Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '12

 
Kategori
Tarih
 

Albay Mustafa Kemal: Düşmanı yeneceğinize inanıyorum.

Albay Mustafa Kemal: Düşmanı yeneceğinize inanıyorum.
 

19.Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal ile arkadaşları Anafartalar'da - Ağustos 1915


Bu belgesel senaryo 10 Ağustos 1915 Salı günü Albay Mustafa Kemal komutasında kazanılan Anafartalar Zaferi'nin 97. yıl dönümü nedeni ile şehitlerimiz ile gazilerimizin yüce ruhlarına adanmıştır. 

Bu konudaki tarihin hükmü şudur:

'10 Ağustos 1915.

1. Anafartalar Zaferi Kazanıldı (1915).

İngilizler Arıburnu’ndan saldırıya geçerek Suvla Koyu’na çıkarma yapmışlardı. Anafartalar bölgesinde 9-10 Ağustos 1915 tarihinde şiddetli çatışmalar oldu. Mustafa Kemal komutasındaki karşı saldırı sonucunda İngilizler ilerleyemediler ve yenildiler. Böylece 1. Anafartalar zaferi kazanılmış oldu.'

 

Albay Mustafa Kemal: Düşmanı yeneceğinize inanıyorum.

 

Mustafa KEMAL (Albay ve Mıntıka Komutanı. Maydos (bugünkü Eceabat) 6 Haziran 1915) :

Bay Güstav Christianus,

Sizin 26/4/1915 tarihli kıymetli dostane mektubunuzla birlikte sayın Hildegard Christianus'un lütufkar mektubunu büyük memnuniyetle aldım. Dostane satırlarınızı ortak isteğimiz olan "Allah İngiltere'yi cezalandırsın" temennisiyle karşıladım. İngilizler sıkı şekilde yenildiler. Sizin mektubunuzu aldığım dünkü gün de taburlarımın sevindirici zafer günü olmuştur. Bütün düşmanlarımızı yere serdiğimiz gün nazik davetinize icabet edeceğim. Kalpten gelen selamlarla.

Mütevazı dostunuz.

Mustafa KEMAL (Albay,19. Fırka (Tümen) Komutanı. Çanakkale, 18 Temmuz 1915/1 Ağustos 1915):

Şimal Grubu Kumandanı Esat Paşa Hazretlerine

Geçmişte olduğu gibi şimdi de Osmanlı milletinin namus ve onurunu yükselten büyük hizmetlerinizin hak kazandırdığı yeni rütbeniz dolayısı ile sizi kutlarım.

Mustafa KEMAL:

Aziz Madam (Corinne),                                                                     2 Ağustos 1915

Birkaç gün evvel, içinde latife sözleri bulacağınız bir kartpostal yollamıştım.

Burada hayat o kadar sakin değil. Gece gündüz, her gün çeşitli toplardan atılan şarapneller ve diğer mermiler başlarımızın üstünde patlamaktan geri kalmıyor. Kurşunlar vızıldıyor ve bomba gürültüleri toplarınkine karışıyor. Gerçekten bir cehennem hayatı yaşıyoruz. Çok şükür askerlerim pek cesur ve düşmandan daha kuvvetlidirler. Bundan başka içsel inançları, çok defa ölüme sevk eden emirlerimi yerine getirmelerini çok kolaylaştırıyor. Gerçekten, onlara göre iki yüce sonuç mümkün: Gazi ya da şehit olmak. Bu sonuncusu nedir, bilir misiniz? Dosdoğru cennete gitmek. Orada Allah'ın en güzel kadınları, hurileri onları karşılayacak ve sonsuza dek onların arzusuna bağlı olacaklar. Yüce Mutluluk!

Mustafa KEMAL: Tümen Emri   01:10                                                      6 / 7 AĞUSTOS 1915

Genel durum önemlidir. Komutanlar ve subaylardan her zamandan fazla uyanıklık ve fedakarcasına çalışma isterim.

Kuzey Grubu Kumandanlığı'na

7 Ağustos 1915

Düşman gece yarısından başlayarak topçuyla şiddetle ateş altına aldığı 18. Ve 27. Alay cephelerine şimdi (saat 04.30'da ) hücum etmişse de Tanrı'nın yardımıyla ağır kayıp verdirilerek hücumunun sonuçsuz bırakılmış olduğu arz olunur.

19. Tümen Kumandanı­ Albay Mustafa KEMAL:

Esat Paşa'ya

Conk bayırındaki durumun henüz önemli ve nazik olduğu anlaşılıyor. Bu konuda Ordu Komutanının ciddi bir biçimde dikkatini çekmeye aracı olmanızı , ülkenin geleceği adına dilerim.

