Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '11

 
Kategori
TV Programları
 

Aldatan aldatana!

Aldatan aldatana!
 

Artık içimize işledi. Aptal kutusundaki(TV) dizilerin hemen hepsinde aldatma konusu senaryoların vazgeçilmezi olmuş durumda. Diziler reytingini aldatma konusuna sıkça yer vermek suretiyle yapıyorlar. 

Belli bir izleyici kitlesi var ki, içinde aldatma konusu geçen dizileri ve filimleri büyük bir heyecanla ve merakla takip ediyorlar. 

Yapımcılar da bunun farkında. İzleyicinin nabzını iyi tutuyorlar. Bunun için de reyting ölçümlerinden yararlandıkları muhakkak. Konu rağbet gördüğü için senaryolarda zincirleme aldatma ilişkilerine dahi yer veriyorlar.Yani birden fazla kişiyle aldatmalar yaşandığı gibi, eşler de birbirlerinden habersiz, eşzamanlı olarak diğerini aldatıyor. Kimin eli kimin cebinde misali hayat sürüp gidiyor... 

Senaryolar birazda damar tabir edilen duygu yüklü konularla desteklenince, vatandaş kutunun karşısında ipnotize olmuş misali çakılıp kalıyor. Arz ve talep üst noktada buluşunca, ekrana kilitlenen milyonlarca insanın sergileyeceği davranıştan ne beklenir? 

Bilinç altı aldatma, hakaret, dolandırıcılık, şiddet, bozuk Türkçe vb. konularla doldurulan insanların gerçek hayatta yansıyan davranışlarının pek te normal olması beklenemez. Çünkü televizyon, kitle iletişim vasıtalarının en önemlisi ve aynı zamanda en kuvvetli etkileşim aracı. 

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre evlenmelere oranla boşanmaların sayısı her geçen gün daha da artıyor. Ekonomik sorunlar da üzerine tuz biber ekince, çiftlerde ayrılma kaçınılmaz oluyor. 

İşin daha da kötüsü, senaryolardaki aldatma sahnelerinin son zamanlarda yerini tecavüz görüntülerine bırakması. Bu durumlarda ekrana kilitlenen izleyici sayısı da ikiye katlanıyor. Hele bir de medya ve magazin programlarında tecavüz konusuna dair haber yapılıp, izleyici kitlesine önceden bilgi veriliyorsa, reytingin kralı yapılıyor. 

Televizyon denilen başbelası şey, yerine göre çok tehlikeli. İstediğimizde düğmesine basıp kapatacak, sadece belli programları seçerek izleyecek kültüre sahip değiliz henüz. Ne bulursak seyrediyoruz. Ekran başında geçirilen günlük ortalama süre bakımından yaklaşık 3, 5 saat ile dünya ikincisiyiz. 

O halde halkın televizyona olan bu ilgisinden daha olumlu sonuçlar elde edecek çabayı neden göstermiyoruz? 

Senaryo yazarlarından kanal sahiplerine, RTÜK'ten ilgili bakanlıklara kadar herkesi bu kapsamda biraz daha sorumlu ve duyarlı olmaya davet ediyorum. 

iletişim için: alirizaizgi@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..