Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Alevi vatandaşlarımıza ne zaman kulak vereceğiz?

Alevi vatandaşlarımıza ne zaman kulak vereceğiz?
 

Alevi vatandaşlarımızın ne istediklerine kulak vermeli. Onlar da huzursuzluk çıkarmadan istemeliler.


Vatansever bir Türk olarak bu yazıyı yazmak içimden gelmiyor. Üzülüyorum, yazarken ellerim titriyor ama yazacağım. Öncelikle belirtmek isterim ki, Alevi vatandaşlarımızla hiçbir problemim yok, aksine onların insancıl yapılarını, yardımseverliklerini, hoşgörülü davranışlarını çok severim. Çok sayıda alevi arkadaşım var.

Peki nereden çıkardım şimdi bu baş ağrısını? Anlatıyorum. Lütfen dikkatlice okuyun! Alevi de olsanız, sünni de veya başka bir inançtan da...

Güzel ülkemiz, doğal ve tarihi güzellikleri, stratejik önemi, coğrafi konumu bakımından güçlü dünya devletlerinin ilgi odağındadır. Bunu hemen hepimiz biliyoruz. Bizi rahat bırakmaları söz konusu değildir. 40 yıldır AB kapılarında bekletilmemiz, çoğu kez de aşağılanmamız bunun en önemli örneğidir.

15-16 yıl önce Almanya, Frankfurt'ta TRT'nin hazırladığı FORUM isimli bir programa ben de Münih'teki Türkleri temsilen konuşmacı olarak katıldım. 1-2 gün içinde 4-5 değişik konularda forum çekimleri yapıldı. Konulardan biri de Alevi vatandaşlarımızın Türkiye'deki problemleri üzerine idi. Ben sadece seyirci sıralarında bulundum bu forumda. Zira böyle problemler konusunda konuşacak bilgiye sahip değildim.

O gün duyduklarıma inanamadım. Alevi inancındaki vatandaşlarımızın çoğu Türkiye'yi yerden yere vurdular. Gördükleri işkenceden, uğradıkları haksızlıklardan bahsettiler. Bu beni çok üzdü ve araştırmaya sevk etti.

Çekimler arasında konuştuğum Alevi katılımcıların bir kısmının Türkiye'de çeşitli suçlardan arandıkları için Almanya'ya iltica ederek cezaevine girmekten kurtulduklarını öğrendim. Bunlardan biri gülüyordu benim sorularıma cevap verirken.

"Abi ne Aleviliği ya, bana ne? Ben iltica ettim baktım geri gönderecekler 'Aleviyim, ülkemde kötü muamele görüyorum.' dedim. Burada ilticacı olarak aylık alıyorum, yakında Alman vatandaşlığına da geçeceğim."

"Peki oturma izni alabilmek için ülkeni kötülemişsin şimdi de kötülemeye devam ediyorsun, doğru mu bu?"

"Abi bak sana gerçeği söyleyeyim mi? Ben Türkiye'de adam öldürdüm. Hapishanelerde çürümemek için de..."

Anlattıkça anlattı. Alevi derneklerinin içine girmiş ve bana güvenerek birçok şey anlattı. Almanların Alevileri Türkiye aleyhine örgütlediklerini ve her türlü yardımı yaptıklarını söyledi. Dikkat edin 15-16 yıl önceydi bu konuşmamız. Diğer bazı forum katılımcılarıyla da konuştum. Çoğu iltica etmişler ama Türkiye'de suç işleyip işlemediklerini söylemediler. Tüylerim diken diken oldu.

Almanları çok seven, Almanya'yı ikinci vatan olarak gören bir Türküm.
AB yanlısıyım ve Avrupalı yaşam taraftarıyım. Ama Avrupalıların bu Türkiye aleyhtarı çalışmalarını da anlamakta zorluk çekiyorum. Sadece onları değil, bizim çoğu beceriksiz olan politikacılarımızı da suçluyorum.

PKK'nın Almanya'da temellerinin atıldığı 1978 yılından sonra da Türk Hükümetleri konunun üzerine gitmediler. Gittilerse de önlem alamadılar. Neden? Çünkü politikacılarımız iç politikayla, birbirleriyle kavga etmekle o kadar meşguller ki, Dünya Politikası'nı yakından takip edecek zaman bulamıyorlar. Darılmasınlar ama çoğu da eğitimsiz ve kültürsüz. Meclise girmek için belirli bir eğitim gerekmiyor.
Parti teşkilatlarında sabahlayanlar, aşiret ağaları ve yetkilileri rağbet görüyor.
Bunların yapacaklar da yaptıkları da ortada.