Mustafa KEMAL ( Maydos'ta bulunan 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders'e )

Bütün  kuvvetlerin komutam altına verilmesinden başka çare kalmamıştır.

Liman Von SANDERS:

Çok gelmez mi?

Mustafa KEMAL ( 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders'e )

Az gelir!

Liman Von SANDERS (Türkiye'de Beş Yıl):

Hemen o akşam Anafartalar bölgesine toplanmış bulunan bütün kuvvetlerin komutanlığını Albay Mustafa Kemal'e verdim. O ana kadar 19. Tümene komuta etmişti. Bu tümen Arıburnu Cephesinin en kuzey bölgesinde bulunmaktaydı. İlk zaferlerini Trablusgarp'ta kazanmış olan Mustafa Kemal, sorumluluk yüklenmekten çekinmeyen bir karaktere sahipti.

General Ian HAMILTON ( 9 Ağustos'ta M. Kemal'den yedeği yumruğun ağır etkisinin altında yakınıyordu) İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener'e:

Dün sabah Ece limanından Büyük Anafarta'ya kadar olan bölgeyi ele geçiremeyişimize bir sebep bulamıyorum. Taze şarabı eski şişelere koymak işinde olduğu gibi, genç birliklerle ihtiyar generaller arasında kaynaşmamak gibi bir durum görmekteyim

İngiliz Savaş Tarihi:

Gerçek şu idi; Anzak ve Suvla'daki çifte yenilgiden Hamilton'un Ağustos planının akamete uğradığı bütün çıplaklığı ile görülmüştü. 9 Ağustos sabahına kadar Türklerin durumu – hiç beklenilmeyen iki günlük bir mühlete rağmen – çok kritikti. Anafarta geçildi, Stopford'un iki tümenine karşı, bir avuç Türk tarafından savunuluyordu. 9 Ağustos'ta General Goldley'in üçüncü saldırı girişimi de başarılamadı; Stopford kuvvetleri düşmandan daha önce tepelere hakim iken büyük kayıplara uğrayarak ovaya düştüler. O günde kaybı 18.000 den aşağı değildi. Türkler ise çok az bir kuvvete sahip olmakla beraber her noktayı şiddetle savundular.

General Ian HAMILTON (10 Ağustos akşamı hatıra defterine 1920'de yayılanacak olan Gelibolu Hatıraları (Gallipoli Diary) adlı eserinin 89. sayfasında yer alan şu cümleyi yazar):

Türkler ancak bizi Conkbayırı'ndan atmak suretiyle görevlerini yapacaklarını anladılar ve böyle yaptılar. Bunun önemi yok, hiç bir zaman bıkıp usanmamalıyız.

General Ian HAMILTON:

Kesin zafer, muzaffer olmayı isteyenlerin tarafına geçeceğine bütün varlığımla inanıyorum. Türkler durmaksızın saldırıyorlardı ve tanrının adına sığınarak pek mükemmel savaşıyorlardı.

İngiliz Savaş Tarihi:

Mustafa Kemal'in 9 Ağustosta bir an içinde Grup Komutanlığını atandığında burada gösterdiği yüksek cesaretli hareketleridir ki, dokuzuncu kolordunun ilerlemesine engel olmuş ve bunu durdurmuştur. 24 saat sonra Mustafa Kemal'in bizzat yaptığı bir gözetlemenin ardından Conkbayırı'nda gerçekleştirdiği   çok parlak bir karşı saldırı sonucunda Türkler Sarıbayır sırtları üzerinde ele geçirilmesi olanaksız bir bölgeye yerleştiler.

Tarihte, bir tümen komutanının üç ayrı yerde duruma nüfuz ederek yalnız bir savaşın gidişine değil, aynı zamanda bir seferin sonucuna ve belki bir milletin etki edecek durum yaratabilmesinin bir örneğine ender rastlanır.

Mustafa KEMAL (Anafartalar Hatıraları) :

Çok hızlı ve kısa bir denetleme yaptım önlerinden geçerek yüksek sesle askerlere selam verdim ve dedim, ki: "Askerler, karşımızdaki düşmanı yeneceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız!"

28. Alayın bir kısmı Şahinsırt'ın Boyun noktasında yerleştirilmiş olan düşman mitralyözlerinin etkili ateşinden daha ileri gidememişti.

Conkbayırı askerlerimizin eline geçtikten sonra düşman, karadan ve denizden yönelttiği seri ve yoğun topçu ateşiyle Conkbayırı'nı cehenneme çevirmişti.

