Aldatılmak duygusu

19 Mart sabahı bilgisunar(internet) dayım. Bir dostum MSN’ de görüşmek istediğini yazdı. Ben de olur dedim. Başladık yazışmaya. Bana bir adres yazdı, oraya girmemi, ileti adresimi ve şifremi yazmamı istedi. Yeni bir iletişim kanalı olduğunu yazdı. Dahası benimle görüntülü konuşma yapmaya kadar işi götürdü ancak başarılı olamadık! Fotoğraf göndermek istediğini söyledi. Şimdi uğraşısının boşa gittiğini akşama göndereceğini yazdı ve görüşmeyi sonlandırdı. Buraya kadar anormal bir durum yok. 2 dakika sonra bende ileti adresi olan diğer bir tanışım telefon etti: “Sizin adınıza Vodafone’ den 250 kontör alınması isteniyor, param yok benim adıma ödeme yapabilir misiniz? “ deniyor.

Hemen bende ileti adresi olan diğer dostlarımı uyardım. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. Daha sonra ileti adresime girmek istediğimde şifrem değiştirildiği için giremedim. KÖTÜLER el koydular. Yeni ileti adresi aldım. Eski adresimde bulunan tüm ileti adresleri gitti. Yeniden oluşturmaya çalışıyorum.

İnsanlığın başından beri iyiler ve kötüler arasında yarış var!

Ne mutlu ki iyiler hep çoğunlukta olmuş. Yoksa Dünya yaşanılır olmaktan çıkardı!

Temiz kalabilmenin her zaman bir bedeli olmuştur. Ancak “ALDATILMAK “ duygusu çok kötü bir duygu olsa gerek! Etkisi uzun sürüyor. İçimi korku sardı. Dostlarımın da aynı duygu içinde olması da beni ayrıca etkiliyor.

29 Mart seçimleri öncesi ortamda geçim sıkıntısı içinde kıvranan insanlara siyasiler umut aşılıyorlar. Neler yapacaklarını bol keseden anlatıyorlar. Bazıları en az iki dönem sorumluluk almışlar. Geçmişte yapamadıklarını yeni dönemde seçilirlerse yapacaklarını söylüyorlar. Birileri çıkıp ta : “ şimdi mi aklına geldi? “ diye sorarsa hemen susturuluyorlar. Bazen de önceden önlem alınıyor! Bu özellikleri olduğu bilinen insanlar gözaltına alınıyorlar.

Geçmiş seçimlerden farklı olarak; özellikle iktidarda olan siyasi hareket “ SOSYAL DEVLET OLMAK “ adına halka yiyecek, içecek, giysi, dayanıklı tüketim eşyası ve para dağıtıyor. TV’ lerde izlediğimiz görüntüler halkın bu davranışa olumlu yaklaştığını gösteriyor.

Bu “ ALDATMA “ ya alışıldığı belli ki diğer siyasiler de farklı biçimlerde aynı yöntemi uyguluyorlar.

Bu şekilde günü kurtarabilirsiniz. Ya yarın ne yapacaksınız? Yaşam pahalılığı ve işsizlik altında bunalan insanları daha ne kadar aldatabileceğinizi düşünüyorsunuz?

Ahmet Metin Kılınçer

Emekli öğretmen-Balıkesir

22.03.2009