- Kategori
- Siyaset
Alev alev kaygılar
Yorum Okuyucunun
9 Nisan Cuma Günü “BDP’NİN sivil itaatsizlik adı altında yaktığı ayrılık ateşi çağrısına uyan binlerce kişi; Diyarbakır, Van, Hakkâri, Batman, Mardin ve Şırnak’ta: Cuma namazını cami yerine BDP’LİLERİN Devlete isyan bayrağı açtığı çadırlarda kıldı.
Bizim aydınlar bu eylemi Türkiye’nin değişimi, demokrasinin gelişimi olarak yorumluyorlar.
Partinin adını Barış ve Demokrasi koyan BDP’LİLER, gemi azıya almış kum piste koşan İngiliz atı gibi ayrılığa koşuyor.
Onlar TC Anayasası ve Yasaları tanımıyor, yok hükmünde sayıyor.
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Devlet Okullarında birilik ve bütünlüğü pekiştirme adına okunan “andımızı” çocuklarına okutmuyorlar.
Diyanet İşleri Başkanlığının “DİN” adamlarını ve Camileri yok farz ediyor.
Kendileri militan Din adamı yetiştirip, bölücülüğe bir de “din” urbası diktiler.
İnsanların saf duygu ve inançlarını, bölücü emel ve siyasi çıkarlarına alet etmekte hiç bir beis görmüyor.
Bu nasıl bir demokrasidir ki, Devleti koruyan, birlik bütünlüğü sağlayan yasaların hiç biri meri değil.
Avuçlarının içinden kayarak, adım, adım bölünmeye giden bir devleti seyrediyor Türk Milleti çaresiz.
Kötü gidişe dur diyecek birini arıyor yana, yana yüreği.
Bandırma Vapuru Milletin yüreğinde alev, alev yanan kaygıların satırlara dökülüşüdür kalemimden.
Buyurun birlikte okuyalım bir de…
BANDIRMA VAPURU
İşkâl edilmiş memleketin dört bir köşesi
Demir atmış düşman gemilileri boğaza
Hüzünlü Bayrak dalgalanmaz eskisi gibi
Sokaklarda devriye geziyor İngiliz neferi
Şan ve şerefle dolu Türk’ün geçmiş tarihi
Üç kıt’a da At koşturdu bu milletin askeri
Esaret yakışmaz Türk’e vardır bir çıkış yolu
Bekliyor yolcusunu kıyıda bandırma vapuru
Pusulası yokmuş geminin kimin umurunda
Buluruz biz yolumuzu bakarak şafak yıldızına
Bir güneş doğacaksa sonunda bu yolculuğun
Engel olamaz hırçın dalgalar bandırma vapuruna
Çetin geçse de yolculuk göründü işte Samsun
Biraz sonra yanaşacak gemi sancaktan limana
Bir güneş doğacak kasvetli karanlık gecenin üstüne
Işıl ışıl saçları sarı okyanus gibi gözleri mas mavi
O günden bu güne tam doksan iki sene geçti
Yaktığı meşale aydınlatıyor karanlıkta yolumuzu
Terk edip gitti yetmiş iki yıl önce öksüz bıraktı bizi
Belli daha çok sevdi gittiği yeri dönmedi hiç geri
Sormadı kurduğu devlet kimlerin elinde perişan şimdi
Karada gözyaşı ile yürüyen atlas yelkenli muhteşem gemi
Sarıklı cübbeli kaptan ve yolcularıyla Denizde tekliyor şimdi
Türban bağlamış yelken direğine nispet ediyor ninemin yemenisine
Ant içmiş almıyor adını ağzına Türk olmak suç
Üst ve alt kimlik varmış gürül gürül akan asil kanda
Dön artık dön özledi arıyor millet seni ufukta gözleri
Ümitle bekliyor doğacak sabah güneşi bekler gibi gelişini
Necati Kavlak
01.02.2011 Manisa