Ali Sami Yen'de Haçlı Savaşı

Hakan Şükür'ün kutlu doğum haftası vecizesini ters yüz ederek düşünelim;

Hakan Şükür Inter'de oynarken rakip Roma'nın kaptanı Totti noel haftasına denk gelen Roma-Inter maçı için "Jesus'a layık bir mücadele olmalı" gibisinden bir vecize verseydi ne hissederdi? Inter'in müslüman futbolcuları Hakan Şükür, Okan Buruk ve Emre Belezoğlu'nu ne kadar bağlardı bu laf? Kendilerini dışlanmış hissederler miydi? Belki de müslümanlık Hz. İsa'yı bir şekilde peygamber olarak tanıdığı için fazla dert etmezlerdi, bilemiyorum. Ama kendilerini dışlanmış, ayrımcılığa uğramış hissetmezler miydi?

Yine benzer bir şekilde, 2002 dünya kupasını müslüman Türkleri iki kez yenip kazanan Brezilya'lı futbolcular kupa töreninden önce formalarını çıkardılar ve beyaz fanilalarında "İsa'nın futbolcuları, İsa sizi seviyor" mesajlarını televizyonlar yoluyla tüm dünyaya ilettiler. Bu bir katolik propagandasından başka bir şey değildi ve sporun evrensel değerleriyle tersti. Spor herkesi kucaklamalıydı ama Brezilya'lılar sadece katolikleri kucaklıyorlardı. Spordaki üstünlüklerini kendi dinlerinin üstünlüğü olarak da yansıtıyorlardı. Sadece dinlerinin değil, mezheblerinin de üstünlüğü mesajı vardı, çünkü finalde yendikleri de çoğunluğu protestan Almanlar'dı...

27 Nisan 2008'de yapılacak maç için Fenerbahçe'nin profesyonel kadrosuna bir göz atalım;

Diego Lugano
Gökçek Vederson
Roberto Carlos
Edu Dracana
Mehmet Aurolio
Alex De Souza
Cladio Maldonado
Mateje Kezman
Deivid

Teknik kardoda yer alan Zico, Eduardo, Santanna ve Eurico de Campos.

Maaşını alan, emeğini ortaya koyayan, centilmen 13 "hristiyan" profesyonel. Bu profesyonellerin böyle bir açıklama karşısında rencide olmaması mümkün mü? Doğru cevabı gerçekten de bilemiyorum.

"Güllerle gelin" gibi barış mesajı içeren bir konuşmada "Peygamber Efendimize layık olmalıyız" deniyor. Rakip takımda görev alan 14 kişi inandığı Peygamber başka... O zaman ne olacak, bir bizim peygamberimiz sizin peygamberimiz mücadelesine gitmez mi açıklama?

2002 dünya kupasında Brezilya'lıların yaptığı çiğ propagandanın aynısını yapıyor Hakan Şükür. Onlar katolikleri, Şükür ise müslümanları kucaklıyor. Sanki dünyada başka inanışa ve türlü inanmayışlara mensup insanlar hiç yokmuş gibi...

O zaman da bu bir müslüman - gavur mücadelesi demek olmaz mı? Alın size Ali Sami Yen'de bir Haçlı Savaşı !

Bence kritik nokta şurada; Hakan Şükür'ün zihniyeti, kendi takımını, rakip takımı, iki takımında tüm yöneticilerini, destekçilerini müslüman olarak kabul ediyor ve açıklamasını buna göre yapıyor. Bu açıklama sadece iki takımdaki müslümanları bağlıyor. Diğerleri Hakan Şükür için yok demek ki. Bende bunun nasıl bir kucaklayıcı bir mesaj olduğunu düşünüyorum duruyorum. Siz bir şey bulursanız bana haber verin lütfen.

Hafta sonundaki maç "hakça oyun" çerçevesinde, centilmence bir meydan okuma ile başlar ve biter diye ümit ediyorum. Sporu ve futbolu seviyorum, bu kadar farklı miletten yüreği bir araya getirip aynı anda, aynı amaç için atmasını sağladığı için.

K.

Ercan Güven, Gül ve Bülbül http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=YazarDetay&Kategori=spor&ArticleID=520440