Aldatmak!!

Kadın mı Aldatıyor Erkek mi ? 

İzmir'de yapılan bir araştırma, evli kadınların evli erkeklerden daha fazla eşlerini aldattığını ortaya çıkardı. Psikologlar da sonucun şaşırtıcı olmadığını söyledi. Konak Belediyesi Kadın Danışma Merkezi avukatı ve İzmir İl Genel Meclisi Birinci Başkan Vekili Ayla Eğit, işi gereği, 5 yılda yaklaşık 5 bin kadınla görüştü. Birikimleri rapor haline getiren Eğit, bilinen aksi görüşlere ulaştı. Toplumda erkekler hakkında önyargı oluştuğunu söyleyen Eğit, erkeklerin eşlerini aldatmakla övündüğünü, kadınların ise bunu gizli yaptığını belirtti. MİLLİYET / internet: 17.09.2009 

Sayın Eğit’in araştırmayı İzmir’de yapmış olmasının bu sonuçta önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.. İzmir’li kadın, Anadolu kadınına göre daha eğitimli olduğundan, erkekten intikam alma ya da misilleme yapabilme tavrında daha cesur olmalı.. Üstelik İzmir kadınına bu tip bir soru sorduğunuzda size dürüstçe “evet aldattım” cevabını vermekten çekinmez. Peki Anadolu kadını aldatmıyor mu.. Bal gibi de aldatıyor ancak asla bunu itiraf ettirmeniz mümkün olmaz.. 

Beni aldatma ama aldatacaksan da en azından dürüst ol.. mantığıyla düşünen zeki bir erkeğin her halde çıkan sonuçtan korkmak yerine, daha dürüst olabilen İzmir kadınını tercih etmesi daha mantıklı görünüyor. Ayrıca bence konunun bir de farklı bir boyutu daha var; tamam her aldatan erkek nihayetinde bir kadınla aldatıyor ama her aldatan kadın, bir erkekle mi aldatıyor acaba ? Hiç sanmıyorum. Konunun bu kısmı bir hayli derin olduğundan bunu sonra işleyelim. 

Kadın mı Duygusal Erkek mi?? 

Kadın, çocukluğundan bu yana duygusal olmaya, duygulu görünmeye yönlendirilerek yetiştirilir.. Bu kültür, Amazonlar hariç her halde dünyanın tüm kültürlerinde aynıdır. Kadın, gözyaşlarını bir silah olarak kullanmaktan çekinmemelidir.. Ağladıkça dağlarımız yeşerecektir. Kocalar eve erken gelecektir, tartışmada galip gelinecektir... vs. Ağlamaya da gerek yoktur çoğu zaman, kadın, yolda bir kedicik görse, derhal eğilip onu okşayacak, bağrına basacaktır.. Model kadın bunu yapmıştır, O da bunu yapmalıdır.. Oysa yanındaki erkek, bir gözüyle etrafı kesmektedir ki, yanındaki sevgilisi kediciğe eğildiğinde açılan yırtmacından görünen bacaklarına ya da göğüs dekoltesine bakan başka erkekler var mıdır, varsa bu sevgi gösterisine derhal bir son verilmeli, nasıl sahiplenici bir erkek olduğu da yanında ki sevgili tarafından alkışlanmalıdır. 

Oysa o erkeğinde içinden o kediciği kucağına alıp, hoplatıp zıplatmak, yumoşçuk tüylerinde kaybolmak geçmektedir..Ama nayır’dır, nolamaz’dır.. Nerkek adam böyle kendini bırakamazdır.. Çünkü O da, kız kardeşinin tam tersine, çocukluğundan bu yana, tesbih sallayıp yere tüküren, karısının saçından tutup duvara çalan, bir tekmede sofrayı deviren adamlar tarafından, canı yandığında karı gibi ağlamama, kız gibi çiçekle böcekle oynaşmama gibi ve her ortamda pipisinin ne kadar büyüdüğünü göstermenin kahramanlığı gibi saçma sapan, insan olmanın erdeminden son derece uzak öğretiler ve yıkıntı modellerle bu günlere gelmiştir.
 

