Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Alev alev kaygılar

Alev alev kaygılar
 

Yorum Okuyucunun


9 Nisan Cuma Günü “BDP’NİN sivil itaatsizlik adı altında yaktığı ayrılık ateşi çağrısına uyan binlerce kişi; Diyarbakır, Van, Hakkâri, Batman, Mardin ve Şırnak’ta: Cuma namazını cami yerine BDP’LİLERİN Devlete isyan bayrağı açtığı çadırlarda kıldı. 

Bizim aydınlar bu eylemi Türkiye’nin değişimi, demokrasinin gelişimi olarak yorumluyorlar. 

Partinin adını Barış ve Demokrasi koyan BDP’LİLER, gemi azıya almış kum piste koşan İngiliz atı gibi ayrılığa koşuyor. 

Onlar TC Anayasası ve Yasaları tanımıyor, yok hükmünde sayıyor. 

Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Devlet Okullarında birilik ve bütünlüğü pekiştirme adına okunan “andımızı” çocuklarına okutmuyorlar. 

Diyanet İşleri Başkanlığının “DİN” adamlarını ve Camileri yok farz ediyor. 

Kendileri militan Din adamı yetiştirip, bölücülüğe bir de “din” urbası diktiler. 

İnsanların saf duygu ve inançlarını, bölücü emel ve siyasi çıkarlarına alet etmekte hiç bir beis görmüyor. 

Bu nasıl bir demokrasidir ki, Devleti koruyan, birlik bütünlüğü sağlayan yasaların hiç biri meri değil. 

Avuçlarının içinden kayarak, adım, adım bölünmeye giden bir devleti seyrediyor Türk Milleti çaresiz. 

Kötü gidişe dur diyecek birini arıyor yana, yana yüreği. 

Bandırma Vapuru Milletin yüreğinde alev, alev yanan kaygıların satırlara dökülüşüdür kalemimden. 

Buyurun birlikte okuyalım bir de… 

BANDIRMA VAPURU 

İşkâl edilmiş memleketin dört bir köşesi 

Demir atmış düşman gemilileri boğaza 

Hüzünlü Bayrak dalgalanmaz eskisi gibi 

Sokaklarda devriye geziyor İngiliz neferi 

Şan ve şerefle dolu Türk’ün geçmiş tarihi 

Üç kıt’a da At koşturdu bu milletin askeri 

Esaret yakışmaz Türk’e vardır bir çıkış yolu 

Bekliyor yolcusunu kıyıda bandırma vapuru 

Pusulası yokmuş geminin kimin umurunda 

Buluruz biz yolumuzu bakarak şafak yıldızına 

Bir güneş doğacaksa sonunda bu yolculuğun 

Engel olamaz hırçın dalgalar bandırma vapuruna 

Çetin geçse de yolculuk göründü işte Samsun 

Biraz sonra yanaşacak gemi sancaktan limana 

Bir güneş doğacak kasvetli karanlık gecenin üstüne 

Işıl ışıl saçları sarı okyanus gibi gözleri mas mavi 

O günden bu güne tam doksan iki sene geçti 

Yaktığı meşale aydınlatıyor karanlıkta yolumuzu 

Terk edip gitti yetmiş iki yıl önce öksüz bıraktı bizi 

Belli daha çok sevdi gittiği yeri dönmedi hiç geri 

Sormadı kurduğu devlet kimlerin elinde perişan şimdi 

Karada gözyaşı ile yürüyen atlas yelkenli muhteşem gemi 

Sarıklı cübbeli kaptan ve yolcularıyla Denizde tekliyor şimdi 

Türban bağlamış yelken direğine nispet ediyor ninemin yemenisine 

Ant içmiş almıyor adını ağzına Türk olmak suç 

Üst ve alt kimlik varmış gürül gürül akan asil kanda 

Dön artık dön özledi arıyor millet seni ufukta gözleri 

Ümitle bekliyor doğacak sabah güneşi bekler gibi gelişini 


Necati Kavlak 

01.02.2011 Manisa 

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..