Alıştık

Yaşananlara ‘artık’ şaşırmıyoruz!

Duymalarımız, duygularımız ‘alışma’ edilgenliyle baş başa!

Hiçbir şey ‘zorumuza’ gitmiyor, ‘yarınlarımıza’ düşüreceği kaygılar sorgulanmıyor!

Her şey iyi hoş!

Çarşambadan belli olan Perşembe gibi!

Sanki Osmanlıcanın gündeme geleceğini biliyorduk gibi!

Hükümet ‘buna’ daha önceden ‘hazırlık’ yapmış da, gündeme yabancı değil gibi…

Hep birden ‘köşe tutanların’ sesini duyuyoruz şimdi:

Ya ya ya/ şa şa şa/ Osmanlıcam/ çok yaşa…

* *

Bizler nelere ‘alışmadık’ ya da ‘alıştırılmadık’ ki?

Üretmeden, bu ülkeyi soyan yabancı sermayeye alıştık!

İç işbirlikçilerimiz ‘küreselleşme’ biraz da ‘liberalizm’ ile süsledikleri söylevlerinde neler söylemişlerdi değil mi?

Yabancı sermaye gelecek, sorun bitecek!

‘Yabancı sermaye, işini bitirmediği yığınların arasına girmez’ diyenler dışarıda tutuldu!

Yabancı sermaye ‘karşıtlığı’ bu ülkeye, bu ülkenin insanına hayınlıktı, o işbirlikçilere göre!

Bankalar satıldı, halk ‘yabancı’ bankalara borçlandı!

Tedaş satıldı, halkın perişanlığı dizboyunu aştı!

Telekom satıldı, izlenmemiz-dinlenmemiz doruğa çıktı!

Deniz kıyılarımız satıldı, insanlarımız dinlencelerden uzaklaştırıldı!

Ormanlarımız satıldı, doğamız katledildi!

Satılmadık ‘ne’ kaldı onu da bilmiyoruz bugün!

Satılmalarımıza da alıştık…

Sessiz kalmaya da alıştık!

Sorgulamamaya da…

* *

Hani, diyorum; Adana’ya şimdi bile kar yağsa herkes sokağa çıkar, sevincini yaşar...

Lapa lapa kar yağışını görmediğimizden,

Karın perişanlığını yaşamadığımızdan,

Karın altında ‘it gibi’ titremediğimizden,

Karda yolda kalmadığımızdan,

Hasta olup soğuktan kıvranmadığımızdan…

Adana’ya kar yağdığı zaman, yaşanan ‘şaşkınlık’ sevinç yaratır!

Düşünüyorum da…

Şu an kar yağsa Adana’ya…

Yollarda ‘belki’ kartopu oynayanlar olacak da…

Şaşkınlık yaşanacağını sanmıyorum!

Tüm olanlara   ‘alışık’ gözle bakılırken, kar yağışına ‘şaşılacağını’ sanmıyorum!

Sanki her kış ayında, her an yaşanabilecek bir doğa olayı olarak düşünülecek!

* *

‘Şaşırma’ eyleminin yok olmasında emeği(!) olanlar, bilsin ki;;

Halkın ‘sevinme’ duygusunu ‘yok’ etmiş sayılacak…