Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Alışkanlık basit insanın karakteridir;aynı şeyleri yaparak hayatı tekrar edenler yaşamış sayılmazlar

Alışkanlık basit insanın karakteridir;aynı şeyleri yaparak hayatı tekrar edenler yaşamış sayılmazlar
 

Alışkanlıklar konusunda (iyi alışkanlıklar olsa bile) olumlu düşünmek mümkün değil. Hayatınızda alışkanlıklara ne kadar yer veriyorsanız o kadar basit ve anlamsız yaşıyorsunuz demektir. Alışkanlık bir çaba gerektirmez. Beyin özürlü biri dahi bir konuda alışkanlık geliştirip ömür boyu sürdürebilir. Hem sizin alışkanlığı sürdürmeniz gerekmez; o sizi alır götürür.

Hepimizin bildiği zararlı ve faydalı alışkanlıklarımız vardır. Oysa ister faydalı isterse zararlı olsun alışkanlığın kendisi zararlıdır. “Her gün akşam yedide dişimi fırçalarım” Dişlerine de, sana da yazık değil mi  arkadaşım. Niye illa akşam yedide? Sekizde olsa dişleriniz size küsecek mi? Sonra illa da her gün olması… Canın istemiyor, her gün olsun, planım bozulmasın diye yine de kalkar fırçalar mısın? Belki o saat yapabileceğin daha güzel bir şey var. Bir saçma disiplin uğruna hayatın güzelliklerinden  kendini neden mahrum ediyorsun.

Siz hayal kurar, düşünürsünüz planı hayatın kendisi yapar. Bakın, bu plana uyun işte. İyi ve güzel şeyleri dahi zamanında ve içinizde istek varsa yapın. Bence her gün aynı şeyleri yapan kimsenin helvasını karalım, imamı da çağırıp gömelim; çünkü o ölmüş demektir.

“Fakirdir, parası yoktur, yapacak bir şeyi yoktur…”Boş laf, mazeret. Uğultulu tepelerde parayla gezilmediği gibi, kütüphaneden “Uğultulu Tepeler”i parasız alıp okuyabilirsiniz. 

Her şeyi bildiğini sanan, önüne gelene akıl veren ukala insanlar vardır. Şimdi ben kendimi öyle zannediyor ve bu yazıyı yazarken cidden rahatsız oluyorum. Madem öyle yazma o zaman. Yazmayacağım, yazmayacağım da bütün bunları herkes biliyor ama bir şey de değişmiyor. Amucam 40’ında emekli olmuş, her gün aynı saatte parka gidiyor, gazete okuyor, çekirdek yiyor, ensesini kaşıyor, esniyor, eve geliyor. Bu adamın diyelim 90’ına kadar böyle yaşayacağını düşününce (ki öyle oluyor) hiç bana uymadığı halde (Kerim Korkut bilineni söylemez, düşünce üretir) yazmak zorunda kalıyorum. 

Canım yapsın nolur ki, yaptığı doğru ve güzel şeyler. Yemyeşil parkta tertemiz hava, yürüyüş, spor, gazete okuma, kendisi gibilerle muhabbet… Peki, bunlarla hayat dolar mı? İki kelimelik hayatı var bu adamın: 50 yıl parkta oturdu, sonra öldü. 

Bizleri yanıltan şey “iyi alışkanlıklarımızın olması bizim için kazançtır” düşüncesi. Arkadaşlar, alışkanlık için beceri gerekmediğinden alışkanlık yeteneklerimizi köreltir, zevklerimizi öldürür. “Her gün banyo yaparım” Bu aktivitenin her gün yapıldığı için kalitesi düşüktür. Kişi gerekenözeni göstermez. Seçerek, düşünerek, içinizde istek olarak, kendinizi de buna hazırlayarak, temiz olmak düşüncesi yerine banyo keyfini ve güzelleşmeyi ön plana çıkararak yaparsanız kralların saunalarında kraliçeler gibi banyo yapmış olursunuz. 

Yaptığınız davranışları kimse sorgulamıyor. Nasıl yaptığınıza karışılmıyor. Niye yaptın diyen yok, niye yapmadın diyen yok. Yani yaşamı gönlünüze göre yaratma ve seçme şansınız var. İsteklerinizi alışkanlıklarınıza kurban etmeyin.

İyi ve güzel dahi olsa alışkanlıklarınız sizi ve sizin için hayatı bitirir. Bir şeyi devamlı yaptığınız için belki daha güzel şeyleri yapmaktan mahrum kalırsınız. “9 kat tat gofret çok güzel, her gün yiyorum”  Bu arada 10 kat tat’ı çıkmış ve belki bu daha güzeldir ama alışkanlıklarınızdan kolay kolay vazgeçmediğiniz için hayatın bu tadını kaçırmış olursunuz. 

Ben yaşam koçlarını sevmiyorum; çünkü çözümleri tablet gibi sunuyorlar. Ayrıca önerilerinin doğruluğundan çok eminler.  Madem öyle bugüne kadar kendi fikirleri doğrultusunda hayatını değiştirdikleri bir kişi göstersinler. Düşünür düşüncelerinin doğru olabileceği gibi yanlış da olabileceğini düşünen kimsedir. A yaşam koçu şunu yapın, bunu yapın. Sanki doktor, bizi muayene etti, ilaç yazıyor.

Yaşam koçları dünya orijinli (yani o kadar düşünebilen) düşünürler ise aklının ulaşabileceği en son noktaya kadar gidebilen, hatta düşüncenin sınırlarını zorlayan kimselerdir. İşte bu nedenle yaşam koçları sanıyorum sahip olduğunuz iyi ve güzel alışkanlıklarınızı sürdürmeniz gerektiğini söyleyeceklerdir. Alışkanlıklar kalıp formatında standart triplerdir; sizi değiştiren, geliştiren, farklı noktalara götüren davranış özelliği değildir. O nedenle alışkanlıkla ne kadar yol giderseniz gidin hep başladığınız noktada kalırsınız. Alışkanlıklar değişimin, gelişmenin ve yeniliğin düşmanıdır. Hayatınızda hiç alışkanlık yoksa her şeyi ilk defa yapmanın zevkini tadarsınız.

Yaşama bir bakın, sizin alışkanlıklarınıza benzer ne var? Yağmur her gün aynı mı yağıyor. Detayını bilmiyoruz, belki güneş bile her gün aynı doğmuyor. Rüzgârlar, denizler her gün farklı. Siz niye aynı şeyleri yapıyorsunuz? Tere yağ güzel, bu tattan vaz mı geçelim? Güzel diye her gün tereyağı yemen gerekmez her halde.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..