Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Alkol içmek özgürlükler konusu mudur?

Alkol içmek özgürlükler konusu mudur?
 

“Özgürlük” son yüzyılların sihirli kavramlarının başında geliyor..

Sihirli, çünkü her yaştan her milletten herkes her konuda “özgürlük” kavramını ortaya koyuyor.

Herkes özgürlükten bahsediyor kolayca.

Meşru veya gayrimeşru her talebini "özgürlük" kavramı ile süsleyip, perdeliyor...

Çocuk ailesine “özgürlüğümü kısıtlama” diyerek başlıyor cümleye…

Eşler birbirine karşı, iş hayatında ast üstüne karşı hep özgürlük adıyla konuşuyor..

Teröristler bile katliamlarını, cinayetlerini “özgürlük için” yaptıklarını söylüyorlar.

Ülkeler başka bir ülkeyi istila ediyor, yakıp yıkıp öldürüyor ama yaptığı işe “özgürleştirmek” diyor.

Yaptığınız şey neyse ya da neyi niçin savunuyorsanız savunun yaptığınız işe “özgürlük” dediniz mi sanki her şeyiniz kutsanıyor ve Haklılık elde ediyorsunuz..

En saçma taleplerle ortaya çıksanız dahi eğer “özgürlüklerin yok edilmesinden” bahsediyorsanız evrensel insan haklarının savunucusu bir özgürlük savaşçısı gibi kahramanlık payesi alıyorsunuz adeta.

Gerçekte özgürlük öyle her alanda her yaşta her amaç için ucuzca kullanılabilecek bir kavram değil.

Çünkü, özgürlük kavramı binlerce yılda çok ağır bedeller ödenerek ortaya çıkmış değerleri ifade ediyor.

Bireyin otoritelerden, baskılardan kurtularak kişisel insan haklarını elde edebilmesi uzun ve dramatik mücadelelerin bir sonucu..

İnsan hak ve özgürlüklerinin tam olarak varolabildiği ideal bir devlet ve hukuk düzeninin varlığından hala söz edebilmek mümkün değil.

Ülkeler ve ülkemiz insan hak ve özgürlüklerini tam anlamıyla var edebilmek için çaba ve uğraş içinde.

Elbette birlikte yaşamak zorunda olan insan sosyal hayatta sınırsız özgürlüklere sahip olabilmesi mümkün değil.

Kamu düzeni ve diğer insanların özgürlük alanı insan hak ve özgürlüklerinin sınırını belirliyor.

Ülkemiz insanı her kavramı sulandırıp ayağa düşürmedeki ustalığını özgürlük kavramı için de başarıyla sergilemeye devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta Balıkesir Belediye Meclisini iktidardaki AKP ile paylaşarak Meclisin tek muhalefet partisi CHP, bazı kişi ve sivil toplum kuruluşları ortaya “Alkol İçme Özgürlüğü” nün sınırlanmasından muzdarip olduklarını söyleyerek ulusal basının konusu haline geldiler.

Malum, Balıkesir Belediyesi Atatürk Parkı’nı yeniden düzenledi…Meclisinde Atatürk Parkında yeni yapılan işyerlerinde alkol satışı için ruhsat verilmememsine dair bir almış.

Atatürk parkında alkollü içki içilemeyecek yani…

CHP başta olmak üzere bazıları ayakta "içki özgürlüğümüz engelleniyor" diye feryat ediyorlar…

Alkol içme özgürlüğü zannedersiniz ki evrensel insan hakları konusu..

Bir insanın dilediği yerde içki içebilmesi onun hakkı mıdır?

İçki içilemeyecek alanları belirlemek bir özgürlük ihlali midir?

Alkol kullanmayanların özgürlük alanı veya alkol kullanılmayan alanları talep hakkı var mıdır?

Sigara içiminin kısıtlanması konusunda insanlık ve ülkeler doğru davranışı kabullenmiş durumdalar.

Kısa zaman içinde alkol içiminde de aynı olgunluğa ulaşılacağını ümit ediyoruz.

CHP’nin Atatürk Parkı yenilemesi çalışmasında Belediye Meclisindeki tek muhalif parti olarak getirebildiği eleştiri ve talebin “İçki içme” talep ve eleştirisi olması ibret dolu garipliktir aslında.

CHP’nin niçin iktidar olamadığının ve toplumla arasında ne büyük bir yabancılaşma olduğunun götergesidir bu durum.

Atatürk Parkı Projesi Balıkesir Belediyesi için değişik bir görünüm dışında Balıkesirlinin içini burkan bir projedir aslında.