Bütün Conkbayırı yoğun dumanlar ve ateşler içinde kaldı. Etrafımız şehitler ve yaralılarla doldu. Gökten şarapnel, demir parçaları yağmur gibi   yağıyordu. Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. Savaş meydanında olanları seyrederken büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı, sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. Olayı Yarbay Servet Bey'den başka kimse görmemişti. Ona parmağımla susmasını emrettim. Çünkü vurulduğumun duyulması bütün cephelerde panik yaratabilirdi. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım.

Yarbay Servet YURDATAPAN (64. Alay Kumandanı) :

Süngü hücumu sırasında Conkbayırı Tepesinde Mustafa Kemal'in yanında idim. Düşmanın şiddetli topçu ateşi başladıktan biraz sonra Mustafa Kemal'in elini birden göğsüne götürdüğünü gördüm. Heyecanımı sezen o metin asker, parmağını ağzına götürerek ve başını, kaşlarını yukarıya kaldırarak bana ses çıkarmamamı işaret etti

Ernest JACKH (Yükselen Hilal - Dünkü, Bugünkü ve Yarınki Türkiye):

Savaş bittikten sonra Anafarta kahramanı, Mareşal Liman'a raporunu verdiği zaman parçalanmış saatini de Mareşale uzattı. Bu saat kendisini ölümden korumuştu. Liman

buna karşılık cebinden çıkarttığı saatini Kemal'e verdi.

General Cemil CONK:

Ağustosun sıcak günlerinden biri.

Bizim mıntakamızın Tekketepe Karargahından telefonla Conkbayırı saldırısını takip ediyoruz. Düşman bu hattan ilerleyemiyor, kendi saldırı kıtalarının sol kısmını koruma çabasında olduğu görülüyor.

5. Ordu Kumandanı Mareşal Liman Von Sanders bizim Karargahımızdan Conkbayırı harekatını izliyor... Mustafa Kemal Beyin saldırısının başarıyla sonuçlandığı haberleri karargahımızı sevindiriyor.

Akşama doğru Mustafa Kemal Bey Kurmay Başkanı ile birlikte Karargahımıza geldi ve Mareşal Liman Von Sanders Paşa'ya kendi kumandası altında kendi işaretiyle yapılan piyade süngü hücumu hakkında ayakta Fransızca olarak açıklıyor, hepimiz büyük merak ve heyecan içinde dinliyoruz. Mustafa Kemal Bey, 'Bütün cephe üzerinde piyademiz, Conkbayırı'na tırmanmaya çalışan düşmana benim işaretimle süngü hücumuna geçti ve düşmanı denize kadar sürdü. Bu sırada benim göğsüme bir mermi parçası isabet etti. Saatim kırıldı. Bu saat benim canımı kurtardı. İzin verirseniz bugünkü başarımın anısı olarak bu saati size sunayım' dedi ve kırık saati çıkardı, Liman Von Sanders Paşa'ya verdi.

Hepimiz ayaktayız, bu anda bu yüce manzaranın tanığı olan bizlerin geçirdiğimiz heyecanı anlatmak imkansızdır. Bu heyecan gözlerimizde sevinç ve iftihar yaşları topladı. Liman Von Sanders Paşa'nın heyecanından titrediğini, gözlerinin bulandığını gördüm.

Mustafa KEMAL (Anafartalar Hatıraları) :

Parçalanan saatimi, daha sonra bugünün anısına  Liman Paşa'ya verdim.

Aynı gün gece yani 10 Ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi Ordu Komutanı Liman Von Sanders Paşa'ya hatıra olarak verdim. Çok şaşırmış, heyecanlanmıştı. O da ailesinin soyluluk armasını içeren kendi saatini bana verdi. Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale'nin geçilmeyeceğini iyice anlamış oldular.

Mustafa KEMAL (Anafartalar Hatıraları) :

Hücumdan sonra Kocaçimen bölgesinde bulunan topçularımız düşmana ateş ediyorlardı. Oldukça geç gelen 41. Alaydan az bir kuvvetle Conkbayırı ile Boyun noktası arasını desteklemeyi gerekli gördüm. Düşman Mestantepe yönünü desteklemekle uğraşıyordu. 12. Tümende buna karşı gereken önlemleri   alınıyordu.

Olay, aslanlar gibi köpürmüş olan askerlerimizi durdurmak güçtü. Kısım kısım denizin içine kadar ilerleyenler bile vardı. Fakat çarpışmanın uzaması durumunda   askerlerimiz düşman birliklerine karışacak ve o üstünlük içinde kaybolacaklardı.

