Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Alevi talepleri

Alevi talepleri
 

Hz. Ali


Pir Sultan Abdal Kültür Derneği okullardan din derslerinin kaldırılması için eylem yapıyormuş. 

Epey zamandır, alevi derneklerinin ve fikir insanlarının devletten bazı talepleri olduğunu biliyoruz. Çocuklarının din dersi almaması, cemevlerinin ibadethane sayılması, okullardan din dersinin, devlet bünyesinden de Diyanet'in kaldırılması gibi isteklerini, sık sık dile getirdiklerini görüyoruz. 

Bu talepler bazan değişebiliyor ve din derslerinde, "sünnilikle beraber aleviliğin de yer alması inançlarının, Diyanet'te temsil edilmesi" biçimini alabiliyor. 

İnsanların inanışlarına göre yaşamak istemeleri en doğal haklarıdır. Fakat ben duyduklarım arasında, "alevilere din dersi ve diyanette temsil edilme dışında" onların hayatlarını ilgilendiren bir talep göremiyorum. Bu çıkışlarıyla, sadece kendi hayatlarını değil, topyekün toplumu dizayn etmeyi hedefledikleri duygusuna kapılıyorum. 

Bir inanç grubunun devletten, başka bir inanç grubunun aleyhine sonuçlar doğuracak düzenlemeler istemesi, bunun için protesto mitingleri yapması makul bir tavır olmasa gerektir. Buna rağmen alevilerin, sünni kesimi menfi yönde etkileyecek taleplerde bulunduğunu ve bunda ısrar ettiğini görüyoruz. Daha açıkçası, kendi inançları için özgürlük istemesi gerekenlerin, başkalarının önünü kesmeye yönelik alâkasız bir yol izlediğine şahit oluyoruz. 

Sanki, devletin nizamı onlardan soruluyor. Sanki devlet, "neyi kaldırıp, neyi ikame edeceğini" bilemiyor da onlar istikamet gösteriyor. 

"Okullardan din dersi, kurumlardan Diyanet kaldırılmalıymış!" İnsanlar, kendilerini ilgilendirmeyen meselelere neden müdahil olurlar bilemiyorum. Bir şahsın, din dersinin kaldırılması için değil de çocuğunun bundan muaf tutulması için mücadele vermesi nesnel ve demokrat akla daha uygundur. Çünkü bu toplumda evlâdına din dersi aldırmak isteyen veliler de vardır. 

Siz hiç başörtüsüne özgürlük isteyenlerin, "bütün kadınlar türban takmalıdır" dediğini duydunuz mu? Kusura kalmayın ama din derslerinin ve diyanetin kaldırılması talebi, aynen buna benziyor. Yani vaziyet, "memlekette bizim istemediğimiz hiç bir şey olmamalı" noktasına çekiliyor! Bence bu makul bir talep değil, bir çeşit şımarıklıktır. 

Halbuki biz bu ülkede, bir başımıza değil farklı etnik kimliğe ve inanca sahip kimselerle beraber yaşıyoruz. Bu nedenle, çocuğunun din dersi almasını istemeyenler kadar, isteyenlerin de olabileceğini düşünmek zorundayız. Eğer 87 yıldır olduğu gibi bu düzen gene, tek bir zihniyetin arzusuna göre yürüyecekse anayasamızdaki, "T.C.nin demokratik, lâik ve sosyal hukuk devleti" olduğuna ilişkin 2. maddesini behemehal kaldırmalıyız. 

Dün, "bu ülkeyi, sünniler yönetiyor, devlet makamları onların elinde" diye, hiç te doğru olmayan iddialarla kendilerini savunanların bugün, toplumun tümü üzerinde hükümran olmaya ve devlete istikamet çizmeye çalışmaları düşündürücüdür. İnsan, böyle bir yola girmeden önce, yönetimi arzusuna göre dizayn etme hakkının olup olmadığına bakmalıdır. Acaba, din dersini kökten kaldırmak yerine seçmeli hale getirmeyi savunmak daha iyi değil midir? 

Doğrusu alevilerin, daha çok sünni kesimi ilgilendiren, "din dersi ve diyanetin kaldırılması" talebiyle karşımıza çıkması, benim açımdan normal kabul edilebilecek bir davranış değildir. Esasen gündeme getirdikleri konular da onların asıl problemi değildir. 

