Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Alışveriş merkezlerindeki tuvaletler

Alışveriş merkezlerindeki tuvaletler
 

Dünyanın ilk ve tek klozet evi-Kore


Uzatmadan pat diye konuya girmek istiyorum. Zira konu gerçekten b..tan.

Annem, sokağa çıkmadan önce, biz çocuklara; "çişinizi yaptınız mı?" diye hep hatırlattığından alışkanlık edindim, umumi tuvaletleri mecbur kalmadıkça kullanmam.

Ama, gel gör ki, her zaman mümkün olmuyor.

Geçenlerde, kocaman bir alış-veriş merkezindeydim.

Tuvaletin kapısını açmamla, kesif bir idrar kokusu ile karşılaştım...

Geri dönmekle, girmek arasında bir an tereddüt yaşasam da, nefesimi tutup, hiçbir yere ellemeden, ayaklarımın ucuna basa basa; takıntılı bir tip görüntüsüyle, girdim.

Klozetin yüksekliğini görünce, oturmadan denk getirmenin ayrı bir maharet olduğunu; (yerlerdeki idrar sıçramalarından, birikintilerinden) anlayarak, gerisingeri çıkmak zorunda kaldım.

Tabii bu benim derdim. Ancak düşünsenize, biraz önce buralarda olan, çocuğunuz ya da bir yakınız olabilir.

H1N1 yüzünden şükürler olsun, ellerimizi yıkar olduk da, ya ayakkabılardaki diğer virüsler, mikroplar?..

Ayrıca bu tuvaletleri sadece gezenler değil, orada çalışanlar da kullanıyor. Yani yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz her şey tuvaletteki temizlikten! nasibini alıyor.

İdrar Aşısı da olmaz ki?

Alış-veriş merkezleri; "dışı güzel dağ elması" gibi.

Yeni yıl için ışıl ışıl aydınlatılmış, süslenmiş ama?..

İnanmayan gitsin görsün rezaleti. 'Neremiz doğru' deyip; deveden cevap beklemesin.

Çok basit çözümler var. Yapan yapıyor...

Tuvalet eğitimi aileden, okuldan başlasa da, ortak kullanılan klozetlere, kimsenin oturmayacağı bilinmez mi?

Neden başka bir çözüm akıl edilmiyor?

Sakın alaturka tuvaleti çözüm diye sunmayın, zira orada da; yerlerde, ne olduğu çok anlaşılmayan sulu bir ortam var.

Bu işi, biraz denetlemek, biraz akıl çözer gibi geliyor... istersek tabii.

Üçe kadar saydıktan sonra, hâlâ bir düzelme görmezsem, mikro fotoğraflar çekerek adı-sanı ile, bir bir bu merkezler için gerekeni yapacağım.

Her türlü pislik içinde boğuluyoruz. İnanın böyle bir konuyu dile getirmek beni utandırıyor.

Ama öyle malesef... İnanmazsanız gidin, görün ve lütfen üşenmeyip, şikayetçi olun!...

Yeri gelmişken bir fıkra anlatayım da şu koku dağılsın.

“Modern bir hastanede çok sıkışan bir adam defalarca denemesine rağmen, hep meşgul olan erkekler tuvaletine bir türlü giremez.

Adamın zor durumunu gören bir hemşire, haline acır ve;

- "Bayım, duvardaki tuşların hiç birine dokunmayacağınıza söz verirseniz, bizim için olan, çok özel tuvaleti kullanabilirsiniz."

Adam teşekkür eder, ihtiyacını giderdikten sonra, karşısındaki duvarda bulunan ve üstünde IS, IH, TP ve OTC yazan rengârenk tuşlara gözü takılır.

Biraz tereddüt eder ama merakını yenemeyerek IS yazan tuşa dokunur. Altından fışkıran ılık su, adamın altını yıkar.

Erkekler tuvaletinde böyle bir lüksü hiç yaşamamış olan adam, daha büyük bir haz beklentisi içinde IH tuşuna basar. Sonuç, olağanüstü; ılık su yerine, püfür püfür bahar çiçeği kokulu ılık hava; nazik yerlerini kurulamaktadır...

Hanımlar tuvaletinin, hayallerinin üstünde bir yer olduğuna inanan adam tereddütsüz, TP tuşuna basmasıyla, talk pudrasının okşayıcı etkisiyle kendinden geçer.

Son tuşun daha görkemli bir etkisi olacağına hiç kuşkusu kalmaz ve hemen ona da basar…

Gözlerini açıtığında hatırladığı ilk şey; hastanede uzandığı ve endişe ile kendisine bakan hemşirelerin yüzünüdür.

- Ne oldu bana? diye sorar acı içinde.

- Son hatırladığım şey, hemşirelerin özel tuvaletinde üzerinde OTC işaretli bir tuşa basmak.

- Biliyorum. Der hemşire.

- OTC otomatik tampon çıkarıcı demektir. PİPİNİZ yastığın altında...

Saime Eren

 
Toplam blog
: 61
: 771
Kayıt tarihi
: 18.09.08
 
 

Dünyanın en güzel şehri olan İstanbul' da yaşıyorum. Emekliyim. Güncel olayları yorumlamanın yanı..