Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '12

 
Kategori
Futbol
 

Alex' in onurlu mücadelesi

Alex' in onurlu mücadelesi
 

Onurlu veda!


 

Dün Alex' in basın toplantısını izledim. Basın toplantısı sırasında iki şey hissettim. Birincisi Türk spor tarihinin "en adam gibi adamlarından" bir tanesini kaybediyor olmanın verdiği büyük acı, diğeri de Fenerbahçe Başkanı  ve Teknik Direktörünün düştüğü durumdan dolayı hissettiğim derin üzüntü oldu.

 

Genellikle olaylara tek taraflı bakma eğilimim yoktur, ancak Alex' in belirttiği bazı noktalar var ki, kendisine şüphesiz, sorgusuz, sualsiz inanıyorum. Gerçekten de Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman hakkında anlattığı olaylar ve düşüncelerinin doğruluğuna inanıyorum. Çünkü sadece Alex' in açıklamalarından yola çıkmıyorum. Son 3- 4 yıl içinde bu camiada bu ikili yüzünden yaşanan somut ve olumsuz olayları baz alıyorum. Alex olayı sadece bu görüşlerimi doğrulamış oldu. Bu ikilinin Fenerbahçe' ye faydadan çok zarar verdiklerini Alex ile yaşanan problemlerden çok öncesinde dile getiriyordum. 

 

Aziz Yıldırım' ın kulübü tek adam olarak, hesap vermeden ve adeta kendi malı gibi yönetmesi yeni bir konu değil. Yönetime danışmadan anlık tepkilerle hoca ve futbolcu kovması, teknik direktörlere müdahale etmesi, transfer konusundaki müthiş hatalı ve savurgan tercihleri ve taraftarı ticari ürün satılacak bir müşteri olarak görme bakış açısını sürekli eleştirdim. Hatta bu eleştirilerimi pek çok spor yazarı gibi Aziz Yıldırım' ın en zor ve sıkıntılı zamanlarında yapmadım, en güçlü olduğu zamanlarda yaptım. Başkan' ın zor zamanlarımda ise kalemime mola verdirdim. İnsaniyet bunu gerektiriyordu. Camianın iyiliği için sessiz kalmayı seçtim. Ne zaman ki Başkan normal hayata döndü ve hatalarına kaldığı yerden devam etti, işte o zaman eleştirmeye yeniden başladım. Alex' in Başkan hakkındaki bir tespitinin altında yatan mesaj aslında konuyu en iyi şekilde özetliyor; "Aziz Yıldırım Fenerbahçe' yi büyüttü ancak bu büyüklükle başa çıkamayarak, yeniden küçülttü"  Olay budur.

 

Aykut Kocaman ile ilgili fikirlerimi beni yakından takip eden okurlar bilirler. Fenerbahçe için kısa vadede başarı kazanmış olsa da, uzun vadede hiçbir fayda sağlamayacağını düşündüğüm bir spor adamı! Net bir futbol vizyonu olduğuna inanmıyorum. Vizyonu olsa da bunu gerçekleştirecek strateji ve uygulama becerisi olduğuna inanmıyorum. Herşeyden öte bir liderlik vasfı olduğuna inanmıyorum. Geçen sene, liderlik yolunda attığı tüm adımları, Alex olayı ile sıfırlamayı başardı. Üç beş maç kazanmış olması da bu gerçeği değiştirmiyor. Skor yazarı olmayı tercih etmediğimden, Aykut Kocaman' ın sportif bir kaç başarısını övecek değilim. Fikrimden geri adım atacak değilim. Bundan sonra üst üste 5 hafta da kazansa, ben Kocaman hakkındaki genel düşüncelerimi değiştirmeyeceğim. Ayrıca son iki maçın analizine baktığımızda, Fenerbahçe' nin sadece mücadele ettiğini gördük. 180 dakikada 6 net pozisyon ve 7 gol vardı. Bu istatistik her maç böyle olmaz, olmayacaktır. Futbol karakteri ve oturmuş sistemi olmayan bir takımın, sürekli çekirge misali sıçraması mümkün değildir.  Düşüncem net: "Kocaman dünya kulübü olmaya aday bir Fenerbahçe için yeterli bir teknik adam değil! Sadece Başkanın Türkiye içinde başarı vizyonu için yeterli bir hoca!" 

 

Alex Aykut Kocaman' a gösterdiği tepkinin yöntemi ve şiddeti konusunda hata yapmıştır. Daha ölçülü tepkiler verebilirdi. Öte yandan, yaklaşık 3 senedir kendisine yönelik sistemli bir yıpratma stratejisi izleyen, gizliden gizliye kendisini istemeyen bir hocaya karşı verdiği tepkilerde haksız da değil. Nihayetinde ne kadar sakin ve sabırlı da olsa, o da bir insan. Sabrının taştığı son noktaya kadar yine de durumu iyi idare ettiğini söyleyebiliriz. Vedası kendisine yakışır şekilde onurlu oldu!

 

Öfkeyle kalkan zararla oturur derler, Alex bu süreçten zararlı çıktı. Tepkisinde haklı olmasına rağmen, yöntemini ve şiddetini iyi ayarlayamadığından işine son verildi. Taraftar kendisine sahip çıkma noktasında birkaç cılız tepki gösterse de, taraftarın %80' i mahalle baskısından korktuğundan tepkilerini ölçülü tutmak durumunda kaldı. "İstikrar" ve "hep destek, tam destek" lobisi yeniden devreye girdi ve gerçeklerin üzerine toprak atılarak, gerçekler gömülmeye çalışıldı. Hala da çalışılıyor. En çok da;  "olan oldu, Alex' i bırakın, unutun" şeklindeki mahalle baskılarına kızıyorum. Birileri, Fenerbahçe' ye belki de tarihi boyunca sportif anlamda en büyük hizmetleri yapmış bir insanı, üstelik takımın kaptanını haksızca ve orantısız güç kullanarak kovuyor ve bizden bunu kabullenmemizi istiyor! Yok öyle yağma! 

