Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '13

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Alkol ve yeni yasa

Alkol konusunda daha önce iki yazı yazmıştım.

İktidar, maalesef olayın yeni farkına varıyor. Neyse ki çok geç değil.

Hatta bir ara  bilinçli olarak bu düzenlemenin yapılmadığı gibi bir kötü niyetten şüphelenmiştim.

Belki paranoid bir düşünce ama laik denen kesim alkolde boğulsun gibi korkunç bir plandan şüphelenmiştim. Çünkü  Muhafazakar olduğunu iddia eden bu iktidar zamanındaki kadar büyük boyutta alkollü içki reklamlarını daha önceki dönemlerde görmemiştim ve biraz da şaşkınlıkla bu durumu izlemekteydim.

Örneğin, çok yüksek alkol oranlı içecekleri, gençlere özendirecek şekilde mutlu aileler içinde konumlandıran çok büyük boyutlu, örneğin Türkiye deki en büyük tirajlı gazetenin tüm arka sayfasını veya ikinci sayfasını boydan boya kaplayan şekildeki reklamlar v.s. benim bu düşünceye yönelmeme yol açmıştı.

Bu konu asla siyasi bir konu dağildir, olmamalıdır.

Google a  "Alkolle ve bağımlılık yapıcı maddelerle mücadele" yazın ve tıklayın, göreceksiniz ki alkolün reklamlarının yasaklanması, alkolün fiyatını arttırarak, alkole ulaşımı zorlaştırarak, alkolün alımını güçleştirerek v.s. alkolü elde etmenin güçleştirilmesi en önemli genel ve bilimsel alkolle  mücadele yöntemlerindendir.

Bunlar çok daha önce yapılması gereken şeylerdir. Tam tersine alkole özenmeyi önleyebilecek çok büyük boyutlu reklamlara gerek vardır.

Düşünün devlet bu konuya müdahale etmesin ve uluslararası, büyük, alkollü içki üretici ve satıcıları ve bunları yurt içindeki ortakları tek taraflı ve dev reklamlarına devam etsinler, buna izin verilebilir mi, bu doğru olabilir mi? Bu büyük gücün karşısında insanlarımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı kim koruyacak? Bu insanlarımızı bu büyük kapitalist gücün insafına mı terk edeceğiz.

Alkolün, özellikle şarap ve viskinin kalp sağlığına faydasından bahsedilmektedir. Bu gerçekten bilimsel olarak doğrudur. Gerçekten de alkolün özellikle kalp damarlarında bir miktar genişleme yaptığı doğrudur. Ama yaptığı zararlar nelerdir? Bunun kat ve kat fazlasıdır.

1--- Bir kadeh rakı, herkes bilir ki beyinde 5000 civarında sinir hücresinin ölümüne yol açmaktadır ve beyin hücreleri kendilerini yenileyemeyen hücrelerdir. Düşünün tüm yaşam boyuncaki kadeh sayılarını ve beynin kayıplarını...

2--- Alkolün birçok kanser türünün ortaya çıkmasına yol açtığı da bir diğer önemli konudur. bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açarak başka birçok tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklara yol açtığı da bir gerçektir.

3--  Alkolün karaciğer üzerindeki tahrip edici etkileri zaten bilinen bir konudur. Karaciğer yetmezliğine ve siroza yol açabildiği de bir başka gerçektir.

4-- Hele bağımlılık yapıcı etkisi, ona ne demeli ? Alkolün bilindiği gibi tolerans denen bir etkisi vardır . Bir kadeh alkol  alan kişi aynı etkiyi elde edebilmek için bir süre sonra iki kadeh almak zorundadır. Bir süre sonra bu miktar çok büyük boyutlara varabilecektir.

5-- Ya fiziksel bağımlılık bulguları, artık alkol alamadığı zaman bağımlılığın derecesine göre ölüme varabilecek şiddette fiziksel bulgular ortaya çıkacaktır. Bu duruma gelmemek ve alkolü elde edebilmek için hırsızlık, fuhuş, cinayet dahil her türlü suçu işlemeye ya da bu uğurda kullanılmaya hazırdır.

6--  Düzenli alkol alan bir kimsenin inanın çok konforsuz bir yaşlılık geçireceği de kesindir. Tabii yaşlılık dönemine ulaşabilirse.

7-- Alkol alanın sadece kendine zarar verdiği fikri de tamamen safsatadır.   Alkolün etkisi altında iken kendi ailesine, etrafındaki insanlara, örneğin yaptığı kaza sonucu öldürdüğü veya yaraladığı bir çocuğa ve onun ailesine yaptığı zarara v.s. ye ne demeli ?

Lütfen, alkol ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerle mücadeleyi siyasetle karıştırmayalım. Sağcısı , solcusu hep birlikte  bu amansız düşmanla mücadele edelim. Asla bu konuyu siyasi rant olarak görmeyelim. Çünkü ortada o kadar aşikar bir durum var ki...

 
Toplam blog
: 94
: 313
Kayıt tarihi
: 23.06.09
 
 

1958 Nisan İstanbul doğumluyum. Ama tatiller dışında İstanbul'da uzun süreli yaşamadım. 1975 yılı..