Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '11

 
Kategori
Güncel
 

Alet…

Alet…
 

Alet nedir sorusuna, bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne, bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt veya hoş görülmeyen bir işe yardımcı ya da aracı olmayı kabul eden kimse gibi yanıtlar verebiliriz. Kelimenin isim olduğu şeyin özüne baktığımızda ise, aslında yapmak istediğimiz ama yapamadığımız veya yapmakta zorlandığımız işlerin yapımında yardımcı olarak kullandığımız her şeydir. 

İnsanoğlunun hayvandan ayrılmasının büyük bir kanıtı da alet kullanabilmesi ve hayatını kolaylaştırabilmek için her alanda aletler üretmesidir. Bu amaçla her türlü aleti üretebilmek ve kullanabilmek toplum yaşamında o kişiye rahatlık sağlaması bakımından övgüye hak kazanır. Ancak, üretilmiş veya yeni üretilen bir aleti diğer insanların yaşamlarına müdahale amacı ile kullanmak da, insanın hayvandan da az gelişmiş olan rezil yanını ortaya çıkarır. Kurnazlık, üçkâğıtçılık gibi tanımlamalar bu tür işleri yapanlar için kullanılan kelimeler olduğu gibi, bazen bilerek, bazen de bilmeyerek, insan birilerinin işleri için alet olabilir. 

Ekmek keserken kullandığımız masum, hatta yararlı bir alet olan bıçak nasıl ki birini öldürmek için kullandığımızda soğuk ve çirkin yüzlü bir alet haline geliyorsa, birilerini kandırıp istediğimizi yaptırabilmek için kullandığımız güler yüz, tatlı dil de son derece kötü bir alet işlevi görebiliyor. 

İnsanın gelişmişlik derecesini ölçmenin bir şekli de maddi veya manevi aletleri kendi yararı ama başkalarının zararına ne kadar kullandığı ile ölçülür. Uygulamadaki yasalar maddi aletlerle başkalarına zarar vermeyi önlemek adına bir kısım yaptırım getirmişlerdir ama gerek kanıtlama gerekse ispatlama zorluğundan dolayı manevi aletlerle yapılan zararlara o kadar net yaptırımların getirilmesi mümkün olmamıştır. Özellikle egemen güçlerin toplumlar üzerinde baskılar oluşturabilmek adına manevi aletlere çokça başvurması beklide daha etkin caydırıcı önlemler alınmasını önlemektedir. 

İnsanın özellikle dilinde en çok gezinen şey, onda büyük bir ihtimalle en az olan şeydir. Siz hiç benim çok param var diye sürekli sahip olduğu paraları anlatan bir zengine rastladınız mı? Çok zordur, hatta nice büyük zenginlerin ağzından en az çıkan söz paradır. İnsan, doğası itibari ile sahip olduğu şeyleri bir süre sonra kanıksar, o şeyler onun sözü edilmeyecek parçası haline gelir. Oynadığı lotoya para çıkacağından sürekli bahsetmek parasız insana mahsustur. Ağzından “şeref” kelimesini düşürmeyen insanları inceleyin; En büyük şerefsizliklerin mimarı olduklarını göreceksiniz. 

İnsanlar, toplumlar, özellikle manevi değerleri başka insanların kendileri gibi düşünmesi ve kendi istekleri doğrultusunda hareket etmesi için kullanıyorlarsa, bu o insanın veya gurubun az gelişmişliğinin örneğidir. 

Orta çağda batı yöneticilerinin en önemli aleti olan “din” şimdi ortadoğuda yoğun bir şekilde kullanılıyor. Hemen her yönetici halkı yönetmek adına dini kendi veya grubu çıkarına yorumlayıp topluma uyguluyor. Bu yüzden de ortaya bir yığın ucubeler çıkıyor. Sevgili Erdoğan Şahin’in bu günkü yazısında da belirttiği gibi İslam toplumlarında güzel sanatlar gelişmemiştir. Bunun sebebi pek tabiî ki Allahın emri değil, güzel sanatların kültüre ve beyinsel gelişmeye yaptığı katkıyı iyi bilen yöneticilerin toplumu koyun sürüsü gibi güdebilme isteğidir. 

Din, maalesef yöneticilerimizin elinde acımasızca kullandıkları bir aldatma aletine dönüşmüştür. Biz de ne kadar az gelişmiş bir toplum olduğumuzu yöneticilerimize dini ne kadar alet olarak kullanma izni verdiğimizle ölçebiliriz. 

İzmir 2011-04-20 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..