Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '10

 
Kategori
Spor
 

Alkışlar Bursaspor'a Koltuk Fenerbahçe'ye

Alkışlar Bursaspor'a Koltuk Fenerbahçe'ye
 

Önce Bursaspor…

Önceliği gerçekten Bursaspor’a vermek gerekiyor çünkü her ne kadar takımların ligdeki yeri itibariyle şimdi bize çok garip gelmese de bu akşam Bursaspor’un alelade bir takımla değil, kadro değeri 260.000.000 TL olan Galatasaray ile oynadığını ve sahasında Galatasaray’a karşı en çok pozisyona giren ekip olduğunu unutmamak gerekir. Sezonun ikinci yarısına kadar çoğumuzun, varlığından dahi habersiz olduğu bu futbolcuları sadece mücadeleleri için değil aynı zamanda davalarına inanmışlıkları için ayakta alkışlamak gerekir.

TSL’de Bir NBA Maçı

İki tarafın da maça mutlaka üç puan almak için çıkması ve kadro yapıları oyunun bir futbol maçından ziyade bir NBA karşılaşması tadında olmasına neden oldu. İki tarafın da orta alanları çabuk geçmesi hem ilk hem de ikinci yarıda ortaya birçok gol pozisyonu çıkardı fakat son vuruşlardaki beceriksizlikler maçın beklenmedik bir şekilde golsüz tamamlanmasının tek nedeniydi.

Kaybedilen İki Puan Mı? Kazanılan 1 Puan Mı?

Maçın sonucunu Bursaspor için iki türlü de düşünmek mümkün. Zira Galatasaray deplasmanından beraberlikle dönen yeşil beyazlılar için iki puan kaybedildiği iddiasında da bulunulabilir bir puan kazanıldığı iddiasında da; ben asıl fikrimi sezon sonunda söyleyeceğim ama Bursa ekibinin sadece iki maçının kaldığını düşünürsek alınan bir puan hiç de fena görünmüyor.

Ve Fenerbahçe…

Bu kez maç başlar başlamaz Alex’in topu sahanın uzak köşesinden taca atmamasından mıdır bilinmez, Fenerbahçe Kasımpaşa karşısına son maçlardaki baskılı futboldan uzak bir görüntüyle çıktı.

Karşılaşmayı izleyenler, sarı lacivertlilerin ilk yarıda rakiplerine kendi oyunlarını kabul ettiremediği gibi bilinçli atak organizasyonlarında da fazla başarılı olamadığı rahatlıkla görmüştür. Hatta devre bu şekilde tamamlanıp ikinci yarıda bambaşka bir Fenerbahçe izlemeyi umut eden sarı lacivertli taraftarlar dakikalar ilerledikçe bunun iyi bir temenniden öteye gidemediğine üzülerek şahit oldu. Ama alında sahadan yansıyan koca bir sezonun özetinden başka bir şey değildi.

Tek Farkların Takımı Fenerbahçe

Bu sezon Fenerbahçe elde ettiği yirmi bir galibiyetin on birini (yüzde elliden fazla) rakibine tek farklı üstünlük kurarak kazandı. Bir diğer istatistik bu tek farklı galibiyetlerin çoğunun ligin ilk haftalarında ve geride kalan son sekiz haftalık periyotta, bir başka deyişle sarı lacivertlilerin formda olduğu zamanlarda alınmış olması. Tüm bunların özeti şu ki, Alexli Fenerbahçe’nin tek yapması gereken kalesinde gol görmemek zira Alex sayesinde top bir şekilde rakibin üç direği arasından geçiyor.

Daniel Güiza

İspanya’da gol kralı olmuş bir futbolcuya herkesin saygı göstermesi gerekir ama bu kadar da olmaz! Evet, Güiza’nın sahadaki mücadelesini ve rakip savunmanın ileri çıkmasını engellediğini herkes görüyor ancak bir santraforun en baştaki görevi gol atmak değil midir? Güiza’nın girdiği pozisyonlar ile gol sayısı karşılaştırılsa herhalde ortaya söze gerek bırakmayacak bir istatistik çıkar ki şampiyonluk hesapları yapan ve tek forvet oynayan bir takımın böyle bir karneye sahip bir golcüye sahip olması oldukça enteresan.

Sonuç olarak Fenerbahçe’nin aldığı dokuz puanlık galibiyet Fenerbahçe’yi son üç haftaya girerken liderlik koltuğuna oturtmaya yetti ancak şayet sarı lacivertliler şampiyonluk yolunda risk almak istemiyorsa, sezon başında üst üste kazandıkları sekiz maçlık seriyi sezon sonunda bir adım öteye taşıyarak bu rakamı dokuza çıkarmalıdır.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..