Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Allah senden razı olsun sevgili bakanım…

Allah senden razı olsun sevgili bakanım…
 

Tanışım, memleketimin milletvekili ve sevgili bakanım Sayın Taner Yıldız…


Allah senden razı olsun. Allah ne muradın varsa versin, tuttuğunda istediğin altın olsun. Çünkü bizi bir sıkıntıdan kurtarmak için iyi bir konuya parmak başmışsın…


Konu ile ilgili haber aynen şöyle: “Enerji Bakanı Taner Yıldız gün ışığından daha fazla yararlanmak ve verimliliği artırmak için mesaiyi saat 6-7 civarında başlatmak ve cumartesiyi de çalışma günlerine dahil etmek için hazırlık yaptıkların söyledi. Taner Yıldız'a göre zaten esnaf bunu yapıyor ücretliler de yapabilir.”


Vallaha ne yalan söyleyeyim, benim işin elektrik sarfiyatı, kalkınma hamlesi, çok çalışma, gün ışığından yararlanma gibi tarafında işim yok.


Benim derdim “Fıstığı yeşil” idi, bu şekilde çözülecek…


Sayın Bakanım doğru söylüyor. Eskiden cumartesi günleri “Yarım gün” çalışılırdı. Okula “Yarım gün” gidilirdi. Sonra ne oldu da “Cumartesi ve Pazar” tatil oldu, anlamadım…


Aslında bu “Cumartesi ve Pazar” tatili, yanlış bilmiyorsam eğer, ilk kez İstanbul’da “bir kısım” esnaf tarafından başlatıldı. Trafik sıkışmaya başlayınca, yarım gün bir işe yaramaz oldu, Anadolu esnafı İstanbul’a çok gitmez oldu, “Cumartesi” günü de pek iş olmayınca, İstanbul tatili iki güne çıkardı.
Bu arada yıl 1970 mi ne… Devlet baktı ki “Cumartesi” gününden verim alamıyor, millet “Cumartesi’yi Pazar’a” ekleyip kısa tatillere kaçıyor, “Şu Cumartesiyi de tatil edeyim de kurtulayım” dedi herhalde, devlet de “Tatil” etti…


Devlet tatil, İstanbul da tatil… Bu sefer devlet ve İstanbul ile işleri olanlar o gün iş göremez oldular, boşuna mesai harcayıp masraf eder oldular, herkes tatil etmeye başladı…


Bir farkla… Esnaf kesiminin büyük bir bölümü bu işten nasiplenemedi. Hatta alışveriş merkezleri 365 gün neredeyse 24 saat çalışacaklar. Eh, bu da haksızlık değil mi?


Ben, kendi adıma haklı-haksız ayrımı yapacak değilim, dedim ya, benim derdim “Fıstığı yeşil” diye…
Anlattığım gibi, herkes Cumartesi’yi tatil edince, bizim “Gençler” de “Abi… Biz niye çalışıyoruz ki, kimi arasak ‘Cumartesi tatiliz’ diyor, iş yapamıyoruz, biz de tatil ediyoruz” dediler ve ettiler…


Kaldık mı “dibek taşı” gibi ortalık yerde…


Cumartesi “İşe” gidemiyoruz, dolayısıyla evde kalıyoruz.


Elbette “Gençler” bizim gibi “Evde” kalmanın sıkıntılarını bilemeyebilirler… Gidecekleri yerler var, gezecekleri yerler var, buluşacakları kişiler var… Var oğlu var anlayacağınız…


Hani “Üretken” olmasan, bir köşede oturur birisi olsan mesele değil. Aktif, hele hiperaktif birisi oldun mu işler karışıyor, evde “Huzur kaçırıcı” bir kişiliğe bürünüyorsun…


Bana göre değil bu iş, ama uzun zamandan beri katlanıp gidiyor, gençlere de bir şey diyemiyordum…
İşte bu yüzden bu kadar “Dua”yı sevgili bakanımız Sayın Taner Yıldız’a ediyorum. Allah senden razı olsun. Allah ne muradın varsa versin, tuttuğunda istediğin altın olsun.
 

Hatta Cumartesi gününü “Tam gün” mesai yapılsa daha iyi olur, haftada bir gün istirahat neyinize yetmiyor, değil mi?


İşin ekonomik yönüne gelince, çalışır üretirisiniz, bir yere gidemeyince de masraflardan kısmış olursunuz…


Dediğiniz gibi sayın Bakanım… Bizim “Üretim” için çalışmamız gerek. Avrupa Birliğine “Uyum” sağlayacağız diye tembelliğin bu kadarı da olmaz yani…


AB kurallarını “Bir kere bozsak n’olur” değil mi?


Bozduk gitti… İnşallah…


17 EKİM 2011
İBRAHİM PEKBAY 

 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..