Bu yüzden CHP’nin ortalığı ayağa kaldırabileceği sürmanşetlik başlıkları taşımaktadır.

Atatürk Parkı tarihi, konumu ve ağaç dokusuyla son derece önemli bir alandır.

Genç Roma/Erken Hıristiyan kenti olan ve Bizans İmparatoru Hadrianus’un kurduğu Hadrianoutherai kenti Balıkesir şehrindeki ilk yerleşim yeri olup yeri şimdiki Stadyum, BATİK ve Atatürk Parkı’nın olduğu alandır.

Park yenileme çalışmaları sırasında eski eserlerin çıkması, bazı çıkan eserlerin çok yüksek değerlerle kaçırıldığı dedikodularının şehre yayılması ve bu tarihi kayıtları rağmen bir kazı yapılmayıp bu alanın üstünün kapalı tutulmaya devam edilmesi şehrin kültürel, turistik ve tarihi açısından vahim bir durumdur.

İçki yasağı konusunda hassas olan CHP şehrimiz için çok önemli bulgulara ve beklide şehrin ilk kalıntılarına ulaşılabilecek böylelikle bir antik kent kalıntılarının ortaya çıkması ile turistik açıdan da şehrin kazanacağı hareketlilik için niçin tek cümle kurmaz?

Atatürk Parkı uzun yıllar mezarlık olarak kullanılmış bir alandır.Bu yüzden son derece sık ve heybetli ağaçlarla dolu olan ve şehrin tek parkıdır.

Eski halini bilenler gidip Atatürk Parkına son ağaç durumuna bir baksınlar…

Kaç ağaç kalmış geriye görsünler…

O yılarca şehrin ciğerleri olan heybetli ağaçların %80’nin kesilmiş olduğunu göreceksiniz…

İçki özgürlükçüsü CHP, Kaz Dağları’nda altın aranmasın diye yürüyüşler yapan çevrecilerimiz, sivil toplum kuruluşları, Balıkesirliler, “Bir ağaç kesenin başını keserim” diye kanun çıkaran Fatih Sultan Mehmet’in torunları Atatürk Parkının ağaçları kesilirken neredeydiniz?

Halkçı olduğunu söyleyen CHP birkaç zengin kişinin tenis oynadığı, duvarlarını çirkin brandalarla kapattıkları BATİK denilen alanın dokunulmadan parkın içinde eski haliyle kalmasına neden bir söz söylemediniz?Madem park bütünüyle yenileniyor neden bu alan orta yerde bırakıldığını Belediye Başkanına neden sormadınız?

Eski lunapark alanı neden boş kaldı, ne planlanıyor Belediye Meclisinde bunları neden dile getirmediniz CHP’li dostlar?

Atatürk Parkı Yenileme Projezi ihale aşamasında dahi şehirde türlü söylentilere yol açmışken siz nerelerdeydiniz ey CHP'li Meclis üyeleri?

Atatürk Parkı Yenileme Projesi için ısrarla ve en yüksek sesle sorulması , gündeme getirilmesi gereken sorular varken CHP’nin Atatürk parkında içki içemeyecek olmasına içerleyip ulusal basına kadar ortalığı ayağa kaldırması nasıl tanımlanır sizce?

Düpedüz bir eğitim hak ve özgürlüğü konusu olan "Türbanla Üniversite Öğrenim Görebilme" konusunda laiklik, Cumhuriyet ve Rejim tehlikesi diye türbanlı kız üniversite öğrencisine tahammül edemeyenler "dilediği yerde içki içme" yi özgürlük konusu yapmaları ilginç değil mi sizce?

Şimdi Atatürk Parkın'da Alkol içemeyince dillere pelesenk yapılan laiklik, Cumhuriyet Kazanımları, Rejim tehlikesi hortlayıp Balıkesir bir şeriat şehri mi olacak?

Ya da Atatürk parkında rakı yudumlayınca Balıkesir çağdaş, laik, özgürlükçü bir Cumhuriyet mi olacak?

Balıkesir Belediyesi’nin icraatları karşısında söz söyleyecek basiret ve cesaretten yoksun partiler bir yıl sonra yapılacak yerel seçimde hangi gerekçe ile oy isteyecekler ve hangi yüz ile kendilerine oy verilmesini bekleyecekler?

Bir yanda kör, sağır, dilsiz partiler öte yanda “rakı şişesinde balık olmak” tan başka derdi, hedefi, gündemi, hayali olmayan Belediye Meclisi’nde üyeler bulunduran ana muhalefet partisi CHP olduğu sürece AKP’nin bir yıl sonraki yerel seçimde %57 , %67 veya %77 oy alması son derece normal değil mi?

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..