Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Algı, yaşamın başladığı yerdir

Algı, yaşamın başladığı yerdir
 

Eksik ya da yanlış malzemeyle yemek yaparsanız istediğiniz lezzeti tadamazsınız ya algı da duygu ve düşüncenin malzemesidir. Eksik ya da yanlış algı ile yaşamın tadını asla alamazsınız.


Olaylar algılandıkları gibi yaşanır,

gerçek daha sonra anlaşılır.


Benlik kavramı, insanın kendisi hakkında ne olduğu ( şu anki beni ) ile nasıl biri olmak istediği ( ideal beni ) konusundaki algılardan oluşur.


Değerlerim ( inançlarım ), bakış açım ve kişiliğimle ben kimim.

Kendimi nasıl tanımlıyorum.

Gerçekte nasıl biriyim.

Kendi dünyam ile gerçek dünya ne kadar örtüşüyor.

Şu anki ben ile olmak istediğim ben arasında ne kadar fark var ve

bu farkı nasıl kapatabilirim?


Huzurlu bir yaşam için bu sorulara doğru cevaplar bulmak zorundayız fakat öncelikle kendimizle ilgili tüm gerçekleri yanılgısız biçimde algılamayı başarmalıyız.Çünkü;

Algı, yaşamın başladığı yerdir.

Algı, Objeleri seçen ve organize eden bir süreçtir. Bu süreç, ihtiyaçlarımız, geçmiş yaşantılarımız, gelecekten beklentilerimiz, kültürümüz, değerlerimiz, kişilik yapımız ve o anki psikolojik durumumuzun birbirleriyle etkileşimlerinden oluşur.

Mantıklı düşünebilmenin ön koşulu gerçekçi algılamadır. Bizler her şeyi doğru biçimde algıladığımızı zannederiz. Bazen farkında olmadığımız savunucu inkarlar ve çarpıtmalar nedeniyle gerçeği olduğundan farklı algılayıp, yanılabiliyoruz.


- Seminerimi beğendin mi anne?

- Seninle gurur duydum oğlum ancak önde oturan iki kişi canımı sıktı. Seminer boyunca hiç durmadan konuştular.

- Canım annecim. O iki kişiden biri yurt dışından seminerimi izlemeye gelen arkadaşımdı, diğeri ise konuştuklarımı O’na tercüme ediyordu.


Anne yaşanan gerçeği doğru biçimde algılayamadığı için zihninde hatalı bir senaryo oluşturmuştu.


“ Annenin hatalı senaryosu ile olayın gerçeği arasındaki fark,

çok daha önemli konularda, mutlulukla hüzün arasındaki fark kadar büyük. ”


Algı, düşünceden öncelikli bir süreçtir. Algılama anında düşünceler devreye girerse zihin, enerjisini düşünmeye harcadığı için algılama yeterince sağlıklı gerçekleşmez.

Algı, bir çeşit antendir. Anten pas, çürük ya da her hangi bir nedenden dolayı işlevini kısmen veya tamamen yitirmişse, vericiden gelen ses ve görüntüleri (Bilgileri, gerçeği vs..) ya hiç alamaz ya da sağlıksız alır. Eksik ya da yanlış malzemeyle yemek yaparsanız istediğiniz lezzeti tadamazsınız ya algı da duygu ve düşüncenin malzemesidir. Eksik ya da yanlış algı ile yaşamın tadını asla alamazsınız.


Hayatımızı duygu ve düşüncelerimize göre şekillendiriyoruz. Kahvaltıda ne yesem, bugün ne giysem, iş çıkışı arkadaşımla mı görüşsem yoksa alışverişe mi çıksam, eğitim, iş, yaşadığımız yer, dostluk, aşk ve evlilik gibi seçim ve kararlarımızın temelini oluşturuyorlar. Dolayısıyla duygu ve düşüncelerimizi sağlıklı algılamak ve iş işten geçmeden önce yanılgılarımızın farkına vararak gerekli değişimleri gerçekleştirmek, mutluluğumuz için kesinlikle zorunludur.

 
Toplam blog
: 36
: 6015
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

Günün dünden güzel olsun... ..