Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Aldatmak bir sadakatsizlik mi?

Aldatmak bir sadakatsizlik mi?
 

Bir dergiden ya da kitaptan almışım… Klinik psikoterapist Rabia Erdoğan, "Kişiler ikili ilişkilerde bir araya gelirken geçmişin aktarımı ile, koptukları ilk sevgiyi, yani anne ve babadan sonraki sevgiyi verecek sevgiliyi arıyor. Ama yaşam, doğal olarak, dürtülerle hareket ederken poligamdır ve ancak ego düzeyinde bakıldığında monogamdır. Bu, şu demek: İkili ilişki, karşındakiyle birlikte yaşamı üretebilme alışkanlığını elde etmektir. Yetişkin olamadığın zaman, dürtülerinle iç kaygılarını düzene koymaya çalışırken, istesen de istemesen de komşunun bahçesindeki erik hoş gelir. Ama bu kısa sürelidir. Aldatma, temelde bir ilişkiyi üretebilmek ve yaşamı paylaşabilmek becerisini geliştirememiş insanların sonsuz bağ arayışıdır. Ve iki nedene dayanır; terk edilmişlik duygusunu kapatmak ve terk edilmek yerine kendini sürekli güvencede hissetmek, dürtüsellikteki anlık hazların sürekliliğini sağlamak" demiş…

Psikiyatri uzmanlarına göre 'aldatma' diye bakılan sorun, çiftlerin kendilerini aldatılmış hissetmeleriyle ilgili olduğu… Yani aldatma ile sadakatsizlik bazen birbirine karışabiliyor.

Kimilerine göre gelişmekte olan bir Avrupa ülkesi, kimilerine göre Asya’da üçüncü dünya ülkesi olan Türkiye’de bu iki kavram “ aldatma-sadakatsizlik” aynı kavramda olsa, ayrı kavramlarda olsa sonuç değişmiyor. Hüsran…

Tekeşlilik tarihi nerelere dayanır diye araştırdım. Konuya ilgi duyan okurlarda araştırmışlar ve bir çok veriye ulaşmışlardır şüphesiz. Güney Amerika'da yaşayan ipek maymun denilen ''tamarin'' maymunu çoğunlukla tekeşlidir ve çocukların bakımını erkekler üstlenir. Bazı durumlarda erkekler çokeşliliği seçer ve dişiden dişiye gezerek gönül eğlendirir. Son yıllarda maymun çiftlerinin ''boşanma'' eğilimlerinde görülen artış, büyük ölçüde dişilerin ölüm oranlarındaki artıştan kaynaklanır. Buna bağlı olarak dişi maymun nüfusundaki azalma, her erkeğe bir dişi düşme olasılığını ortadan kaldırdığı için açıkta kalan erkekler, ''yuva yardımcısı'' olarak, kurulu yuvalara 3.kişi olarak yanaşır. Yuva yardımcıları, bir dişi ve bir erkekten kurulu yuvada, kendisinin olmadığı halde, çocukların bakımını üstlenir. Yuvada bir bakıcının bulunması en çok çiftin erkeğinin işine yarar. Çocuklara bakmak zorunda kalmadığı için rahatça başka dişilerin peşine düşecek zamanı bulur ve ''karısının'' kızışma zamanını bekleyeceğine başka dişilerle çiftleşerek üreme şansını arttırır. Bu arada yardımcının da emekleri karşılıksız kalmaz. Yuvanın dişisi kızışma döneminde, gerçek eşi yanında değilse, yardımcıyla çiftleşir. İşin ilginç tarafı yuvadaki dişi eşinin ne yaptığı ile fazla ilgilenmez; dişi için önemli olan yavruların bakımını bir erkekle paylaşmaktır. Bu erkeğin kim olduğu önemli değildir.

Psikolog David Barash ve Psikolog Judith Eve Lipton, dünya üzerine yaşayan birçok çifti yakından ilgilendiren tekeşlilik olayını yüzlerce denek üzerinde araştırmışlar ve "İnsanlar ve hayvanlar için aldatmak kuraldır, sadakat ise istisna" diyerek ‘Tekeşlilik Efsanesi: Hayvanlarda ve İnsanlarda Sadakat ve İhanet (The Myth of Monogamy: Fidelity and Infidelity in Animals and People) adlı kitabı sunmuşlar dünya insanına.