 

Bu arkadaşların bilmediği bir şey var; gerçek Fenerbahçe taraftarı şampiyonluklar için Fenerbahçe' li değildir. Gerçek Fenerbahçe taraftarı, Fenerbahçelilik ruhu yüzünden Fenerbahçe' lidir. Rahmetli İslam Çupi ağabeyin tanımını yaptığı türden bir büyüklüğün peşinde koşar. Fenerbahçe' lilik ruhu "haksızlıklara karşı direnmek, haksızlığa isyan etmek, güçlüden değil güçsüzden yana olmak, ezilene arka çıkmak ve adalet için savaşmaktır. Aykut Kocaman' ın ve takımın alacağı 8- 10 puan değildir! Aziz Yıldırım' ın 2-3 tane projesi değildir. Isıtmalı koltuk değildir. Havalı formalar değildir! Fenerbahçelilik ruhu adamlıktır! İşte Alex bize bu büyüklüğü, bu ruhu hissettiren bir adamdı.

 

Pek çok Fenerbahçeli, yoğun mahalle baskısı altında çok sevdiği Alex' ine ancak bu kadar sahip çıkabildi. Diğer tarafta yine çok değer verdiği Başkanı ve Hocasını, haksız da olsalar karşısına almadı, alamadı. Camia daha fazla bölünmesin diye Alex' i karalayanlara karşı boynunu eğdi. Haksızlık kendi Başkanı ve Hocası tarafından yapıldığı için isyan edemedi. Kırık kolun yen içinde kalmasını istedi. Ancak şunu çok iyi biliyorum, Fenerbahçelilik ruhu ne Alex' i ne de Alex' e yapılanı unutmayacaktır. Lig şampiyonluğu, kupalar veya parıltılı projeler; vicdanlarda ve gönüllerde oluşan bu hasarı asla tamir etmeyecektir. Etmediğini de göreceğiz. 

 

Fenerbahçe şampiyon olur olmaz, ancak şu var ki Fenerbahçe' nin hocası ve başkanı bu süreci kötü yönetmiştir. İnsanları üzmüşlerdir. Bunu Fenerbahçe' nin geleceği adına yaptık açıklamaları samimi ve inandırıcı değildir. Bir takımın geleceği 3 haftada çizilmez. Bir vizyon, 5 haftada değişmez. Temel stratejiler haftadan haftaya farklılık göstermez, göstermemelidir.

 

Tüm yaşananlara rağmen en büyük temennimiz Fenerbahçe' nin başarılı olmasıdır. Taraftar ile Aziz Yıldırım- Aykut Kocaman ikilisi arasında ciddi vizyon ve fikir ayrılıkları olsa da veya taraftar Alex olayının kırgınlığını taşısa da, bunları Fenerbahçe' ye fatura etmemek lazım. Geride kalan takım bu taraftarın takımı. Futbolcular bu camianın futbolcuları. Fenerbahçelilik ruhu, bu takıma sahip çıkmayı gerektiriyor. Alex' e yapılanları unutmamak başka, sahada takımı desteklemek başka.

 

Tüm kırgınlıklara rağmen, alınacak kötü sonuçlarda hocaya ve yönetime şiddetli tepki göstermemek gerekir. Bir tepki gösterilecek ise bunun zamanı dündü, bugündü. Alex konusunda tepkisini ortaya koymamış, "ne şiş yansın ne kebap" diyen taraftar veya grupların, önümüzdeki haftalarda sahadaki olası başarısızlıklarda, tribünleri istifa sesleri ile çınlatması kesinlikle doğru değil. "Bir bakalım takım başarılı olursa sineye çekeriz, başarısız olursa veririz ayarı, tepkiyi!" yaklaşımını son derece samimiyetsiz buluyorum. Ayrıca bu tür bir samimiyetsizlik, Fenerbahçelilik ruhuna da aykırı.

 

Başkanın da, hocanın da Fenerbahçe' ye çoktan veda etmiş olması gerektiğini en şiddetli savunan insanlardan bir tanesiyim, ancak bu vedanın sebebi Alex olayı olmamalı. Bunun sebebi doğrudan yönetsel başarısızlıkların fark edilmesi olmalı. Fenerbahçe' nin 2007' den beri vites küçülttüğünün görülmesi, anlaşılması olmalı. 

 

Alınacak 1- 2 kötü sonuçta Alex olayından güç alıp, tepki göstermenin Fenerbahçe' ye hiçbir faydası olmaz. Bu insanlar görevi bırakacaklarsa, bunu Fenerbahçe' ye kendilerinden daha fazla hizmet etme potansiyeli ve iddiası taşıyan insanlar ortaya çıktığında yapmalıdırlar. Bir kaosun Fenerbahçe' ye bu saatten sonra faydası olmayacaktır.

 

Alex' e ayrı bir veda yazısı yazmayı düşünmüyorum, zira Alex' in doğru şartlar oluştuğunda camiaya geri döneceğine yürekten inanıyorum. Yolun açık olsun kaptan.

 

http://twitter.com/bertankaya

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..