Allah’ın belası Gabar dağı

(Elimde olsa seni toptan havaya uçururum ki, içinde kertenkeleler barınamasınlar.) 

- 

“Yangının sebebi askerleri geri getirmez. Netice itibariyle yanmıştır, yakılmıştır. 

Sebebini araştırmak, sebebini söylemek bir şey ifade etmiyor” 

Bu sözleri sarf eden İçişleri Bakanı ise( ki inanmak istemiyorum, takip edemedim)yazıklar olsun! 

Hem de bin kere yazıklar olsun! 

Sanki yananlar can değil de sadece otlar, ağaçlar ve bir yapı. 

Böyle konuşmaya nasıl dilin varıyor Sn. İdris Naim Şahin Bey? 

Yanarak, kahpece tuzaklar ile can veren bizim çocuklarımız. 

Yoksa sen böyle hissetmiyor musun? 

Sana ve senin gibi düşünenlere de yazıklar olsun! 

Bize de yazıklar olsun ki böyle zihniyettekileri tepemize getirdiğimiz için. 

Oralara yollananlar dikkat edersek hep fakir halk çocuklarımızdır. 

Hangi milletvekilinin veya bakanın çocukları o Gabar denen cehennemde askerliğini yaptı? 

Bu sözüm tüm gelmiş geçmiş siyasi partiler, iktidarlar için de geçerlidir. 

Açıklama bekliyorum. 

Milletvekili misin, bakan mısın, yap torpili en güzel şekilde çocuğun, bir yakının askerlik yapsın. 

Ondan sonra acıyı tatmamışlar tarafından saçma sapan beyanatlar verilsin. 

Zaten unutmadık askerlere kelle deyip te askerlik yan gelip yatmaktır sözlerinizi. 

Evet, askerlerimiz yatıyorlar ama ancak kahpece vurularak cansız bedenleri ile. 

Bu vatan için gencecik fidanlarımız sakınmadan canlarını feda ediyorlar. 

Siz ve sizin gibiler saltanatlarını sürsünler, bir ayakları Avrupa’da diğer ayakları Amerika’da rahat etsinler diye mi? 

Bir karış toprak için toprağa düşüyorlar bu canlar. Hem de nasıl? İhmal sözcükleri havada uçuşurken. 

******* 

HAİN PKK’ nın GİZLENDİĞİ DAĞLARDAN Gabar Dağı 

Bu dağı araştırmıştım zaman içerisinde. 

Askerlerimizin çatışmada olduğu Küpeli Dağı (GABAR)Siirt'ten başlayıp, Şırnak üzerinden kuzey Irak'a kadar uzanan coğrafi bakımdan en berbat yermiş. Çünkü tek zirvesi olan dağın içerisinde binlerce mağara, onlarca vadi varmış. PKK Irak’tan geçişi bu dağdan yapıyormuş. Hatta oralarda tüneller kazmışlar, sıkışınca bu tünellerden Irak’a kaçıyorlarmış. 

Bazı kesimlerinde görüş mesafesinin 10 metreye düştüğü söyleniyor. Dağa girdiğinizde bazen yanınızdakini göremezmişsiniz. 

Teröristler için en ideal gizlenme ve pusu kurmaya müsait olan bu çok kötü, berbat coğrafyada 43 derece sıcakta aslanlarımız iki ateş arasında kalıyorlar. Birincisi sıcaklık, ikincisi ise nereden ne çıkacağını, ne geleceğini bilmeden sırtlarında onca ağırlık ile düşmanı arıyorlar. 

3 gün yürümek ne demek? Dinlenmeden, uyumadan. Düşünebiliyor musunuz?
Çoğumuz yaz tatilindeyiz bir kumsalda serinlemek için serin sulara kendimizi atıyoruz veya evimizde soğuk suyla duş alıyoruz. Kimimiz klimalı odalarımızdayız.
Askerlik bir şereftir. 

Askerlik elbette kolay değildir. Asker yorulmaz, asker uyumaz vatanı bekler. Vatan için canını verir. 

Askerlik en onurlu meslektir. Biliyoruz, anlıyoruz. 

Ancak; 

Eğitimli ve buraları avuçlarının içi gibi bilen teröristlere, ajanlara karşın henüz iki veya üç aylık askerlik döneminde olan acemi çocuklarımızın oralara gönderilmelerini kabullenemiyoruz. 

Şemdinli'deki saldırıda şehit olan Er Mutlu Saydam'ın babası; Oğlum Sivas’ta 15 gün askerlik yaptı, sonra hududa gönderdiler, nasıl gönderirler? Diye feryat etmişti hatırlarsanız. 

Evet, bende bağrı yanık bu baba gibi feryat edip soruyorum. Bu ülkenin iyi eğitimli komandoları yok mu? 

30 yıldan beri sırf o bölge için profesyonel asker neden yetiştirilmedi? 

Hükümete yakın olan Sabah Gazetesi, Genelkurmay’ın terörle mücadele kazanmış, sicili yüksek ve ilk sıralarda terfi etmiş olan subayları bölgeye göndermek üzere çalışma yaptığı haberini yazmış. 

Bu kadar evladımız kalleşçe öldürüldükten sonra mı akılları başlarına geldi? Bir günaydın da akılları başlarına yeni gelenlere. 

Çiller zamanında Olağan Hal vardı, özel timler vardı hatırlasanıza. Terör neredeyse sıfıra inmemiş miydi?2002 den terörün yeniden hortlamasından beri yazıp duruyorum. 

Demek ki, bu pis savaşın bitmesini gerçekten istiyorsak bunlar derhal yapılmalı.
Gelin görün ki Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanının beyanatındaki zihniyetinde bir hükümet tarafından yönetiliyoruz. Sanki savaşın bitmesi istenmiyor. 

Kaç senedir aynı terane okunup duruyor. 

“Kararlılıkla mücadeleye devam”. 

Bu ne biçim karardır ya? Bir türlü neticelenmiyor. 

Artık masal dinlemek istemiyoruz. Anaların, babaların ağlamalarını, ocakların sönmesini istemiyoruz. 

Ve diyoruz ki, buna kökten çözüm getirelim,  

YA ISTIKLAL YA DA ÖLÜM… Diyelim ve bu işi bitirelim.