All Inclusive

Daha önce buradan all inclusive sisteminin çarşı esnafına olan zararlarından ve yerli turiste olan yararlarından bahsetmiş ve sektörün bu durumundan en azından yerli turistlerin faydalanabilmesi için birkaç alternatif tatil bölgesi hakkında yaptığım kıyaslamanın sonucu olarak Side'nin Türkiye'de bizlere hitap edebilecek en uygun yer olduğunu yazmıştım.

Dün biraz Side'yi dolaştım ve denizden altı metre yukarıda Side yarımadasının kenarında Apollon tapınağının 200 metre gerisinde muhteşem bir deniz manzarasına karşı sadece bir avro karşılığında bira içtim. Neden avro diyenlere ve hatta "Burası Türkiye değil mi kardeşim?" diyenlere hak veriyorum. (Ama tabiiki ytl kabul ediliyor) Kısaca söylemek istediğim şu ki; yerli turist yıllarca burun kıvrılarak ağırlandığı ülkesinde 1-0 öne geçmek istiyorsa bunu bu yaz yapabilir. Çünkü her ne kadar basınımız iki senedir Turizm patlamasından bahsetsede durum hiç göründüğü gibi değil.

Bu yazıları yazan basın mensubu arkadaşlar sadece otellerin doluluk oranı ve havaalanları ve limanlardan giriş yapan turist sayısını baz alarak bir değerlendirme yapıyorlarsa bu işi hiç bilmiyorlar. Turizmde istihdam deyince sadece otel ve havaalanı personelini değil sektörde hizmet veren restaurant, bar, kuyumcu, seyahat acentası, hediyelik eşya mağazası ve hatta midye dolmacıyı bile hesaba katmak zorundasınızdır. Bu saydıklarım ve benzeri işyerlerinde çalışan insanlar ve aileleride istihdama dahildir. Maalesef bu bahsettiğim insanlar şu an istihdam ediliyor olsalar dahi karın tokluğuna çalışır durumdalar. Hatta bu işyerlerini işleten imsanlarında durumları pek parlak değil.

All inclusive sisteminin tek zararı bu olsa iyi ama dahası var. Vaktiyle insanların görmek ve alışveriş yapmak için birbirini çiğnediği Side'de iğne atsanız yere düşer oldu! Ayrıca dünyada eşi olmayan bir tatil beldemiz bedavaya Avrupa'nın hizmetine sunuldu. Elbette her insanın seyahat etme, tatil yapma hakkı var. Ama bazı şeylerin karşılıklı olması zorunludur. Bizim insanımız oğlunun düğününe gidebilmek için sorguya çekilip vize verilirken, Avrupa'nın medeniyet yüzü görmemiş taraflarından gelen insanların bizim ülkemizde, deniz kıyısında, bizim bakkaldan iki ytl karşılığında alabildiğimiz birayı bir avro (1.77 ytl) ya içebilmesi insanın onuruna dokunuyor. Utanmadan etrafında yemek boyunca dört dönen garsona beş kişinin birlikte yirmi cent ödemeye karar verip, daha büyük bir utanmazlıkla bunu vermeleri ise insanı deli ediyor. Bu yüzden bu sene tatile çıkın. En azından bu imkanlardan sizde yararlanmış olun ki biraz da olsa esnafın ızdırabı dinsin. "Ucuz ama kendi insanımızda yararlanıyor" diyebilelim. Hepinize iyi tatiller! (Laik Cumhuriyetimizin Avrupa'nın güdümüne girmemesi için oy vermeyi unutmayın.)