Alkışlar Mert'in

Fenerbahçe dün Eskişehirspor karşısında 4-4-2 dizilişi ile sahaya çıktı. Alper Potuk solda, Dirk Kuyt sağda vardı...İkiside hücumda serbest, savunmada kanatlarda yer alıyordu. Belli ki Ersun Yanal hucümda Gokhan ve Caner'in bindirme yapmalarını istemişti. Alper ve Kuyt içeriye kat edecek, yaratacılıklarını kullanacak, Caner ve Gökhan kenarlardan bindirmeler yapacaktı. Doğru denilebilecek bir denemeydi. Oyuncu tercihleri belki tartışılabilir ama en azından Ersun Yanal farklı bir şey denemek, yaratmak istemişti. Ancak Fenerbahçe ilk yarıda hiç etkili olamadı, bir tane bile pozisyon yaratamadı.

İkinci yarıda Ersun Yanal tekrar 4-2-3-1 düzenine geri döndü. Emenike ileri üçlünün soluna geçti, Alper 3 nün arkasına. Ancak sahadaki bu dizilişte Fenerbahçe de herhangi bir bir fark yaratmadı. Fenerbahçe yine pozisyon bulmakta zorlandı, daha da fazlası Eskişehir sayısız gol pozsiyonu yakaladı. Fenerbahçe ikinci yarıda yakaladığı 2 gol pozisyonundan birini gole çevirdi. Eskişehirspor ise Mert'i geçemedi. Mert yine penaltı kurtardı. 2013 Sezonuna Mert gerçekten çok iyi başladı. 24 yaşındaki kalecinin bu performansı hem Fenerbahçe için hem de kendisi için oldukça sevindirici.

Ersun Yanal'ın Mehmet Topuz da biraz daha ısrar etmesi gerektiğini düşünmekteyim. özellikle orta sahasının ortasında oynayacak 3 lülerde biri olabilir Mehmet Topuz. Mehmet Topuz-Alper-Raul; Emre-Raul-Mehmet Topuz(Alper) 3 lü orta sahaları Fenerbahçe ye hem hücumda hem de savunmada dinamiklik kazandıracağını düşünmekteyim. Bence Ersun Yanal'ın oynatmak istediği prese dayalı, top kaptırıldığı zaman geri dönüşlerde faullerin yapıldı yüksek tempodaki futbolu için orta sahada M.Topla ya da S.Şahin tarzı futbolcuların olduğu bir orta saha değil de, 96-2000 lerdeki Okan-Suat-Emre gibi oyunu iki yonlu oynayabilecek bir orta saha yaratmalıdır. Örneğin son 2 senedir şampiyon olan takımın orta saha oyuncuları (Hamit-Selçuk-Melo) benzer tarzda oyuncular...

Dün sahanın en iyisi şüphesis ki Mert'ti. Kuyt her zaman ki çalışkanlığındaydı... Selçuk Şahin ise oldukça iyidi.

Bir de tribünlerden bahsetmek gerekir... Maçlar oynanmaya devam ettikçe Gezi Parkı protestoları ve hükümet alehtarı protestolar devam etmekte. Dün de 34. dakikda başlayan protestolar tribünler ikiye böldü. Bir grup protestolara destek verirken, diğer bir grup protesto yapanlara karşı tepki gösterdiler, tribünde siyaset yapmayın dediler ancak elleriyle sürekli Rabia işareti yaptılar.

Aslında "Her yer Sarı, her yer Lacivert" diye bağırmak siyaset yapmaktir! Hele de 'Biz Fenerbahçeliyiz' diye bağırmak daha çok siyasettir! O stadda sen nasıl Rabia işareti yapiyorsan, isteyen de 'Her yer Taksim-Direnis' diye bağırabilir! Buna katılırsın ya da katılmazsın, destek verirsin ya da vermezsin... Destek vermiyorsan da susarsın...Bu protestolara "Biz Fenerbahçeliyiz" diye tepki gösterirsen karşı taraftakileri daha çok tahrik edersin... Ne demisti Pepe Metin: "Herkes herkesten çok Fenerbahçelidir !!!"

Bu sadece Fenerbahçe tribünlerinde değil... Tüm tribünlerde aynı durum geçerli... Tribünlerin bugünkü bu durumu Türkiye'de yapılan siyasetinin bir sonucudur.