Saat öğleye yaklaşıyordu. Askerlerimiz sekiz saatten beri ölümle pençeleşmekten elbette yorulmuşlardı. Arazinin durumu, düşmanın göz açtırmayan yoğun ateşleri boğuşan askerlerimize geriden her türlü yardımı olanaksız kılıyordu. Kayıplarımız da çoktu.. Düşmanı yenen üstünlüğümüz müthiş ve peş peşe gerçekleşen saldırılarımız olduğunu takdir ediyordum. Dolayısıyla saat 12.15'te sekizinci tümen kumandanına şu emri verdim, 'Saldırıyı bitiriniz. Conkbayırı ve Şahinsırt'ın batıya en Egemen noktası her zaman elde bulundurulacak şekilde birliklerinizle işgal ettiğiniz yerleri sağlamlaştırınız.'

Mustafa KEMAL (Albay 19. Tümen Kumandanı):

Kuzey Grubu Kumandanlığı'na

Conkbayırı 161'de bulunan birlikler cephanesizlikten şikayet ediyor. Bomba istiyorlar. Tümenden bir miktar cephane ve bomba gönderildi. Bununla beraber bir cephane kolunun doğrudan doğruya Düztepe doğusuna yaklaştırılması uygun olur. Tümenden üç yüz bomba gönderildi. 200 bomba da yedekte vardır. Mümkünse yeter sayıda bombanın gerektiğinde Conkbayırı'ndakilere de yardım etmek üzere gönderilmesi arz olunur.

Mustafa KEMAL (Albay 19. Tümen Kumandanı):

(26.5.331-8 Ağustos 1915- Saat 11 evvel)

Tümen Emri

1.Düşmanın Conkbayırı'na kadar yanaşan piyadeleri, kahraman askerimizin, fedakar subaylarımızın çabasıyla , orada bulundurduğumuz bataryalarımızın çalışmalarıyla , başarıyla bayırdan aşağı püskürtülmüştür. Ağıldere içinde düşmanın kaçmakta olduğu görülüyor.

2.Bu bilgiyi şimdi bütün erlere duyurunuz. Düşmanın sağ kanadımızdaki başarısızlığının örtülmesi için cephenize gösterebileceği her türlü girişimin şimdiye kadar yaptığınız gibi yine durdurulacağına inandığımı belirtiniz.

Mustafa KEMAL (Albay 19. Tümen Kumandanı):

(26.5.331 -8 Ağustos 1915-Saat 11.30 evvel)

İzzettin Bey'e,

Düşmanın bayır aşağı indiği gerek Kolordu Kumandanı Paşanın ifadesinden, gerek sağ kanat top tabur kumandanlığından alınan raporda bildiriliyor. Eğer bu durum gerçekten bu merkezde ise oradaki yedek taburuna, istihkam bölüğü ile birlikte tetikte olmasını ve bizimle irtibatta bulunmasını bildirdikten sonra karargaha dönebilirsiniz.

Mustafa KEMAL (Albay 19. Tümen Kumandanı):

(26.5.331-8 Ağustos 1915-Saat 1.10 sonra)

Tümen  Emri

1. Anafartalar ve Ağıldere çevresinde düşmanla savaşan kuvvetlerimize 4., 5. Tümen kuvvetimiz de katılmıştır. Kuzeyden düşmanın geri çekilme hattına saldırılacaktır. Conkbayırı'na karşı tümenimizin sağ kanadını korumak üzere 10. Alay katılmış ve düztepe kuzeyinde bulunuyor.

2. Düşman aleyhine olan sonuç elde edilinceye kadar tümenimizin bugüne kadar koruduğu onuru gösterecek şekilde direneceğine eminim.

Mustafa KEMAL (Albay 19. Tümen Kumandanı):

(26.5.331-8 Ağustos 1915-Saat 2.15 sonra)

Kuzey Grubu Kumandanlığı'na

Düşmanın Büyük Kemikli burnunun güney sahiline bütün nakliye gemilerini yanaştırıp asker çıkarmakta olduğu, 18. Alay Kumandanı'ndan bildirilmektedir. Bilgi için arz olunur.

Mustafa KEMAL (Anafartalar Grubu Kumandanı -8 Ağustos 1915):

Aziz Madam,

Bana göndermek lütfunda bulunduğunuz kitapları ve hediyeleri aldım. Bunun beni ne kadar sevindirdiğini tahmin edemezsiniz.. Şükranlarımı anlatacak kelime bulamıyorum. Özellikle son mektubunuz beni son derece memnun etti.

Size uzun uzun yazamadığım için beni affediniz.  Beni uğraştıran çalışmalarımı mutlaka tahmin edersiniz. İlk fırsatta size daha uzun yazmaktan geri kalmayacağım.

