Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Alışkanlığım

Kahverengi takım elbisesi, daima pırıl-pırıl boyalı ayakkabıları, 1.90 boyuyla yakışıklı babacığımın işten gelirken, koltuğunun altındaydı hep sevgili gazetem Milliyet.. Ta çocuk yaşımda tanıştığım gazetemi, hep elzem alınacaklar listesinden çıkarmazdık. Eve gelişi, ev halkında bir hareketlilik başlatır, herkes okuduğu bölümü almak için tatlı-tatlı tartışırdı. Özellikle bulmacası, babacığımın en!dokunulmaz bölümüydü. O güzel el yazısıyla, özenle kareleri eşitleyerek yazışını hayranlıkla izlerdim.Her seferinde , tamamını çözerdi ve gururla anneme verirdi gazeteyi:- Al, bak da kültürün artsın! Bir gün ben de büyüyecek, tüm bulmacaları eksiksiz dolduracaktım. Annem, babamı kızdırmak için, yüzünde alaycı bir tebessümle: -Hadi utanma, bilemediğin yerleri sor alla'sen! deyince, babam daha dikkatle tüm soruları çözene dek bırakmazdı gazeteyi. Yıllar geçti, ben büyüdüm. Artık, bulmaca çözerken bildiklerimi söylüyordum, babam bana hiç kızmazdı canımın içi. Gülerek:-Aferin kara kızım! diyordu. Bir gün, benim için en tarihi anlardan biri geldi. Babacığım, pazar gününün büyük bulmacasını çözüyordu. Olağandan çok zaman geçmişti, ne oldu baba takıldığın bir yer mi var? dedim. Benim bulacağımı hiç tahmin etmemiş olacak ki: -Git canım , bu nasıl soruymuş, Milliyet işi bozuyor mu nedir? dedi.Neymiş soru dedim:-Ramazanda yenmek üzere hazırlanan yiyeceklerin tümü. Gazeteye bir baktım, 8 harfli soru. İFTARİYE dedim, güzel babam çok kızdı ama belli etmemeye çalışıyor, hakkaten ya! ben bunu nasıl bilemedim, ee artık bulmaca diplomanı verdim senin! dedi gülerek. Ben artık gururla, rüşdünü ispatlamış bir kültürlü! evlat olarak evdeki yerimi almıştım.

En çok, görev yaptığım köylerde özlerdim gazetemi.Köyden kasabaya ya da şehre giden araçların şöförlerine, sıkı-sıkı tembihlerdim, ne olur gazeteyi unutma emi?Akşam şöför ısmarladığım erzakı getirirdi, Milliyet'i de getirirdi ama nasıl?Akşama kadar minibüsün ön camında bekletilengüzel gazetemi her gelen kahveci, yolcular artık nasıl okurlarsa gazeteyi düzenlemek 10 dakikamı alırdı.Olsun, tek gelsin de her bir sayfası dağınık olsun, çoğu zaman :-Vallaha unuttum hoca ya! lafını duyunca kan beynime çıkar, çok kızardım.Bu nedenle olsa gerek, tüm sınıflarımda bir gazetenin nasıl okunması gerektiğini daima anlatmışımdır..

İzmir'in bir köyünde çalışırken, köyde bir ev kiralamıştım.Kocaman bir avlunun içinde üç ev vardı .Başta ev sahibimin büyük oğlu, ortadaki evde evsahibim, en sondaki ev de benimdi.Kalender, tertemiz, neşeli, namuslu çok güzel bir aileydi.Beni de kızları gibi sevdiler, hep bir aradayız çoğu zaman.Ev sahibimin askere gidecek bir oğlu daha vardı: Osman.Akşamları erkekler kahveye gider, bizev sahibim Fadime aba, gelin Sultan, kızları rahmetli Elif(Elif 21 yaşında kalp ameliyatında öldü garibim) hep beraber otururuz, evden gazetemi getiririm.En büyük eğlencem Osman'a gazete okutmaktır.Osman heceleye, heceleye okur ama artık gülmekten karnım ağrırdı. Örneğin bir haberin Osman tarafından okunuşu şöyleydi:-Kocasından dayak yiyen S.Y İSMİNDEKİ KADIN..Osman bana döner:S.Y ney hoca? -Oğlum, gazete kadının adını vermiyor, hani kocası okursa bi daha döver diye! -haa, ondaan! Neyise, işte S.Y ismindeki kadın, Valiliğe sığınıvirdi!Gelgelelim, orda da kadının yerini bulan kocası M.Y bunu yanına koymayacağım!diyerek kadını tehdit etti.Artık, haberle ilgili yorumlara gülmekten katılırdım.Fadime aba:-Allah mor belanı virsin adam senin, ah yavrım!Alın gelin o Se-Ye'yi, ben bakıviririm! Osman:-Yav ana dellendin mi seen?Görmüyon mu adam belalıymış, hiç gadın getirilir mi?valla adam seni de, gadını da kesip atıvirir kör pıçaknan!..Böyle, gazetenin her haberini konuşur, saatlerce süren sohbete doyamazdım.

Kısaca Sevgili Milliyet, sen benim hayatımın, en güzel hatıralarımın çok önemli bir parçası idin.Yaşadığım sürece de, hep öyle kalacaksın.Aydınlık, çağdaş ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşana dek, Cumhuriyetimizin, Aziz Atatürk'ümüzün yolunda, hep birlikte daha nice yıllara diyorum.Hoşcakalın, sevgi ile...

 
Toplam blog
: 95
: 736
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Emekli öğretmenim, 52 yıllık hayatımdan amatör mizah, bağlama, sürrealist resimler, yitikler, sev..