Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Alkolü kısıtlama çabaları, kadınlarımız ve siyaset

Alkolü kısıtlama çabaları, kadınlarımız ve siyaset
 

Alkol kelimesini sevmiyorum… İçinde her şeyi barındırıyor… Ayrıca bazıları tarafından artık küfür niyetine kullanılıyor ‘’alkollü ‘’ olmak… İçki demekte diğer bazı içeceklere haksızlık olacak… Şarap demek istiyorum, şarabı pek içmediğim halde… Daha şirin geliyor bana… Fakat mecburen kullanacağız, iletişim için çare yok… 

Alkolün faydaları demek isterdim söze girerken… Ancak bağımlı olanların sergiledikleri tutumlar yüzünden bunu söylemek zor… Toplumsal kişilikle bağımlı olmayı ve alkolü birlikte almadıktan sonra bu olayı algılayamayız… O yüzden ülkemizde yaratılan ortalama toplumsal kişilikle bakmak lazım bu alkol olayına; 

Ortalama toplumsal kişilik yeterince (devlet belirliyor) dindar, milliyetçi, şükretmesini bilen ve devlete itaat eden insandır kısaca… En baştaki görevi sorgulamamaktır… Lidere uymak yeter… Ancak bu yaratılan insan tipine yetecek ekonomik paylaşım konusunda dünyanın en geri ülkelerinden biriyiz… Bu kadar ortak kutsalı olan, birey olarak gelişmemiş insanlar ekonomik cenderede boğulmaktadır kısacası… İş güvencesinin olmaması, işsizlik sigortası maskaralığı, işsizliğin kişilere silah olarak çevrilmesi vs insanları sürekli gerilim halinde tutmaktadır… Bu gerilimden kurtulmanın en kolay yolu ise ‘’Alkole sığınmak ve bağımlı olmak’’ gibi görünmektedir… Sürekli cendere ve sürekli kendisinden kaçma isteği bağımlılığı kolaylaştırmaktadır… Oysa bu işin görünen yüzüdür… 

Toplumsal kişilik ile çelişen, rezalet ekonomik paylaşım ve güvencesiz olmak insanların ruh sağlığını bozmaktadır… Toplum olarak ruh sağlığı pek sağlam olmayan bir ulusuz… Ezik, başarıya aç, kendi kendine üstünlük propagandası ile sahte egolarımızı şişirmekteyiz… O yüzden sadece alkole bağımlılığın kolay olması değil, başka sonuçlar da çok kolay olmaktadır… Bu futbolda, oyunda, kadın erkek ilişkilerinde, inançlarda, gösterilerde, trafikte yani aklınıza gelebilecek her yerde vahim sonuçlara yol açmaktadır… 

Alkol bağımlılığın faciaya dönmesinin ana nedenlerine dönersek; Çoğunluk erkeklerdir bunlar ve zaten evlerini geçindirmekte zorlanmaktadırlar… Birde alkole dökülen paralar işi iyice çıkmaza sokmaktadır… Ezik ve kendi denetimini sağlayamayan (çünkü kendisinden kaçışın sınırı içkinin dibini bulmaktır) evin sorumluluğunu unutmakta, çalışma koşulları bozulmakta, hatta çalışamaz duruma düşmektedir… Ve bu koşullardaki zavallı birde evdekilere ‘’eerkekkklik’’ yapmaktadır… Şöyle anlatayım; Sizi hiç (siz ayıkken) sızmakta olan biri sevişmeye, öpmeye zorladı mı? İşte Alkol alan birinin kadınlardaki algılanması budur… 

Toplumsal kişiliği en iyi özümsemek zorunda kalmış kütle kadınlardır… Bu kişilikle uyum sağlamışlardır… Buna ne derseniz deyin genel çoğunluk böyledir… Erkeğinin alkol almasını istemez… İşte AKP’nin kadınlar üzerindeki değiştirilemez etkisi budur… Kadınlar erkeğini alkolden uzak tutan her yasayı gönülden destekler… Bu özgürlüğü kısıtlamak dahi olsa… 

Gelelim asıl konuya… Alkol İnsanları stresten kurtarır, rahatlatır… İnsanların üzerindeki toplumsal baskıyı gevşetir ve bu yüzden eğlendirir… Mutlu insan tipi yaratır… Ancak burada bağımlı olmayı ezik ve kendinden kaçan insanlara yakıştırdığımı unutmayın… Benim bahsettiğim ne kadar ve ne zaman içeceğini bilen insandır… Bu kişilerin içme nedeni de gevşemek, rahatlamak, daha rahat iletişim ve eğlenmek içindir… Bu insan tipi ezik ve aç değildir… Güvensizlik içinde değildir… 

Dünyadaki bütün otoriter rejimler, siyasal düşünce ve inançlar bu gevşemiş, eğlenebilen ve mutlu insan tipinde nefret eder… Çünkü bu insanları dar kalıplara sokup yönetebilmek mümkün değildir… Onlar için insanlar stres altında olmalı ve onların bu streslerini kendilerinin yönlendiği yerlerde gidermelidir toplum… Mesela savaşta, mesela fedakarlıkta, mesela iç savaşlarda, mesela ‘’fetihlerde’’… Alkol düşmanlığının altında işte bu kafa yatar… 

Sahillerimizi dolduran insan tipi genellikle toplumsal kişiliğe yaşam biçimiyle baş kaldıran insanlardır… Ancak baş kaldırmaları oldukları yerde işe yaramamış, kendileri gibi olan insanların yanına kaçabilmişlerdir… İşte yeni hedef bu kütlenin de denetim altına alınmasıdır. Mesele alkol meselesi değildir… Mesele otoritenin söz geçirebilme meselesidir… Yaşam biçimlerine söz geçirebilme meselsi yani… Bu otoriteye en iyi bahaneyi ise alkol vermektedir… Hem ‘’haklı’’ bir zemin üzerinde durmakta hem de kadınların gönlünü kazanmaktadır… Fakat asıl hedef yaşam biçimleridir… 

Alkol insanları eşitler… Otorite tanımaz... Bu birileri için özgürlük birileri için faciadır... 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..