Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

Alıştık

Alıştık
 

Başbakan belki farkında değil, ama, ekonomimize övgüler yağdırılsa da, ülkenin manzarası, 1940 lı yılların manzarasını andırıyor. Tıpkı o yıllarda olduğu gibi, dilenciler artık kapı kapı dolaşıp, dileniyorlar. Artık, görüntüleri dilenciyi andıranlar değil, giyim kuşamları ve makyajları düzgün olanlar da dileniyorlar. Trafik tıkandığında veya, kırmızı ışıkta, mendil satan küçük kızların yerine, daha büyük ablaları, dilenmek için, arabalara yanaşıyorlar. Başbakan bunları nerden bilecek. O, artık Kasımpaşa da değil, Üsküdar sırtlarındaki, havuzlu villasında oturuyor. Evine de yürüyerek değil, koruma ordusu eşliğinde, zırhlı makam otomobili ile gidip geliyor. Başbakan, ülkeyi o hale getirdi ki, miting yapacağı meydanlarda, kendisini, 5000 polis koruyor. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, dediği bu olsa gerek. Başbakan, ülkeyi bu duruma bilerek getirdi. Önceleri, makarna, bulgur, margarin dağıttılar. Sonra, mobilya ve beyaz eşya, ara sıra da cep harçlığı. İnsanlar, kapı aralığından el uzatıp, verilenleri almaya alıştılar. Verilenlerin arkası kesilince de, dilenmeye çıktılar. Ne demiş atalarımız: Alışana değil, alıştırana bak, demiş. Yırtık ayakkabı ile gelip, Başbakan olununca, demek böyle oluyormuş. Bir atamız da demiş ki: “Dilenciden hatun olmaz. Dilenmese karnı doymaz.” Dilenmek, onursuzluktur. Dilendirmek de, öyle.

Referanduma gidiyoruz. Anayasayı değiştirip, daha çok demokrasiye kavuşacakmışız. Ve daha özgür olacakmışız. Ne için? Daha rahat dilenmek için mi? Bu anayasa değişikliği paketinde, işsizliği önleyecek maddeler var mı? İnsan gibi yaşayacağımız, bir gelir artışına kavuşacak mıyız? Sağlık ta, eğitim de, iş bulmada, fırsat eşitliğimiz olacak mı? İnsanlar, adil yargılanabilecekler mi? Yandaş olmayanlara da, vatandaş muamelesi yapılacak mı? Bütün bunlar olacak ise, “Hayır” oyu verecek olanlar, neye hayır diyecekler? Bu işte, bir terslik yok mu? Ülke nüfusunun en az yarısı, ebleh mi? Başbakanın, ramazan tatlısı gibi, ballandıra, ballandıra sunduğu, anayasa değişikliği, gerçekten, demokrasi ve özgürlük getirecek ise, bu güne kadar, daha çok demokrasi, daha çok özgürlük diye, terör estirenler, teröre yandaş olanlar, terörist başını şeyh kabul edenler, neden boykottalar? “Evet” desinler, olsun bitsin. Bu arada, ekranlarda boy gösteren, sanat erbabı kişilerimizden kimileri de, “ evet” diyeceklermiş. Bunlarda, demokrasi ve özgürlük istiyorlarmış. Aslında, bunların tuzu nemlenmiş. Bu tuzu, kurutmaları lazım. Biriken, kapıcı aidatlarını, villa ve lüks dairelerin, bakımını yaptırmaları lazım. Bunları yaptırmak için de, projeler de yer kapmak lazım. Yer kapmak için de, yandaş, görünmek lazım. Entel dilenmek de, işte böyle bir şey. Referandumdan önce, umre ziyaretine giderek bunu yapıyorlardı, şimdi, “evet” diyeceklerini açık ederek yapıyorlar. Bakın, görün, ben de sizdenim.

Başbakan, Diyarbakır da idi. Ne anlattı Diyarbakırlılara? Hiçbir şey. CHP ve Kılıçdaroğlu nu anlattı. Oysa, hem Başbakanın, hem AKP vekillerinin, hem de BDP li lerin, dediğine göre, bölgede CHP nin esemesi okunmuyor muş. O zaman, bunların CHP, sendromu nereden oluşuyor. Neden, mikrofonu kapan CHP ye yükleniyor? Anayasa değişikliğinin, ne getireceğini, ne götüreceğini anlatsalar ya. Anayasa değişince, Terör bitecek, dağdakiler inecek, Apo şeyh olacak, deseler ya. Diyemiyorlar. Bunları yapacaklar ama, ah şu CHP olmasa

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..