Şimdilik en acele hürmet ve selamlarımı kabul buyurunuz. Ailenize de saygılarımı bildirmeyi unutmayınız.

Memiş BAYRAKTAR (Türk askeri ):

Sayısız ölü var, sayısız! Saymak imkansız.

Mustafa KEMAL (10 Ağustos 1915):

Conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı. Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzere idi. 8. Tümen komutanı ve diğer subaylarını çağırdım. Mutlaka düşmanı yeneceğinize inanıyorum. Ancak siz acele etmeyin, önce ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız. Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim. Hücum baskın tarzında olacaktı. Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 m. yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı'nda çıt çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim. Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim. Saat 04.30'da kıyametler kopmuştu. İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı. Allah Allah sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yırtıyordu.

C.A. McANULTY (Lone Pine'da öldürülen Avustralyalı asker, 7-12 Ağustos 1915) :

Burada bizi bekleyen bir cehennem var.

Mehmet Emin YURDAKUL ( Orduya Selam ):

Arıburnu, Seddülbahir,

Bize, birer Plevne'dir.

Bundan sonra Gelibolu,

Bize yeni bir haç yolu,

Selam sana şanlı ordu,

Sen kurtardın aziz yurdu.

William MALONE (Yeni Zelandalı Yarbayın ölmeden önce karısına yazdığı mektup) :

Ölmeye hazırım. Tanrı tüm günahlarımı bağışlasın.

Liman Von SANDERS (17.7.1331. 10.8.1915 ):

Ekselans Enver Paşa,

Osmanlı İmparatorluğu Ordusu ve Donanması

Başkumandan Vekili, Zatışahanenin Yaver-i Ekremi

Ekselanslarınıza, Albay Mustafa Kemal Beyin yazılı bir dilekçe ile hizmetten ayrılmasını dilemiş olduğunu bildirmekle şeref duyarım.

Bu dilekçeyi destekleyemem. Çünkü Mustafa Kemal Bey, vatanın bu büyük savaşta hizmetlerine mutlak biçimde muhtaç olduğu çok özel yetenekli, yetkili ve cesur bir subay olarak tanımayı ve takdir etmeyi öğrendim.

Albay Mustafa Kemal Bey, 5 ay öncesi ilk karaya çıkış hareketinden beri 19. Tümen'in başında parlak şekilde savaşmış ve İngilizlerin Anafarta kanadında son büyük çıkarma hareketleri sırasında zor bir anda kumandayı ele almak zorunda kalmıştır. Çünkü bu konuda görevlendirilmiş olan XVI. Kolordu Komutanı, 7. ve 12. Tümenlerle hücuma geçmesi yolunda verilen mükerrer emri yerine getirmemiştir. Albay Mustafa Kemal Bey burada da görevini büyük bir cesaret, iyi ve açık düzen alarak yerine getirmiştir. Öyle ki kendisine görevim gereği olarak- takdirimi ve şükranımı tekrar tekrar bildirdim. Albay Mustafa Kemal Bey ayrılmak istiyor, çünkü ekselanslarının –İmparatorluk Ordusunun Başkumandan Vekili ve yüksek üst'ünün- güvenine sahip olmadığı kanısındadır.

O, bunu özellikle ekselanslarınızın son defa burada bulundukları sırada, o zaman ve halen hasta olduğu halde ve öbür üç grubun şeflerini ziyaretinizle şereflendirmiş olmanıza rağmen kendisini aramamış olmanızdan sonuç çıkardığına inanmaktadır. Ben, Albay Mustafa Kemal Bey'e, ziyaretin yalnızca zaman yetersizliğinden yapılmadığını ve ekselanslarınızın kendisinin hizmetlerini herhalde takdir ettiklerini bildirdim.Şimdilik ilişikte sunmadığım ayrılma dilekçesini, ekselanslarınızın güvenini belirtmek suretiyle reddetmek lütfunda bulunmalarını rica ediyorum. Ekselanslarınızın her zaman en derin hürmetkarı.

Gelecek yazı: Sir Ian HAMILTON, ‘Türkler bazı yeni birliklerimiz üzerinde manevi üstünlük sağlamışlardır.’

Açıklama: Bu senaryo çalışmasının bütün hakları yasal koruma altındadır. Hiç bir izin alınmadan bazı alıntılar yapılabilir ise de özellikle bir sayfayı aşan alıntılar ile senaryonun bir bütün olarak yayınlanması yasal kovuşturmaya yol açabilir. (Ö. F. Yılmaz)

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..