Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '08

 
Kategori
Felsefe
 

Alın

Alın
 

Ayının esnemesi geldi, balık "kendi rızamla olsun bu iş dedi"Kader! http.//www.welt.de/multimedia


Yüz hatları: Yaşlanmak için sıraya girerlermiş! Başı çeken alın: Genelde yeterince örtünemediğinden; güneş rüzgâr gibi doğal güçlerin; yaşam ve yok olma korkusunun da yardımlarıyla ilk olarak tazeliğini yitirirmiş!

Açık alınla gezmenin bedeli ağır; bunu zaten hepimiz biliyoruz!

Gözler gördüklerini merkeze aynen iletse de güzelin çirkinin, iyinin kötünün ne ve kim olduğuna karar vermesi gereken beyin; yürek araya girince, ikilem girdabının içinde kısa devreler yaşarmış! Fal taşı gibi açılmaktan, radar gibi çalışmaktan bitap düşen bu çift; her zaman, aynı anda yüreği ve beyni ikna edemezmiş! Alından sonra o da yaşlanmaya başlarmış!

Ağız ve dudakların daha sonra buruşmaya yüz tutması; belki ömür boyu yerli yersiz, aktif olmalarından kaynaklanabilir! Yutan kusan bu bölüm: görevini abartmadan yerine getirse, yüzün diğer hatları daha taze kalır mıydı? Kim bilir?

Beden ve ruh sağlığına hizmet eden, bazen de zarar vermeye meyilli ağız ve dudakların; sınırsız özgürlükleri dizginlense; canlılar; belki de daha rahat nefes alırlardı!

Kulaklar ömür boyu birbirlerini görmediklerinden, sağın duyduğunu, sol kulak farklı algılayabilir! Bu durumda, istemeden de olsa kulaklar: Ağız ve dudakları yanlış yönlendirebilir! Duyu organları arasında iletişim ne kadar önemliymiş! Kulaklar, kulak memeleri ve burun çok daha sonra yaşlanır; uzarmış! Canı sağ olsun! Bilmediği işlere soyunmayanı bin yıl yaşasın!

Yaşlanmanın da bir sırası olduğunu keşfeden bilim adamlarının hakları ödenmez!

Öğretemedikleri öğrettiklerinden daha ağır çekse de, onların kıymetini bilmek lazım! Cehalete duvar örmek! Bilime gönül vermek! Okumanın öğrenmenin sonu olmadığını bilmek; korkularla mücadelede güç veriyor!

Hepimiz apaçık; büyümek, gelişmek, olgunlaşmak için dünyamıza gönderilmiyor muyuz?

Açık alınla geri dönüş kolay; bir o kadar da meşakkatli!

Alın yazısı yok mu? Varsa hangi dilde yazılmış?

Her kula “ Alnım açık! Yüzüm pak” demek nasip oluyor mu?

Diyemeyenler üzülmesin! “Nobody is perfect” Kimse mükemmel değildir!

Ben de!

Kan gurubum bile “0 RH Negatif” diye başlıyor, eksi “D” ile devam ediyor! Ama benim Çorumlu kara kızım “Nobody” mükemmel! Havlamıyor, ötmüyor, anırmıyor! Dört dörtlük miyavlayan bir kedi! Alnı kara, karnın da bir tutam beyazı var!

Onu ben büyüttüm! Biberonla! Tüm huylarını, sütünü tatmadığı anasından almış!

Kılı kırk yaran biberon anası: psikolojisini hiç etkilememiş! Çok şükür!

5.8.2008 Rüzgârlı bulutlu, huzursuz havalı Berlin’den!

Not: Bilim adamları: Her ne kadar yüz hatlarının yaşlanma sırasını tespit etmiş olsalar da; yıpranmanın hangi nedenden ötürü bu sırayı takip ettiği ile ilgili açıklamaları, kurgu kahramanları: Hüsnü ve Kuruntu’ya borçluyum! Yazıma vermiş oldukları destekten ötürü, kendilerine candan teşekkür ederim! Sağ olsunlar, var olsunlar!

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..