Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '12

 
Kategori
İnançlar
 

Allaha götüreceğiniz hediye hazır mı?

Allaha götüreceğiniz hediye hazır mı?
 

Sevdiğimiz birisine doğum günü, evlilik yıldönümü veya başka bir sebeple bir hediye götürmek gerektiğinde sizi bilmem ama benim elim ayağım dolaşır. Bu hediye telaşı hepimiz için geçerlidir aslında. Acaba ne götürürsek memnun ederiz? Acaba sevdikleri nelerdir?

Peki hiç aklınıza Allah’ın huzuruna çıkarken ne hediye götürmek gerektiği sorusu geldi mi?

Allah’a vereceğiniz hediyenin telaşını hiç yaşadınız mı?

Hepimizin yolculuğu Rabbin huzurunda toplanılacak bir güne doğru…

Acaba Rabbimizin huzuruna ne ile çıkarsak O’nu razı ederiz? Hoşnutluğunu kazanırız?

Hele imtihan mahiyetinde bir armağan takdimi söz konusu ise, yani götüreceğiniz hediye dünya imtihanını kazanmak ve kazanamamak ile doğrudan ilgili ise ve hediyemiz bizim sonsuz bir cennet hayatını veya sonsuz bir cehennem azabının anahtarı anlamı taşıyorsa soru daha da hayati hale geliyor.

Allah’ın huzuruna çıkarken Dünya’dan kendisine takdim etmek üzere bizden istediği şeyin nedir? 

“O gün ne mal, ne evlat fayda verir. O günde  sadece “selim bir kalp”le gelenler fayda görür…” (Şuara Suresi, 88-89)

Şifre bu: “Selim bir kalp”…Allah bize diyor ki “Ey insan Selim bir kalbi buket yap, huzuruma gel ki ödülün ölümün olmadığı cennet olsun…”

Rabbin huzuruna ya, mal-mülk-evlat gibi bize dünyada güç veren şeyleri götüreceğiz, ya da kalb-i selimi… Allah’ın değer verdiği şey kalb-i selim…

Bütün bir ömrümüzü çocuklarımız ve mallarımız için seferber ettikten sonra bunların bir anda değersizleşip bir çırpıda silindiği o gün Allah’ı hoşnut edecek tek hediye kalb-i selim nedir?

Göğüs kafesimizde durmadan çalışan o küçük et parçası nasıl bir nitelik kazanacak da Allah’ın iltifatına sahip olacağız?

Kalbimizi neyle nasıl donatacağız da ebedi hayatımızı cennete geçirebilecek anahtarımız haline getirebileceğiz?

Hz. Muhammed, “Vücutta bir et parçası vardır ki, o iyi olursa tüm vücut iyi olur. O hasta olursa, tüm vücut ateşli hastalığa yakalanır, O kalptir …” derken kalbin bir organ olarak vücuttaki önemi ile birlikte  ilahi şifreye de işaret ediyor…“Kendine gel, dikkat et, gafil olma, farkına var, yarını, o günü düşün! Kalbini ihmal etme, unutma! ” diyor adeta Allah Resulü…

Sadece maddi anlamda bile alsak, kalp bünyenin merkez organı… Vücudun en üç noktalarına kadar kan pompalıyor ve o uzvun hayatiyeti bu kana kavuşmakla mümkün oluyor… Kalbin kan dağıtımındaki zaaf, derhal uzvu devre dışı bırakıyor; ya uyuşma başlıyor, ya kangrenleşme… Uzuv kopuyor bünye bütünlüğünden… Beyne kan gitmediğinde beyin ölümü başlıyor, ayakların fonksiyonu bitiyor, ya da ellerin…

Kur’an ve Sünnet ıstılahında kalp, bir şahsiyet merkezi olarak tarif ediliyor. Bu anlamda, sanki kişiliği oluşturan damarlara verdiği değer yargılarıyla, tüm şahsiyeti besleyen bir merkezi varlıktan söz edilmiş oluyor.

Evet, kalbin önemini idrak, ilk yapmamış gereken iş bu…Kalbi önemsemek ebedi mutluluğun anahtarına sahip olmak demek..

O büyük günün hazırlığında, bu kalbi avucumuza almak ve sorgulamaktan söz ediyoruz. “Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmek” çağrısı, kalbin bu anlamda sorgulanması olmalı… Bu kalp, o gün huzur-u ilahiye sunulacak vasıfta mı?

 “Rabbin kim?” diye sorulduğunda, yani “seni yaratan, yaşatan, rızık veren, hayatına son tayin eden ve yarın huzuruna varacağın kim?” diye sorulduğunda cevapları karıştırmayacak bir kalp lazım… Allah’ın huzurunda bizi değerli kılacak yegane hazine mal, şöhret, makam, mülk, evlat değil, her parçasına sadece Allah’ı yerleştirmiş bir kalp..

Bir bakıma, dünya hayatı bir kalp sınavından ibarettir. Bir emaneti hangi nispette koruyabileceğinin sınavıdır hayat hikayesi insanoğlunun… Dünyadaki maceramızın özeti aslında “selim bir kalp” hazırlama kaygısı, bir “ilahi rıza-hoşnutluk” arayışıdır…"(Ahmet Taşgetiren)

Rabbin huzuruna çıkmaya hazır mısınız?

Allah’ın huzuruna çıkarken yanınızda onun hoşnutluğunu kazanacak neyiniz var?...

Akıl sahibi insan; İslâmiyet ile mamur ve Kur’an ahlâkı ile donanmış, Hz. Muhammet ile aynileşmiş, Allah’tan başka her sevgiyi tasfiye etmiş, manevi hastalıklardan arınmış bir kalp sahibi olarak Allah’ın huzuruna çıkar…

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..