Annesi tarafından bile, “sen de Ona vursaydın oğlum” gibi şiddet telkinleriyle doldurulmuş, ne kadar sert bakarsa, ne kadar omzunu öne eğerek yürürse, tesbihi yere düşürmeden ne kadar hızlı çevirirse ve ne kadar büyük tükürürse, o kadar erkek olduğunu ispatladığını sanarak, mahalle köşelerine gruplar halinde birikip, mahallenin boyun eğmemiş, dik duran bayanlarını, bilinçsiz bir güdüyle dize getirme cakasını satmaya çalışacaklardır. Bu yitik delikanlılar, baba olduklarında, insan olma kimliği ile, toplumun dayattığı erkek olma kimliği arasında zavallıca sıkışıp, duygusuzlukla yargılanmaya mahkum bırakılacak, boşanma sonrası arada kalan çocuklarına, bu hayal kırıklığı evliliğin bir ömür tek suçlusu olarak anlatılacaklardır.. 

Oysa ne gariptir ki, erkek meyhanelerine girdiğinizde, birkaç kadehten sonra, birbirimizin omuzlarına yaslanıp, erkek erkeğe salya sümük ağlarız biz.Genel de yüksek volümde dinlenen şarkı sözleri de, kadının hainliği ve acımasızlığı üzerinedir.. Oysa aşkta iyi veya kötü insan yoktur, sadece bize biçilen roller vardır.. Gerçekten hep düşünürüm; neden tüm dünyada şairlerin büyük bir çoğunluğu erkektir..Bestekarların, söz yazarlarının veyahut aşkı için intihar edenlerin büyük çoğunluğu neden erkek.. Çünkü her toplumda erkeğin duygularını göstermesi yasaktır, acizliktir.. Erkeğin aşık olması, acizliğinin işaretidir.. Kadın ve erkek arasındaki sınırın ihlal edilmesidir. Çocukluğumda kendimden biliyorum, babamdan en çok tokadı, başkalarına vurmadığım tokatlar için yedim.. Futbol sevmediğim, kızlarla oynadığım için. Sonra genç bir adam olduğumda, şiir yazdığım için, sevdiğim kadını, bana çektirdiklerinden dolayı cezalandırmadığım için, aşık olup ağladığım için, kişiler değişse bile, tokatlar hiç bitmedi..Arkadaşlarım bile bir çok kez dışladılar.. Anlamak diyor ya Nazım ille de anlamak.. 

Bu toplumda demeyeceğim, bu dünyada erkek olmak çok zor.. Hayatınız boyunca bir kaya veyahut bir robot, bir makine gibi görünmek ve göz yaşlarınızı daima içinize akıtmanız gerekiyor.. Aksini yaparsanız, erkekliğiniz bile, en aşağılayıcı sözlerle yargılanıyor.. Arkanızdan fısıltılar yükseliyor.. 

Sonuç olarak kadınlar, erkekler kadar asla duygusal değil.. Öyle olsaydı, terk edenlerin çoğunluğu kadın değil erkek olurdu.. Bu yüzden biraz da, aldatan kadın evet daha fazla.  

Yine de aldatmak bence yer yüzünün en adi suçu olmalı.. Seven bir insanı çok ağır duygusal bir travmaya sokacak kadar ağır bir yıkım olan aldatmak, ne erkek için övünülecek bir başarı, ne de kadın için intikam da kullanılacak bir misilleme aracı olmalı. Boşanırsın, ayrılırsın, ne halt edeceksen pervasızca edersin. Aldatmak, bir insanın yaşamında işleyebileceği en ağır insanlık suçudur ve en dürüst insan, en yalansız yaşayandır. 

Hoşçakalın. 

Aldatmayın. 

Kağıt Gemilerin Kaptanı / 2009 Eylül / İstanbul