Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Allah encamını hayra tebdil eylesin

Allah encamını hayra tebdil eylesin
 

Tam da böyle bir durumdayız. “Allah sonumuzu hayır etsin”.  Ahvalimiz  hal değil, gidişat ise hiç hayra alamet değil.

Doğrular, eğriler birbirine karıştı, şirazemizden çıktık.

Hamaset, hoşgörüsüzlük, uzlaşmasızlık, kompleks, özgüvensizlik ve en beteri şiddet toplumsal karakterimiz oldu.

Toplumsal reflekslerimiz birey olarak haklarımızı savunmak üzerine değil, birbirimizi tepelemek, yok etmek yönünde çalışıyor.

Gelişmiş ülkelerde insanlar çok az siyaset konuşurlar, gerek duymazlar ki konuşmaya. Ancak devletten bireysel hakkına bir engelleme gelirse, o devleti doğduğuna doğacağına pişman ederler. Onun için o devletler oralarda bireye hizmet için var olduklarının bilincindedirler.

Bizde durum tersidir, biz devlete taparız, biz güce güçlüye taparız. Allahtan tek niyazımız, devlete zeval gelmesindir. Aşağıdaki biz güçsüzler birbirimizin gırtlağını sıkarız, yeter ki tapındığımız güç yerli yerinde dursun. Bireysel hak hukuk arama da neymiş!

Gıdalarımızın içi yüzlerce katkı maddesi dolu, sağlık raporları bangır bangır bağırıyor, kanserojen maddeler kanımıza işliyor, heyhat kimin umurunda.

İngiltere’de kırık kanalizasyon mazgalından içeri adam düştü, bacağı kırıldı diye bütün İngiltere’deki kanalizasyon mazgalları değişti, biliyor muydunuz?  

Süt fiyatlarına bir kuruş zam yapılmıştı, İsveç halkı demokratik tepki için sokaklara dökülmüştü.

Biz ise her şeyi seyretmeye meraklıyız. Dizi izler gibi gibi izleriz, X siyasetçi Y siyasetçisine ne demiş, vay nasıl da giydirmiş, vay o haklıymış, vay bu.

Ne anlama geldiğini, içeriğini bilmediğimiz ideolojilerin kurbanı, fanatiği olmuşuz. Çoktan kutuplara ayrılmışız…Muhafazakarlar, Kemalistler, Kürtler.  

Bu kutupların hiç birine dahil değilsen, sen nesin ki? Boş beyinlinin tekisin. İllaki bir kutup olmalısın, bilmesen de bilsen de.

Aşiret dayanışması gibidir ya da aşiretler arası düşmanlık gibi, ne de olsa kökenlerimizde aşiret kültürü var. Benim toprağım, benim tarlam, benim vatanım, benim reisim, benim ağam!  

Hal böyle olunca ortada akıl, mantık, sağduyu, adalet, hukuk, merhamet, vicdan hak getire, hiç birini bulamazsınız.

Ondan eğridir her şeyimiz, düz doğru yolu ondan kaybettik çoktandır. Uçlara savrulduk.

Bir ülkede ideolojik iç savaş yaşanıyorsa saflar her gün biraz daha belirginleşir, keskinleşir. Türk Kürt’e, Sünni Alevi’ye, Kemalist Muhafazakar’a saldırır, önce sözle saldırır, söz yetmez kan dökülür.

Şiddet, yediğimiz ekmeğe, içtiğimiz suya bulaşır, şiddet gün gelir Uludere’de katliam olur, gün gelir stadyumda, gün gelir evin içinde ya da sokakta dur diyemeyeceğin şekilde karşına dikilir.

Tarafların giderek militanlaştığı, bağnazlaştığı, acımasız bir savaştır bu, önlenemez sonumuz olur.

Kutuplaşmalarda her kutbun kaymağını yiyen sahte kahramanlar türer, yüze kahraman görünür, arka taraftan kuyunu kazar, cebini doldurur.

Dehşet verici bir durum.

Türkiye ciddi bir eşikte duruyor,  ya takatini yitirir, yuvarlanıp bütün kemikleri un ufak olur, ya da uzlaşmayla güç kazanır, eşiği atlar, yürür yoluna devam eder.

Açıkçası benim hiç umudum yok, zaten yolu çoktan yarılamışım, eşikten düşsem ne olur düşmesem ne olur…ama arkadan gelen çocuklarım var, torunum var. Kaygılarım onlar içindir.

O yüzden düşünen insan olmaya çalışıyorum…Birey olarak kendimi doğru tanımlarsam, uçlara savrulmadan barışı, uzlaşmayı, hoşgörüyü ve vicdanı kendime yol eylersem ve her birey de aynı şekilde yaparsa eşikten hep birlikte yuvarlanmadan kurtuluruz diye düşünüyorum.



 

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..