Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Aliye Kavaf, Eşcinseller ve Wikileaks

Aliye Kavaf, Eşcinseller ve Wikileaks
 

Kutsal Devlet ve Kutsal Aile'nin modern Jeanne d'Arc'ı...


Belki de “aileden sorumlu” Aliye Kavaf haklıdır. Koskoca devlet, bir bakanlık tesis ederek Kavaf’a teslim etmişse, hele ki o bakanlık “kutsal aile”nin korunması gibi ağır bir yükü vermişse omuzlarına; Aliye Kavaf’ın her dokunuşta toz bulutuna dönüşen devleti ve kutsal aileyi umutsuzca korumaya çalışırken düştüğü acınası durumu anlamak gerek...

Batmak üzere olan dükkânını çaresiz gözlerle izleyen müflis bakkalları düşünün! Sağdan soldan hem kutsal devletten hem kutsal aileden kalanları kemirip duran o fütursuz anarşist fareler karşısında çaresiz.

Muhafazakâr duruşunu perçinleyen döpiyesleri, cefakâr ev kadını görüntüsünü pekiştiren makyajsız yüzü ve onu otoriter bir Alman mürebbiyesine dönüştürmek üzere çevreleyen sarı saçları ile Aliye Kavaf endişeli ebeveynlerin yüreğine su serpmek için seçilmiş bir Jeanne d’Arc!

Kutsal aileyi tehdit ettiğine inandığı ne varsa, hepsine karşı cansiperane bir mücadele veriyor Kavaf. Kürtaj ve boşanma fikrinden hoşlanmıyor. “Bekâr anneler” tüylerini diken diken ediyor Kavaf’ın, ille de nikâh istiyor. Ancak nikâhın nev’i çok önem taşımıyor, dini nikâhın ciddiye alınmamasına öfkeleniyor örneğin… Yeter ki kadınlar ve erkekler şu veya bu şekilde “kutsal aile” duvarlarının içerisinde nikâh zinciriyle sıkı sıkıya bağlanmış olsunlar.

Ve tabii, homoseksüellerden nefret ediyor Kavaf. Onları toplumu ve aile kurumunu tehdit eden hastalıklı unsurlar olarak görüyor. Hatta iyice abartıp, dünyanın bütün demokratik ve uygar ülkelerinde “suç” ve “sapma” kabul edilen pedofili ve ensest ile dünyanın sadece otoriter-totaliter ülkelerinde “suç” sayılan eşcinselliği aynı kefeye koyuyor…

“Aileden sorumlu” olmak gerginliğe yol açıyor ruhunda. Misyon büyük! İlköğretim çağından beri kafalara çakılmış olan “aile toplumun en küçük birimidir” bilgisi, antik çağ filozofları kadar ağırlaştırıyor Kavaf’ın yüreğini. İyi de toplumun en küçük birimi birey artık. İnsanlar yalnız yaşamayı, yalnız yaşlanmayı seçiyorlar çoktandır. Ürememek her ne kadar muhafazakârlar için akıl almaz bir şey olsa da, pek çok insan için bir tercih. Bir kısım insanlar, üremektense kendi sınırlı yaşam sürelerinin kalitesini artırmayı seçebiliyorlar. Bazıları üremektense, “üretilmiş” olan ve çaresiz insan yavrucaklarına sahip çıkmayı, onları bağırlarına basmayı tercih ediyorlar.

Üremek dinsel ve toplumsal bir “vatandaşlık görevi” Kavaf için. Devletin bekası için üremeyi, daha çok üremeyi emreden bir anlayışa mensup. Bu nedenle insanlar mutlaka evlenmeli, üremek için evlenmeli üstelik. Çünkü “kutsal devlete” daha çok asker, daha çok vergi mükellefi, daha çok oy, daha çok kul gerek… Çünkü “kutsal devlet” ancak tebaası üredikçe gücünü pekiştiriyor. Bir tavşan çiftliğine sahip olmak gibi bir şey bu… Tavşanlar üremeli… Üremeli ki patron devlet kazansın! Etinden, olmazsa tüyünden!