PKK terörü 1984 yılında gökten zembille inmedi. 6 yıl öncesinden temelleri atıldı Avrupalı dostlarımızca (!).

Peki Almanlar Avrupa'da, bilhassa Almanya'da Alevileri teşkilatlandırıyorlarsa 15-16 yıldır niye harekete geçirmediler?

ASALA terör örgütü varken PKK var mıydı? Asala pislikleri yok edildikten sonra çıkmadılar mı ortaya?

O zaman fazla şaşırmamak gerekir. PKK bitince ALEVİ problemleri başımızı ağrıtacak. İnşallah yanılırım.

Maksat Türkiye'nin devamlı bir huzursuzluk içinde bırakılarak kalkınmasını gerçekleştirmesinin sağlanmamasıdır. Hakim güçlerin, Ortadoğu Petrollerinden istifade etmek, oralarda rahat hareket edebilmek için Türkiye'yi bir engel olarak karşılarında görmek istememeleri tüm bunların ana sebebidir.

Bu arada nasıl ki PKK terörü deyince ülkemizde bizlerle birlikte kardeşçe yaşayan, Kürt asıllı Türkler akla gelmemiş, birlik ve beraberliğimiz bozulmamışsa, Alevi kardeşlerimizle de aynı durum olacaktır. Yani Alevi olanlarla olmayanlar arasında bir düşmanlık olacağını sanmıyorum. Organize çatışmalar haricinde tabii.

Fakat hükümetin Alevilere kulak asması zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Bu güzel ülkede 20 milyona yakın Alevi kardeşimiz yaşıyorsa ve onlar camilerde değil de Cem Evlerinde ibadet etmek istiyorlarsa, bu gözardı edilemez.

Bizim problemlerimiz bizim ülkemizde bizler tarafından halledilmezse, ABD büyükelçisi kendi binalarında Kürt asıllı kimselere kahvaltı vererek bizim problemlerimize kendi çıkarları doğrultusunda çözüm arar. Hatta bu kahvaltıya Kongre üyeleri de gelir ve hükümet seyreder.

Alevi vatandaşlarımızın problemleri de Avrupa ülkelerine taşınır ve aleyhimize kullanılır.

Alevi vatandaşlarımızın problemlerine çözüm bulmak, onların çoğunun Türk Devleti'ne dargınlığını ortadan kaldırmak için acil önlemler alınmalıdır. Öyle göstermelik çalışmalarla halledilmez böyle kangren olmuş yaralar. Ciddi çalışmalar gerekir, hem de acilen.

Avrupa'daki teşkilatlanmaları da kontrol edilmeli, seyirci kalınmamalıdır.

Dipnot: Bu yazım 01. 12 2007'de yayına verildi. Birkaç gün yayında kaldıktan sonra editörlerden bir mesaj aldım. Yoğun tepki varmış yazıma ve bazı cümleleri biraz daha ılımlı yapmam gerekiyormuş. Tekrar okudum yazımı, değiştirme gerekli, birilerine hakaret eden bir cümle bulamadım. Alevi problemlerini objektif bir şekilde analiz etmişim. Gördüklerimi, duyduklarımı da ekleyerek.

Bugün Bektaşi Alevi Federasyonu'nun Türkiye çapında eylem yaptıklarını ve bu eylemlerinin de PKK'nın Meclis'teki uzantıları olduklarına inandığım DTP tarafından desteklenmesi bu yazımı tekrar yayına almak istememin nedenidir. Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan'ın bu eylemlere katılınmamasını önermesi de takdir edilecek bir durum. Demem o ki Alevi vatandaşlarımız değil başımızı ağrıtacaklar, onların bir bölümünü ve çakma Alevileri maşa olarak kullanıp ülkemizde huzuru bozmak isteyen dış güçler. Bunların başında da maalesef Almanya geliyor.
Alevi kardeşlerimiz bu yazıyı okuyup da kendi üzerlerine çekmesinler lüten! Alevilere karşı bir tavır almıyorum, sadece dış güçlerin oynadığı oyunlara dikkat çekiyorum. Alevi kardeşlerimiz de alet olmamalılar. Sayın Doğan'ın çağrısı da bu yönde. Saygı ve sevgiler. 10 Kasım 2008 Saat: 10:00

Mustafa Mumcu, 01 Aralık 2007 saat: 09:20 (İlk yayın tarihi)

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..