Allah Neden her şeyi çift yaratmıştır? Sıfır ve hayat

Maddenin oluşumunda atomun yapısına indiğimizde Elektron hareketleri hemen dikkatimizi çekiyor, dünyada hayatın var olmasında hareketine bağlı. Mevleviler sağdan sola doğru dönerler kafalarında da ölümü simgeleyen mezar taşını simgleyen uzun başlık vardır, elbiseleri beyaz ve kefeni faniliği simgeler. Hacılar da sağdan sola doğru Kabe'nin etrafında döner dururlar.

Aslında bu dönüşler sanki belli bir yerde sabit ve statik bir durumu oluşturuyormuş gibidir, ama değil.

Elektron aslında zıddı olan Proton'a aşık gibidir. Onun cazibesine kapılmıştır sanki. Delicesine sağdan sola doğru dönüp durmaktadır. Öyle bir mesafeden dönmektedir ki ne yaklaşmakta ne de uzaklaşmaktadır, sanki proton'un gözleri onu kendinden almış gibidir. Mecnun da Leyla'nın aşkı uğruna dönüp durmuş yanıp durmuştur. Hiç bir zaman Leylasına kavuşamadan bu aşkın etrafında dönmesi aksiyon oluşturmuştur ve bu aşkı ölümsüz kılmıştır. Mecnun Leylasına kavuşsaydı ve Mecnun akşam eve geç kalsaydı bu aştan şımaran Leyla "Nerde kaldın gözü körolacca herif" dese bu aşk olurmuydu?

Dünya'da electron gibdir, milyonlarca yıldır hem kendi etrafında hemde Güneşin etrafında dönmektedir. Dünya Güneşe Ay'da Dünyaya vurgun gibidir. Güneşe tapanlar aslında menfaaçidirler ve güneşten gelen ışıkla hayat bulunduğuna inandığı için bu dini uydurmuşlardır tıpkı İneğe tapanlar gibi. Gökyüzünde Güneş yeryüzünde İnek bu sebeple ilkel dinlerde ve bazı günümüz doğa dinlerinde merkeze alınmıştır.

Ay öyle değil. Ay Dünyaya vurgun gibidir. Ay dünyaya dünya ise Güneşe vurulmuştur. Ayın sevdası başka. Ay çoğul karanlığın içinde aydınlık bir azınlıktır. O duyguların gecesinde imanlı bir kalbin tefekkürünü arttırır. Ay insanı tevhide Güneş ise şirke sevk etmiştir.

İster eletron isterse gezegen olsun varlıklarını ancak döndükçe sürdürebilmiştir. Ancak belli bir mesafede kalarak olmuştur bu. Bu cazibe bir yandan çekmiş diğer yandan itmiş gibidir.

Ortada manyetizma denilen bu cazibe olmasaydı bu enerji nasıl ortaya çıkardı. Tıpkı sevdiğinin geleceğini haber alıpta sabaha kadar uyumayıp bekleyen göz gibi.

Allah'a görmediği halde inanan ve ona yarattıklarına bakıpta ulaşan bir akıl ve yürek bu aşkın cazibesi olmadan İman sahibi Müslüman olamaz.

Müslüman'ı cezbeden nedir peki? Yaratııklarından Allahı bulan İman etmiş akıl nereden kopup geldiğini bilir. Yunus bu aşkla yanmış bir bilgedir. "İsteyene ver onları bana seni gerek seni" cümlelerinde yegane gayesini Allahın rızası ve AŞKI olduğunu anlarız. Bu aşk bu cazibeden doğuyor. Aşk yaklaşamamaktan ama kopmamaktan doğuyor. Fazla yaklaşırsan yanıyorsun uzaklaşırsan donuyorsun yani belli bir hayat mesafesinde denge cazibesinde kalmalısın. Eletron, dünya ve Hacıların mesafesi hayat bulma mesafesidir. İnsanın Hac'da tarif edmedği o RUHSAL coşkunun kaynağı bu anlattıklarımdır.

Aşk dediysem Allah'ın yarattıklarını sevdik yaradandan ötürü sözü değil. Yunus ve Mevlana'nın Anadolu Rumlarını avlayarak Müslüman olmalarına ve Türkleşmelerine sebep olan bugün kü yazarların da alabildiğine sömürdüğü AŞK anlatımı değil benim anlatmaya çalıştığım.

Aşıksan aşık olduğunun sorumluluğunu alırsın, emek harcarsın. Onun hatalarına körü körüne göz yumarsın değil. Sevdiklerinin hatalarına göz yumduran ve ADALETİ geriye iten bu tür bir AŞK aslında ŞEYTAN'ın aşkıdır.

Allah'ın herşeyi kainatta zıdlarıyla var etmesinin amacı ve hikmeti budur. Matematik te +5'in zıddı -5'tir ve bunlar cazibeyle bir araya geldiğinde ortaya SIFIR çıkar. Yani hiçlik.

SIFIR hiçliktir. Bu HİÇLİKTEN VARLIK OLABİLMESİ İÇİN ZIDLARIN OLMASI GEREK, ZIDLAR OLURSA HAYAT VE VARLIK OLABİLİR.

SIFIR denen hiçlikten varlığın olabilmesi için zıdları muazzam bir akılla ve dengeyle ÇİFTLERE ayırabilene ve ortaya çıkarana ALLAH diyoruz..