Peki bizim bilim adamlarımız bu konuda yalnızca yazılanları mı okuyorlar? Elbette hayır.

Prof.Dr. Psikiyatr Mehmet Sungur ise tırnak içinde 'aldatma' teriminin sorunu tanımlamayacağını savunuyor ve bu terimin adının sadakatsizlik olması gerektiğini belirtiyor. Sungur'a göre her sadakatsizlikte bir miktar aldatma bulunmakta. Ancak, aldatma karşı tarafı kandırmak amacıyla yapılır. Oysa sadakatsizlikte böyle bir amaç yoktur. Ancak, sadakatsizlik devam ederken bir süre sonra amaç haline geliyor. Sadakatsizlikte eşlerden biri bir başka kişiye yöneldiği zaman, amacı beraber olduğu kişiyi aldatmak değildir. Başka kişilerle beraber olurken amaç, eşi ya da sevgiliyi aldatmak olmuyor. Sungur, "Mesela, danışanlarımız bize geldiklerinde, 'Başka biriyle beraber oluyorum, çünkü karımla seks artık eskisi kadar seksi değil' diyor ve ekliyor “ Dolayısıyla, seks artık seksi olmadığı için başkalarına yöneliyor eşlerden biri. Aldatma, eşlerden birinin başka bir partner olduğunu fark ettiği noktada başlıyor. Sorular sormaya başlıyor eş; o sorulan sorulara yalanlar geliyor ve doğrular söylenmediği zaman aldatma başlıyor. O nedenle olay bir sadakatsizlik ve aldatma da bunun bir parçası" sözleriyle durumu açıklıyor.

Ben de sayın Prof. Dr. Sungur’a yürekten katılıyorum. Sungur Tempo dergisine verdiği demeçte aldatmanın kişiler üzerindeki etkilerine değinirken de şöyle anlatıyor olayı: “herkesin olaydan etkileniş biçimi farklı. Bazen, insanlar tüm bu sadakatsizliği bilmelerine rağmen, eşleriyle yaşamaya devam ediyor. Bazıları ilişkiyi anında koparıyor, bazıları sürekli bocalıyor. Dolayısıyla, bunlardan hangilerinin yaşanacağı tamamen insanlara bağlı.”

Çıkardığım sonuç şu ki! Tekeşlilikten çok eşliliğe geçiş yapmış erkek ya da dişi bu durum fark edilene kadar aldatma eylemini gerçekleştiriyor, fark edildiği andan itibaren bunun adı sadakatsizlik oluyor. Şimdi ne “fark eder ki ? Ha Hasan Ali, ha Ali Hasan” diyenleriniz çıkacaktır eminim. Ancak birinin önünde Hasan, diğerinin Ali Özellikleri var. Karıştırmamak gerek bu iki ince ayrımı!

Sadakatsizliğe uğramış birinin durumunda bazen utanç, bazen öfke duygusu uyanıyor diyor başka araştırmalarda bulunan uzmanlar. "Erkekler bunu her zaman yapar lafına inanmalıydım, ama inanmadığım için kendimi affedemiyorum durumu yaşanıyor” diyorlar. Benim kavrayamadığım neden “Erkek” cinsiyetinin kullanıldığı! Bu tespiti yapan uzmanların isimlerini deşifre etmek gerekirdi belki ama onların erkek olmamalarından kaynaklı olduğunu düşündüğüm bu tespiti görmezden gelemezdim. Bir daha ki sefere daha dikkatli olmaları için özellikle bu tespiti yazıyorum.

Bu eylemi gerçekleştirenin karşısında kalan iki insan var. Biri sadakatsizliğe uğrayan, diğeri bilgili ya da bilgisi dışında bu eyleme ortak olan komşu bahçe eriği..

Sanırım epey uzun oldu. Gelin bunu da bir sonraki yazıda paylaşalım.

Sevgi ve sağlıkla kalın..

 
Toplam blog
: 126
: 1276
Kayıt tarihi
: 10.09.06
 
 

48 yıldır yaşıyorum.Gazeteciyim, müzisyenim, babayım... Önce insan ve iyi bir yurttaş olabilme çab..