Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '14

 
Kategori
Siyaset
 

Aleviler dikkat!

Aleviler dikkat!
 

Bu ülkede Aleviler üzerine yazmak, haber yapmak birçok çevrede garip biçimde otosansüre takılıp kalır. Bunun için sansürün devreye girmesine gerek bile kalmaz, otosansür yeter de artar. Çünkü bu ülkede “kaş göz işaretiyle” “Dikkat Aleviler” diye birbirini uyaranların, durumdan vazife çıkaranların sayısı oldukça fazladır…

Soma, en son örnek… Çarşamba günü YURT’ta “Alevi, Soma’da ölürken de öteki” başlıklı bir yazı yazdım. Soma cinayetinde ölen Aleviler olduğunu ve bu Alevilerin köylerine bırakın bakanları, Belediye Başkanı dahil bir tek hükümet yetkilisinin bile ziyaret etmediğine dikkat çektim. Soma ve Kınık’taki Alevi köylerin isimlerini, hatta köylere göre ölü sayılarını da haber kaynaklarıyla birlikte verdim. Derdim, organize bir şekilde işlenmiş “siyasi ve ticari cinayete” kurban gitmiş 301 kişiyi mezheplerine göre tasnif etmek değildi. Derdim, ölümlerde bile yapılan ayrımcılığa, basının da bunu “görmemesine” dikkat çekmekti.
“Dikkat Aleviler” için bir başka örnek ise 2-3 hafta önce Başbakan Erdoğan’ın Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’u Aleviler üzerinden eleştirmesidir. Erdoğan hatırlanacağı gibi, “Almanya’da Ali’siz Alevilik denen ateist bir anlayış” var, “avuç içi kadar olan bu grubun söyledikleriyle bizi eleştiriyorlar” diye veryansın etti, Alevileri bir kez daha açıkça hedef tahtasına oturttu…
Birbirinden bağımsız gibi gözükse de, bu iki örnek de ortak zihniyetin ürünüdür. “Dikkat Alevi” diye Alevileri dışlayanlar, yok sayanlar, ölümlerde bile Alevileri “adam yerine koymayanlara” karşı Alevi hareketinin bu gerçeği görmesi gerekir. Almanya’daki Alevi'ye “ateist” diyen anlayışla Soma’da ölen işçi Alevi olduğu için köyüne gitmeyen, taziye ziyaretinde bile bulunmayan zihniyet aynı zihniyet!

KÖLN’DE PROTESTO MİTİNGİ
Böyle bir ortamda Aleviler bu hafta sonu iki önemli sınavdan geçecekler.
Birincisi, 24 Mayıs Cumartesi günü Köln’de yapılacak “Büyük Demokrasi Yürüyüşü ve Recep Tayyip Erdoğan’ı Protesto Mitingi.” Aynı gün Erdoğan Köln’de 15 bin kişilik Arena salonunda kendi taraftarlarına Aleviler üzerinden “ayar vermeyi” planlarken, on binlerce Alevi de Köln Ebertplatz’da Erdoğan’ın ayrımcı ve mezhepçi olduğunu haykıracak. Oluşan tepkilerden dolayı, Köln’e gidip gidemeyeceği tartışmalı hale gelen Erdoğan’ın “bir avuç” dediği, arkasından da “ateist” ilan ederek kendi içlerinde kategorize etmeye çalıştığı Alevilerin en az 50 bin kişi ile Köln’de onu protesto edeceği kesin! Bu sayının 50 binin üzerine çıkması da şimdiden söyleyeyim kimseyi şaşırtmamalı! Çünkü bu protesto mitingine AKP uygulamalarından ve söylemlerinden rahatsız olan bütün siyasi ve toplumsal çevreler de katılıyor…

ANKARA’DA ABF KONGRESİ
Cumartesi günü Köln’de Erdoğan’ı protesto etmek için Aleviler bir araya gelirken, pazar günü de Ankara’da Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Kurul’u var. İçlerinde Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri’nin de olduğu ve yaklaşık 150 bin kişinin üye olduğu 200 dernek ABF üyesi.
Alevilerin taleplerinin bütün Türkiye’ye ezberletilmesinde ve eşit yurttaşlık talebinin yüksek sesle dillendirilmesinde belirleyici bir rolü olan ABF, son bir iki yıldır oldukça etkisiz bir durumda. ABF, tıpkı diğer çatı örgütleri gibi geçmişe göre daha etkisiz olunca, Alevilerin “adam yerine konulmaları da, siyasi ve toplumsal karar mekanizmalarında yer almaları da” mümkün olmuyor. Gezi eylemlerinde, Soma cinayetini protestolarda en ön saflarda yer alan Alevilerin kamuoyunda birkaç yüz kişilik “Anti-Kapitalist Müslümanlar” kadar bile örgütsel anlamda ciddiye alınmamalarının nedenlerinden biri bu. Alevi hareketinin yeniden derlenip toparlanması, ikinci lig oyuncusu olmaktan kurtulması için pazar günü yapılacak ABF kongresi önemli. Bu kongre, federasyon yönetimini ne pahasına olursa olsun alma üzerine değil, hareketin bütün bileşenlerinin temsil edileceği ortak bir yönetim üzerine kurgulanmalıdır. Alevi hareketinin, Türkiye’si ile Avrupa’sı ile aynı kulvarda yeniden buluşması için bu şart! Adam yerine konulmak, karar mekanizmalarında yer almak için bu şart! “Küçük olsun benim olsun dönemi” kapandı ve bunun kimseye bir hayrının olmadığı ortada! Alevi hareketi dernek ya da federasyon yönetimini almanın, kendisine en yakın olanı “yenmenin” iktidar anlamına gelmediğini, iktidarın “yerel yönetimler” ve “merkezi hükümet” de yer almak olduğunu artık anlamalı. İşte bu yüzden “Aleviler dikkat”!

YURT Gazetesi

 
Toplam blog
: 18
: 641
Kayıt tarihi
: 18.01.13
 
 

Necdet Saraç (d. 8 Şubat 1961, Erzincan, Türkiye) Yazar, Gazeteci Marmara Üniversites..