Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '22

 
Kategori
Futbol
 

Ali Koç

Bir takımda işler iyi gitmediğinde öncelikle futbolcuların performansı sorgulanır. Golcülerin son vuruş eksikliği, kalecilerin yan top zafiyeti, teknik kapasitesi yüksek oyuncuların bu potansiyeli yeterince kullanamaması gibi mevzular ilk ve en yüzeysel eleştiri alanları olarak gündeme gelir. 

 

Eğer kötü gidiş, bu oyuncuların potansiyellerini arttırmaları veya yerlerini başka oyunculara bırakmalarına rağmen devam ederse eleştiriler biraz daha derine iner ve oklar bir anda teknik direktöre çevrilir. Antrenman şekillerinden sahaya dizilişlere, oyuncu değişikliklerinden yıldız oyuncularla ilişkilere kadar her konu enine boyuna tartışılıp teknik direktörün bu alanlardaki hataları hararetle eleştirilir. Teknik adamın elinden geleni yapmasına karşın sorunların ortadan kalkmaması durumunda önce o teknik adam “hoca değil” diye anılmaya başlar sonra da kendisiyle yollar ayrılır. 

 

Eğer futbolcuların performanslarını artırmalarına, teknik direktörün de önce farklı oyun anlayışları deneyip sonra başarısız olarak takımdan ayrılmasına karşın yokuş aşağı gidiş devam ederse işte o zaman neşter en derine iner ve topun ucuna takımla ilgili her şeyin karar vericisi ve sorumlusu olan başkan konur. 

 

Fenerbahçe bu sezon itibariyle artık son aşamada ve çok büyük bir beklenti ve teveccüh ile başkanlık makamına gelen Ali Koç istifaya davet edilme mertebesine ulaştı! Doğrusunu söylemek gerekirse; nasıl ulaşmasın? 

 

Koç, Aziz Yıldırım’ın başkanlığı döneminde hangi konuyu eleştirdiyse kendisi aynısını yaptı. Zamanında Ali Koç, kulübün finansal durumunun kötülüğünden (haklı olarak) yakınırken bugün Fenerbahçe hangi futbolcuya ne kadar ödeme yapıldığı bilinmeyen ve finansal açıdan daha beter bir duruma geldi. Yine zamanında çok sık teknik adam değiştirilmesini ve bir sürü gereksiz oyuncu transferi yapılmasını eleştirirken Fenerbahçe 4 sezonda, Zeki Murat Göle’yi de sayarsak tam 7 teknik direktörle çalıştı, 61 futbolcu transfer etti. 

 

Bu liste uzar gider ama ben Koç’un 2018’deki seçimden önceki röportajından bir bölüme burada yer verip yorumu size bırakayım: “…Ben ve arkadaşlarım geleceği planlamak istiyoruz. Geleceğin tohumlarını atmak istiyoruz, kalıcı başarılar istiyoruz. Sürdürülebilir başarılar istiyoruz. Bunu yaparken de sağlıklı bir mali tablo istiyoruz. Ama bunları yaparken de rasyonel, kontrollü, gerçekçi davranacağım derken sanmayın ki seneye şampiyonluğu oynayacak bir kadro kurmak istemiyoruz. Ama biz istiyoruz ki yetenek keşfedelim. Yetenekleri yıldız yapalım. Yıldızlığı sona ermiş oyuncuları buraya getirip son durak kontratları yapmayalım. Daha iyi bir kadro mühendisliği yapalım. Transferin son günü veya ne bileyim Avrupa’dan elendik hadi oradan iki tane... Oradan iki oyuncu gelecekse niye elenmeden gelmiyorlar? Çok daha fazla teknoloji kullanmak istiyoruz. Çok farklı bir yöntem anlayış mantalite getirmek istiyoruz…“

 

Eğer bugün Ali Koç yönetiminin ilk hatta ikinci senesinde olsaydık yukarıdaki eleştiriler için erken olabilirdi. Fakat dördüncü sezonda, bırakın bu sorunların tamamen ortadan kalkmasını o yönde en ufak bir ışık dahi görülmediği bir ortamda sanırım bu eleştiriler adil. 

 

Ali Koç’u bir yandan eleştirirken diğer taraftan onun profesyonel kariyerindeki başarısına, yönetim kurulu olduğu çok büyük şirketlerdeki yöneticilik vasıflarına bakıyorum ve ortaya büyük bir tezat çıkıyor.  Nasıl oluyor da Ali koç kendi şirketlerini başarıdan başarıya koştururken Fenerbahçe’de bu denli ciddi çuvallıyor? Sanırım bu iki durum arasındaki tek fark taraftarlık. Muhtemelen Ali Koç’un, değme taraftarları aratmayacak Fenerbahçe sevgisi, başkanlık görevinde onun ayağına bağ oluyor. Hani Ulu Önder’in bir sözü var ya “vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” diye, keşke Ali Koç da taraftarlığı bir kenara bırakıp başkanlık görevini aklı selimle, soğuk kanlılıkla, planlarla, projelerle, kendi ifadesiyle eskilerden olumlu anlamda çok farklı bir yönetim anlayışıyla yerine getirse ve Fenerbahçe sevgisini bu şekilde gösterse. Eminim bu, hem kendisi, hem taraftarlar , hem de kulüp için çok daha iyi olacaktır.       

 

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..