Alkolsüz biranın tadı: Radyodan porno filmi dinlemekle eşdeğermiş meğer…

Sabah erkenden kalktım; elimi yüzümü yıkamak yerine güzelce bir duş aldım.

Alelacele kahvaltımı yaptım.

Vatandaşlık görevimi yerine getirdim tercihimi yaptım ve daha sonra köye doğru yola çıktım.

Arabada yalnız değildim; tüylülerim canlarını bana emanet etmişler ki horul horul arka koltukta uyuyorlardı.

Gaziemir’e yaklaştığımızda; gökyüzü; karabulutlarının musluklarını öylesine açtı ki; silecekler strese girdiler.

Alt geçitlerde; tekerleklerle asfaltın arası açıldı.

Emektar kendini yüzme havuzunda sanmasın diye radyoyu açtım.

Hava limanı yakınlarında; peş peşe tarumar olmuş araçlar…

Islık sıçanına dönmüş şoklu sürücüler…

Yol tıkanmadan aradan kayabildim.

“Âlem FM” den astrolojik bilgiler veren sesi tanıdım.

Su Karakuş olmalıydı.

“Merkür: Şu sıralar her şeyi alt üst ediyor; sakın önemli kararlar almayın vermeyin; pişman olursunuz”

Bin pişman oluverdim bir anda; geçtiğimiz hafta sonu; oldukça fiyakalı; bir çatal bıçak seti satın almıştım.

Otuz senelikler: Bulaşık makinesinin kimyasalına çoktan yenilmişlerdi. Emekli olmak için yalvarıp duruyorlardı kıramadım onları…

Önceden bilseydim Merkür’ün krizlerde olduğunu boşu boşuna tercihimi kullanır mıydım?

Heyhat! Cehalet çok kötü bir şey; ayıkla şimdi pirincin taşını…

Köye geldiğimde yağmur dinmişti. Evde kotaracak bir şey yoktu. Köyün tek devasa bakkalına alış verişe gittim.

Bakkalda asılı afişlere gözüm takıldı.

“ 12. Eylül 2010 tarihinde alkollü içki satışı yasaktır”

Kasa görevlisine: Alkolsüz bira satın almak istediğimi söyledim. “Olmaz her ne kadar alkolsüz de olsa; adı bira…

Bu gün bira satışı yasaktır” Dedi.

Anlayışla karşıladım lâkin sırada bekleyen bizim internetli köyün tanınmış turistlerinden (Sayıları o kadar az ki; adıyla sanıyla tanış oluyor insan ister istemez) Paula: Gülümseyerek “Biliyor musunuz Alkolsüz biranın tadı: Radyo kanalından porno filmi dinlemek gibi bir şey; ona verilecek paraya yazık”

Ben de ayıp olmasın diye gülümsedim; ayıp olmasın diye de yanıt verdim.

Merkür’ün etkisini üstümden atamadığımdan olsa gerek…

Verdiğim yanıt beni şaşırttı.

Günün lakırdısı:

İşverenim; bana yaptığım hizmetler karşılığında; hak ettiğim ücreti veriyor gibi davrandığı sürece…

Ben de; görevimi yeterince yerine getiriyormuş gibi çalışmaya devam edeceğim. (Bu incinin sahibi meçhul bir kişi)

12. Eylül 2010 Pazar

Alev Meisel İnternetli Köy