Allah'tır o, alır da verir de!

“öğrendim herşeyi..
Artık inceliklerini biliyorum hayatın. Ancak neden dengesizliginde denge arıyorum,uyumsuzlugun uyumunu yakalamışken!?”

1976 yılı Temmuz’unda yazmışım bunu. Bir yerden mi not aldım, O günkü ruh halim mi not düşürdü,emin değilim. Yazılan sayfa üzerinde bir ek bilgi de yok.

Henüz 18’inci Temmuzunu yaşarken yaşamın, her şeyi öğrendiğimi , her şeyi bildiğimi düşünüp not düşme olasılığım yüksek. 33 yıl önce de dengesizliğinde denge arıyormuşum hayatın, bugün de aynı…Uyumsuzluğun uyumunu yakalamışlık o günden sonra kaç kez geçti elime bilmiyorum. Onun da içinden çıkamıyorum. “Diyalektiğin ‘zıtların birliği’ dediği şey bu olsa gerek” deyip geçiştiriyorum.

Bir hoşum bu gece. Canım içmek istiyor delice. Dolaba bakıyorum birkaç bira şişesi, 70CC’nin üçte ikisi duran bir Tekirdağ, dörtte üçü gitmiş 35CClik Cin.
Cin fikirliğim tutup, biralardan birini alıp, şişe dibine yakınlaşmış cin ile harmanlıyorum. Cin çarpmışa döner miyim? Bilmiyorum…

Kafamda, harman vakti dönen beygirlerin çektiği düven gibi dönüp duruyor 1976’da yazdığım not. “neden dengesizliginde denge arıyorum,uyumsuzlugun uyumunu yakalamışken?”
Kültablasında yanan sigaram üzerine yeni bir sigara daha yaktığımı ikinci fırt çekişten sonra fark ediyorum.

“Sigara içmeyi bile öğrenemedin çocuğum” diyorum kendime. “Günde iki paket altına inemedin henüz”ve ardından fısıltı ile “Peki neler öğrendin? Hadi bi sırala bakalım” diyorum.

Sokrates’in “ Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” sözü sol yandan süratle gelip kırmızı ışıkta ani frenle duruyor kafamın içindeki dörtlü kavşakta.

Öğrenmek mi bilmeyi, bilmek mi öğrenmeyi getirir?

18 yaşında düştüğüm not’a takık kafam. Ve sevdiğim kadının yazdığı nota.
Neler öğrendim, neler öğretti bu 50 yılı aşkın sürelik yaşam?

İşte çalakalem aklıma gelenler:

Karşımdakine kendimi zorla sevdiremeyeceğim kesin. Sevmeyi kendin, sevilmeyi karşımdaki isterse gerçekleşebileceğini öğrendim.

Birinin seni kendi ölçülerinde seviyor olmasının, senin ölçülerin ile örtüşmeyeceğini öğrendim.

Yüreğinin ne denli kırık olursa olsun, yaşamın, hatta en yakınındakilerin bile sadece “ vah vah” dan öte bir şey yapamayacağını öğrendim.

Tartıştığın sevdiğinse, kızgınlığın anlık olduğunu ve sevginin tükenmeyeceğini öğrendim

İki kişinin baktığı aynı şeylerde çok farklı şeyler gördüğünü ve algıladığını öğrendim.

Gerçek aşkın, aradaki mesafeler ne olursa olsun bitmediğini ve bitmeyeceğini öğrendim.

.......

Cin ile bira karıştırılınca adamı sarhoş ettiğini öğrendim…

Ve halen kafam 18 yaşında düştüğüm 'not’a takık. Bir de sevdiğim kadının yazdığı 'not'a.
Hani demiş ya “ Allah ne verdiyse” diye.
Allah'tır o.. Alır da verir de...