnternet


Evet sevgili okurlar, iç güvenlik yasası ışık hızıyla cumhurbaşkanından geçti; polis devleti olduk resmen!

Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan olay sonrasında “Özel güvenlik de tarihe karışmalı” diyen cumhurbaşkanına özel güvenlik konusunda uzman olan kişiler de destek verdi!

(Gerçi, eğitim eksikliği falan filan diyerek lafa girdiler de, “Ben bilmem beyim bilir” e bağladılar... )

Valla bak, çok sürmez, özel güvenlik de kaldırılır ortadan, her yer polis!

(Hayır yani, emekliliği gelen emekli edilecekmiş, kalanlar da polisliğe geçebilecekmiş dediydi cumhurbaşkanı; iyi de yeterli eğitim alamamışlar madem, nasıl polis olacaklar diye sorası geliyor insanın!)

“Polis” dendi mi astsubayın, subayın falan üzerinde acayip eğitim almış kişiler akla getirilir oldu... Değil arkadaş! Değil... (Yeterli eğitimi almış olanları tenzih ederim).

Bana örnek verdirtmeyin; en sıcak örnek yeni yaşandı; ülkenin Mit’iydi, Tim’iydi, biri vali, rehin alan iki kişiyi ölü ele geçirdiler diye en yüksek makamdan tebrik aldılar!

Cumhurbaşkanı tarafından teşekkür ile payelenmiş bu muhteşem başarı (!) skalasını göz önüne alırsak, üstüne bir de Gezi’de kafa-göz kopartan polisin yine aynı kişi tarafından aldığı alkışlara bakacak olursak polis arkadaşlar ne kadar sert davranırlarsa o kadar göze girecekler demektir!

Polis arkadaşların dikkat etmeleri gereken bir tek şey var: Yanlışlıkla dokunmamaları gereken kişilere dokunmasınlar!...

Hayır yani, genç olanlar işlerinin heyecanıyla, yanlışlıkla, bilmem ne milletvekilinin oğlunun sağdıcını durdurabilir, mazallah ehliyet-ruhsat bile sorabilir, bir AVM’ye girerken öttü diye kenara çekme aymazlığında bulunabilir... Aman diyeyim, aman!

******

Bu arada, sevgililer, huu size diyorum! Öyle el-ele, sarmaş-dolaş gezmeyin artık!

Anne-babanızın kulağına gideceğinden falan korkmak yerine sevgilisinden yeni ayrılmış bir genç polis oğlumuz ile karşılaşırsınız, mazallah! Kafası bozuktur delikanlının, durdurur sizi...

Kız kısmısı “Ayy ama neden?” derken erkek kısmısı, eğer ki bir tarafı yerse, “N’oluyo lan?” diye tepki verir.

(Yalnız var ya kızlar, bu durum tam da bir turnusol kağıdı görevi görür!)

Her neyse, polis delikanlımız “N’oluyo lan?” tepkisine fena halde kıllanır! Artık ne şekilde yanıt verirse, bilemeyiz, karşı taraf o yanıta cevap vereyim derken...

Al bunu içeriye, al! Al!

Diye sonuçlanabilir!...

Artık içeriye alındıktan sonra suçsuzluğunuzu kanıtlamak sizin sorumluluğunuzdadır! (Ayy yoksa siz hala bunu öğrenmediniz mi? Çocuğum, epey bir vakittir kanıtsız içeri alınır insanlar, suçlu musun, suçsuz musun, ooo bunu anlayacak, vakit ve emek harcayacak sistemi nerede buldun? “Anan güzel mi?” diye sorarlar insana!

Önce içeri alınacak, masumsa kendini aklayacak! Sistem, epeydir, bu!

******

Çocuğum, elinde sigara varken ola ki bir polis gördün, babanı görmüş gibi sakla avucunda onu! Elin yanarsa yansın!

Bak şimdi! Babamdan saklamıyorum ki diye çemkirme, salak! Sakla onu; cumhurbaban görmesin, duymasın! Valla bak; gözleri, kulakları her yerde, hımmm!...

******

Işık hızıyla geçen “İç güvenlik yasası” nın bir maddesi de isim ve soyisimlerin bir defaya mahsus olmak üzere kolaycacık değiştirilmesi üzerine...

“2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası bulunan ad ve soyadlarının mahkeme kararı aranmaksızın il veya ilçe idare kurulu kararıyla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilmesi, öngörülmektedir.” Diye geçiyor...

Valla fesat oldum ben!

Olduranlar utansın!...

Diyelim ki aranan bir insanım, ahan da ismimi değiştiririm, olur biter!

Diyelim ki ismimden, soyadımdan memnun değilim; adı “Cezve” olan var, vallahi, “Amanin! Fırsat bu fırsattır diyerek adımı “Merve” yaptırdım!

Oy kullanmaya gittim, kayıtlı adım “Cezve”; nüfus cüzdanım “Merve”!

Ahh, “Karagül”ler, Binnaz’lar, Durdu ve Dürdane’ler... “Esra”, “Ceyda”, “Ceren” olacağım derken oy bile kullanamayacaksınız ya güzelim!

******

Şahsen, bir yetkili olsam, böyle bir durumu “Avlama Metodu” olarak kulanırdım! Kimler bundan yararlanıyorlar, GBT’leri ne diyor, falan... 

Ancak, bu durum ne yazık ki bir aklanma ve oy kullanma kapasitesini etkilemek amacıyla kullanılıyor diye düşünüyorum.

Esra, Ceyda, Ceren adını seçenler oy kullanamayacaklar, muhtemelen, ancak Karagül, Binnaz, Durdu ve Dürdane adına açık bulunan seçmen listeleri bir şekilde doldurulacaktır!

******

Valla bak; öyle oyunlardan, stratejilerden falan anlamam! Kız tavlasını bile beceremedim, satrançta da başı-bozuk oynadım durdum; öyle bunu böyle yaparsam bunlar da böyle olur, sonra da kucağıma oturur falan hesaplarını hiç beceremedim!

O yıllarda çok üzülürdüm bu halime, beceriksizlikle suçlardım kendimi, salaklık gibiydi...

Hala aynı durumdayım! Bir farkla: Ben oyun, kumpas kuramam; çok detaylı, derin olanları da algılayamam, anlayamam.

En basit olanları algılayabilirim anca, kapasitem bu!

O algıladıklarım da zaten hep gerçek oluyor!

Ben anladım diye değil, o kadar açık ve seçik ki!

O açık ve seçikliğe karşı öyle dominant bir duruş var ki!

Alay eder gibi... Ahhaaa! Hadi gel de hakkını ara!

Der gibi...

 

 

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..