Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Müzik
 

Alev saçlı güzel kadın

Alev saçlı güzel kadın
 

‘’Parçalandım ve her bir parçamı ayrı yere bıraktım.

Birini hiç unutmadığım o küçük şehirde bıraktım,

Dönemedim, kim bilir belki dönsem de bulamazdım.’’

Daha önce o küçük şehirde bir parçasını bırakmamış olan biri anlayamazdı bu alev saçlı güzel yürekli kadının ne demek istediğini. O küçük şehre geri dönmemişti, ardında bıraktığı parçayı yerli yerinde bulamamak korkusundan. Belki de sadece dönmek istememişti. Oysa biz o küçük şehirde boyumuzdan büyük hayaller kuruyorduk ve hayallerimizi gerçekleştirip küçük şehrimize dönerek her bir parçayı yerli yerine oturtabilmenin hesaplarını yapıyorduk. O küçük şehirde alev saçlı kadının şarkılarıyla büyüyorduk, aşk acılarımıza en iyi merhem hep onun melodileri oluyordu, çünkü o toprağımızdı bizim. Pek bahsetmese de ardında kalan küçük şehirden, nereye gitse Trakya’nın o kıvrak ezgilerini, o neşeli Rumeli havalarını, o ahenkli kültür coğrafyasını peşinde götürüyordu. Kına gecelerimizde onun sesinden ‘’yüksek yüksek tepeler’’ ezgileriyle gözyaşları içinde kızlarımızı gelin etme hüznüyle savruluyor, anne sevgimizi onun sözleriyle perçinliyorduk.

‘’Annem annem sen üzülme, sözlerin hep yüreğimde…’’

Aşkı en güzel o anlatıyordu sanki ya da biz aşkı en çok onun sesine yakıştırıyorduk. Çekilen aşk acısı somut bir nesne haline adeta,

‘’Yalnızlığa elbet alışır bedenim

Yalnızlıkla belki de başa çıkabilirim

Çok zor gelse bile yaşar öğrenirim

Sensizlik benim canımı acıtan…’’ derken.

Ve sitem ediyordu haklı olarak.

‘’İşte ben böyle bir hal içindeyim

Aslında derin keder içindeyim

Bazen isyan edip yalnızlığıma

Sana karşı ince bir sitem içindeyim.’’

Çekilen acı öyle bir yansıyordu ki melodilere, bu kadar güzel yürekli bir insana kim bu acıyı hissettirmiş olabilir diye düşünmekten alamıyordunuz kendinizi. O yine de ‘’Mühim değil.’’ diyebiliyordu dudaklarının kıyısındaki o buruk gülümsemeyle.

‘’Bitti buraya kadarmış dedim

Unuttum bile dedim

Avuttum kendimi sözde

Ama yine de akıyor gözyaşlarım

Islatıyor yastığımı

Seni özlediğim gecelerde…’’

Bir o kadar da barışıktı kendisiyle ve dünyasıyla.

‘’İster vur ister okşa

İster tut ister yolla

İster sev ister zorla

Ben böyleyim.’’ diyordu.

Acı tatlı yaşadığı her şey daha bir olgunlaştırıyordu onu. ‘’Yaşıyorum!’’ derken hissettirdiği yaşama sevincinden anlıyordunuz bunu.

‘’Anlatacak hikayelerim bitmedi henüz

Anlaşacak dostlarım tükenmedi

Yorgunluk, kırgınlık hepsi gelip geçer

Her şeye rağmen yaşamak güzel…’’

Bu alev saçlı güzel kadın her şeyiyle yaşıyordu hayatı, özümsüyordu yaşanacak ne varsa ve onun hakkında anlatılabilecek daha o kadar çok şey varken bize ‘’Hayranım sana!’’ demekten başka söylenecek söz bırakmıyordu.

‘’Hayranım sana…sabrına…

Sakince karşımda durup

Meydan okuyan o tavrına

Varlığına…’’

 
Toplam blog
: 11
: 1148
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Kırklarelili'yim. Uludağ Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 2.sınıf öğrencisiyim. ''Sence yazar..