Her şeyden önce aleviler kendilerini bir yere oturtmalıdır. Ne olduklarına dair kesin ve ortak bir karara varmalıdır. Bu husustaki müphemiyyet vuzuha kavuşmalıdır. Herkes, aleviliğin ne olduğunu (din ya da mezhep) net bir biçimde anlamalıdır. İşte ancak o zaman dindersi, diyanet, cemevi gibi alevileri ilgilendiren konulara çözüm getirmek mümkün ve kolay olacaktır. 

Doğrusu, "hem müslümanım, hem din dersi istemiyorum; hem müslümanım hem de camiyi değil, cemevini ibadethane kabul ediyorum" iddiasının mantığı yoktur. Buna bir de, "Diyanet'in kaldırılması" eklenince her şey çorbaya dönmektedir. Ben bu talebi, dinin cemaatler eliyle yürütülmesinin doğrucağı sakıncaları öngöremeyenlerin bir fantezisi olarak görüyorum. Zira Diyanet, farklı dini grupların ayrışmasının önünde bir siboptur. Onun kaldırılması, cemaatlerarası hakimiyet mücadelesine sebep olabilecektir. Bu nasıl hesaba katılmaz anlamıyorum. 

Bir alevi, kendi inanış ve ibadet biçimiyle ilgili isteklerde bulunabilir. Bu onun en tabii hakkıdır. Fakat din dersinin, okullardan tamamen kaldırılmasını istemesi çok ta iyi niyetli bir talep değildir. Ayrıca kendini müslüman kabul eden bir yolun mensubu, özel ritüellerini ifa ettiği cemeviyle, namaz kılınan cami arasındaki farkı görebilmelidir. 

İslam dairesi içinde bir çok mezhep ve tarikat bulunur. Her mezhebin bir fıkhı, her tarikatin de bir tekkesi (toplanma yeri) vardır. Özel zikir ve dualarını kendi mekanlarında yapan bütün tarikatlar, namazlarını camilerde eda ederler. 

İslamla bağlantılı olduğunu iddia eden bir oluşumun ayrı ibadethanesi olmaz/olamaz. Bunun için o inancın farklılaşıp, tamamen ayrı bir din haline gelmesi lâzımdır. Meselâ, Babilik ya da Bahailik böyledir. Yani islâm kökenlidir ama islâmdan tamamen uzaklaşmış, ayrı bir din olmuştur. (1) 

Bence alevi ileri gelenlerinin toplanıp, inançlarının ayrı bir din mi, yoksa islâmdan bir mezhep mi olduğu konusunda bir karara varmaları ve bunu ortak bir deklerasyonla ilân etmeleri gerekiyor. Ondan sonrası kolaydır. Eğer, "alevilik ayrı bir dindir" deniyorsa, herkes buna saygı göstermek ve bu inancın ibadethanesinin "Cemevi" olduğunu kabul etmek zorundadır. Artık bundan böyle kimse Alevi çocuklarına (veya istemeyenlere) islam dini dersi vermeye kalkamayacaktır. Aksi durumda ise bu ortaklık bozulmayacaktır. Hatta öküz ölse bile. 

................................... 

(1)- Mirza Ali Muhammed, hocası Seyyid ali Reşti'nin telkiniyle 1844 de Şiraz'da mehdiliğini ilân etti ve çevresindeki bir çok insanı etkiledi. Dinden çıktığına hükmedilerek, 1850 yılında Tebriz'de idam edildi. Tabi ölümünden sonra geride kalanlar bu inancı devam ettirdi. 

Mirza Ali Muhammed, kendine Bab (kapı) adını vermiş, peygamber olduğunu iddia etmiştir ve kurduğu dinin esaslarını "El-Beyan" adlı kitapta toplamıştır. Böylece Babilik ve onun uzantısı olan Bahailik, farklı bir din haline gelmiş, ibadeti de ibadethanesi de değişmiştir. Artık bu saatten sonra kimse onlara, "siz müslümanlıktan ayrılma bir inancın mensuplarısınız, dolayısı ile sizin ibadet haneniz camilerdir" diyemiyor. 

Resim: http://www.google.com.tr/imgres? 

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..