Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '13

 
Kategori
Futbol
 

Alkış polemiği çok mu gerekli?

Alkış polemiği çok mu gerekli?
 

Çok gerekliymiş gibi; ligin son 2 haftasına "alkış polemiği" ile giriyoruz. Medya; haftalar öncesinden bugün gelinen puan durumunun oluşma ihtimalini düşünerek bu gündemi oluşturmayı başardı. Bu polemiğin büyümesine de önce Abdullah Kiğılı, sonra Ultraslan, en son da Aykut Kocaman katkı yaptılar.

Bugün "alkış" ile ilgili medyada yer alan söylemlerin hemen hemen hepsi, durduk yerde söylenen sözler değil! Tamamen kurmaca gündem içerisinde, polemik olsun diye oluşturulan tuzağa düşen isimler konuştu hep "alkış" konusunda. En akıllıca lafı söyleyen Abdullah Kiğılı, yönetici arkadaşları ve taraftardan gelen tepki üzerine susmak zorunda bırakıldı.

Oysa; kimsenin ne alkışlamaya, ne de alkışlanmaya ihtiyacı yok! İsteyen şampiyon takımı alkışlar, isteyen ikinci, üçüncü olan takımı, hatta küme düşmekten son haftada kurtulan takımı..

Rakip takımı alkışlamak elbette sadece futbol adına değil; insanlık adına da güzel bir davranış. Ama yokluğu da ölüm değil.

Kısaca olayın geçmişine bakalım. İlk Abdullah Kiğılı'ya soruldu: "Galatasaray Kadıköy'e şampiyon gelirse ya da Kadıköy'de şampiyon olursa alkışlar mısınız?"

Abdullah Kiğılı gibi bir adamdan Ömer Çavuşoğlu gibi konuşmasını, davranmasını bekleyemezsiniz elbette! Olması gereken cevabı verdi: "Elbette alkışlarız ama şampiyon biz olacağız" dedi. Bu sözler üzerine taraftar gruplarının resmi sitelerinden bile kışkırtıcı açıklamalar geldi.

Bunu gören Ultraslan da; nerden üzerine vazife edindiyse, kimin aklına estiyse, ne gereği varsa; "Onlar bizi alkışlayacaklarına söz verirse biz de Avrupa'da onları destekleriz" gibisinden saçma bir gündemle ortaya çıktı.

Sanki birileri alkışlamasa, şampiyonluğun anlamı olmayacak... Sanki Ultraslan Fener'i Avrupa'da desteklemese, Fener elenecek gibi..

Başta dediğim gibi; alkış olayı, her iki kulübümüzün de içinden çıkmadı. Medya bunu ortaya attı. Bu yüzden sakın ola, bu "alkış" konusunu "Arena'ya Fenerli taraftar gitsin" konusuyla karıştırmasın kimse. O konu, Aziz Yıldırım'ın her zaman yaptığı ortam germe manevralarından biriydi. Şimdi de aynısını yapardı ama; hem medya, hem de Aykut Kocaman kendisini zahmete sokmadılar, Aziz başkan da rahat bir nefes alıp izlemeye koyuldu.

Aykut Kocaman; Galatasaray'ın ardında kalmanın, Avrupa'daki yarı finalin bile şampiyonluğun gölgesinde kalmasının, devre arasında söylediği "3 kupayı alsam da sezon sonu bırakacağım" cümlesinin altında ezilmenin acısını Galatasaray'dan çkarmaya çalışıyor. Çünkü hırslı. Çünkü Galatasaray'a karşı şampiyon olmak istiyor. Avrupa'da Galatasaray'ı yakalamak istiyor. Bu yüzden devam etmek istiyor görevine. Bu yüzden yanlışlarında da inat ediyor.

 O da aynı soru kendisine sorulduğunda “Hayır. Böyle bir milat için ortam uygun değil. En azından benim aklımda böyle bir şey yok.” diye cevap veriyor. Oysa; büyük takımın başkanı, teknik direktörü, yöneticisi, futbolcusu bu şekilde konuşmaz. Alkışlamak içinden gelmiyorsa bile "soruya cevap vermeme" gibi bir lüksün var. Cevap vermezsin; "Soruya cevap vermedi" yazar geçerler. Ama şimdi bakın; hergün bu cümle üzerinden kaç tane blog, köşe yazısı, haber yapılıyor.

Benim dediklerime paralel bir cevabı da Ünal Aysal vermiş.  Aşağıya yazacağım ama; hepsi "alkış bekliyor musunuz"sorusunun cvabı değil. Bu konudaki 3 ayrı soruya verilmiş 3 cevap. Başkan sağolsun gaza gelmemiş:

"Fenerbahçe taraftarının bizi alkışlaması o kadar önemli değil. Fenerbahçe camiası çok büyük. Bir kısmı alkışlar bir kısmı alkışlamaz. Herkesin kendi hür iradesine bırakmak lazım."

"Aykut Hoca’ya haksızlık yapmamak lazım. Ben hatırlıyorum eski başkanımız Özhan Canaydın Fenerbahçe’yi başarılarından dolayı alkışlamıştı. Camiadan biraz tepki çekti ama fair-play ödülünü de kazandı."

"Başarı başarıdır. Alkışlansa da alkışlanmasa da bu değişmeyecek."

Son cümledeki "dokundurmaya" fazla takılmayın derim. Daha 2 hafta önce rakip takımın teknik direktörü "saha dışı"ndan bahsettiyse ve de takımınız şampiyon olduysa; siz de başkan olsanız sizin de aklınızdan çok daha farklı cümleler kurmak geçer.. Ancak ne garip tesadüftür ki; bu cümleyi "iğneleme" olmadan düşündüğünüzde, can alıcı şekilde doğru bir cümledir.

En başta dediğimiz gibi. Kimsenin alkışlanmaya ihtiyacı yok. Kimsenin de böyle bir beklentisi yok zaten. Aykut Kocaman bu polemiklere girdiği sürecekaybeden Fenerbahçe olacak. "Saha dışı" tabirini ortaya attığından beri, taraftar zoruyla ancak 1 maç kazanabilen Fenerbahçe; sonrasında hem Avrupa'dan hem de şampiyonluktan "acı" yenilgiler alarak ayrıldı. Şimdi de "alkış". Hayırlısı bakalım...

 
Toplam blog
: 93
: 585
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

Elektronik ve haberleşme mühendisiyim. Galatasaray taraftarı; evli; 1 erkek çocuk babasıyım. ..