Bekâr anne ve babalar, birlikteliklerini devletin onayına sunmayı reddeden çiftler, üremeyi reddedenler ve tabii eşcinseller bir nefret odağı haline geliyor “Aileden sorumlu” Bakan ve onun “kutsal devleti” için…

Eşcinsellik, kutsal dinler tarafından da kutsal devlet tarafından da, kutsal aile tarafından da lanetleniyor! Neden? Çünkü eşcinseller üreyemiyorlar! Üremeden zevk alınan sevişmeler, “kutsal devleti” ve ona asker yetiştirmekle mükellef “kutsal aileyi” tehdit ediyor!

Eşcinselliğin din, devlet ve aile katında bu kadar nefret odağı olmasının nedeni de bu zaten. “Soyun devamlılığı” için tehdit oluşturmak!

Tarih boyunca kutsal aileyi, kutsal devleti ve kutsal dini sarsarak ilerlemenin yolunu açanlar arasında hatırı sayılır miktarda eşcinsel olduğu düşünülürse, bu nefreti anlamak da mümkün…

Platon’dan Sapho’ya, Büyük İskender’den Fuzuli’ye, Rimbaud’dan Abu Nuwas’a, Sezar’dan Çaykovski’ye, Da Vinci’den Warhol’a, Jung’dan Faucoult’ya, Michalengelo’dan Kahlo’ya, Montaigne’den Tolstoy’a sanat, siyaset ve bilimin parlak yıldızlarını oluşturan yüzlerce eşcinsel dahi, insanlığın bugünü ve yarınının yollarını döşediler. Kuşkusuz bu yol, “statükocu muhafazakârların” tahayyül ve tahammül sınırlarının çok ötesindeydi…

Başlıktaki “wikileaks” ilişkisine gelince… Kutsal devlet için pek eğlenceli olmasa da bizim için eğlenceli bir ilişki bu… Çünkü wikileaks “tecrübesi”, eşcinsellerin gerçekten de kutsal devleti tehdit ettiği somut bir olay bu.

Amerikan ordusunun gizli belgelerini “sızdıran” er Manning bir eşcinsel iyi mi?

Bugün dünyayı sarsan milyonlarca belge, Manning’in bayılarak dinlediği, bir eşcinsel ikona dönüşen “Lady Gaga” CD’lerine yüklenerek kaçırılmış… Manning bir yandan “Lady Gaga” dinlerken, bir yandan da Amerikan belgelerini yüklüyormuş…

Öpüş kokuş ilişkiler içerisine girdikleri Amerikan diplomatlarına ulusal bilgilerini aktarmakta ahlaken sakınca görmeyen siyasetçi, gazeteci ve askerlerin davranışları ve bunlara dayanılarak oluşturulan Amerikan istihbaratı, eşcinsel er Manning sayesinde son derece madara biçimde tuzla buz oluverdi. Öfke o kadar büyük ki, Manning’in eşcinsel oluşuna ilişkin bu “özel bilgi”, Amerikan istihbaratı tarafından “karalama amaçlı” hızlıca servis ediliverdi…

Dünyanın bütün anti-emperyalistleri ve rejim muhalifleri nezdinde “küresel bir kahramana” dönüşen Manning şimdilerde ABD’nin bilinmeyen bir noktasında tutuklu bulunuyor ve hakkında 52 yıl hapis cezası isteniyor.

Aslında özel hayatıyla ilgilenmediğimiz ama ABD istihbaratının "karalama" amacıyla burnumuza sokuverdiği "Manning'in eşcinselliği bilgisiyle" biz tüm “kutsal ailenin beslediği kutsal devletten” nefret edenler, bize ayar vermeye çalışan Aliye Kavaf’lar karşısında "eşcinsel er" Manning’i ayakta alkışlıyoruz!

 
Toplam blog
: 24
: 720
Kayıt tarihi
: 19.07.06
 
 

İÜ İletişim Fakültesi'nde lisans ve yüksek lisansımı tamamladım. Milliyet Gazetesi'nde "Varoşlar", "..