Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '10

 
Kategori
Deneme
 

Allahaısmarladık demeden gitmeler zordur

Yollar; kah gözümüzde büyüyen kah bir solukta bitti dediğimiz ulaşım şeritleri.. Ne çok işimiz düşer yollara... Yolcu yolunda gerek deriz. Her nerede isek kalkarız vakti saati gelince kafamızda türlü türlü düşüncelerle..

Yolun açık olsun diyerek uğurlananlar olduğu gibi ardında kimseyi bırakmadan, el sallayanı olmadan sağlıcakla git sağlıcakla dön sözünü duymadan tek başına uzun yollara çıkanlar da vardır. Gidip de dönmemek var, hakkını helal et demeden, kucaklaşma seremonisi olmadan yapılan yolculuklar buruktur biraz… Gerçi inancı olan kimse yalnız değildir bu dünyada ama yine de bir dost bir seven ararız iç dünyamıza..

Biz insanlar gibi yollar da iflas ediyorlar sık sık... Aşınıyorlar, kullanılamaz hale geliyorlar bazen... Artan nüfus doğal olarak beraberinde bir o kadar da araç yüklüyor trafiğe... Yol mu dayanır bu basıp geçmelere…

Bakarız bir yerde insanlar doktorlara, yollar ise karayollarına emanettir. Ne kadar dikkat edilirse edilsin zamanla yıpranan hücreler organları iflasın eşiğine getirir. Teşhis sonrası tedavi yolları denenir. Önce ilaç, olmadı cerrahi yöntemler... Bazen yerinde onarılır organ, bazen de kullanılamaz derler nakille başka bir kişinin uzvuyla yaşama devam ettirirler... Tıkalı damarı açarlar yeni bir yol buldururlar kanın akması için...

Yol çalışmalarının amacı; tespit edilen hasarı onarımdır, yeni yollar aramaktır. Asfalt için kolay görünen bu olay insan için ne kadar da zordur... Her işimizin yolunda gitmesini arzu ederiz. Hem sevdiklerimiz hem de kendimiz için güzel şeyler dileriz ama olmaz işte bazen...

Başlarız bir yola sevdiklerimizle öyle uzun görünür ki beraber yürüyeceğimiz yollar ama bir de bakarız ki yol bize devam ederken sevdiklerimiz birer birer ayrılıyorlar bizden... Oysa ki bir gün önce ben yolun sonuna geldim lafını da kimseden işitmeyiz.

Kimine yol öyle çabuk sonlanıverir ki... Zorlanırız kaybettiklerimiz olunca yollara devam etmeye, anlamsız gelir her şey ama ömür biter yollar bitmezmiş. Bakarız ki yine bir amaç uğruna düşmüşüz yollara...

Yolları yapan insanlar hiç düşünürler mi acaba bu yollar hayırlara mı vesile olacak yoksa şerre mi? Birbirine bağlamak için mi yoksa koparmak için midir yollar.. Herkes hayatında bir yol çizer kendine… Kimi koyduğu hedefe kolaylıkla ulaşırken kimi maalesef başarısız olur...

Ömür devam ettiği sürece, yollar hep vardır. Annemizin elini tutarak geçtiğimiz yollardan tek başımıza geçtiğimiz andan itibaren artık kendimiz gibi yolları da eskitmeye başlamışız demektir. Önce okumak için sonra iş için derken çeşit çeşit amaçlar bizleri yolların fatihi eder... Bazen fetihlerde, keşiflerde bazen de çöküşlerde, ümitsizliklerdeyizdir. Düşeriz, kalkarız ve sonra yine yola devam deriz yılmadan... Çünkü yaşamak bunu gerektirir biliriz...

Didinir, uğraşırız ama bazen yolunda gitmez işlerimiz... Sarpasarar, kah viraj alamayız kah çıkmaz sokağa bazen de yanlış yola girer arar dururuz gideceğimiz yolu..

Allah kimseyi yolundan çıkarmasın deriz ama yanlış şerite giren araçlar gibi yoldan çıkanları okuruz. Üzülürüz Allah doğru yoluna buldursun deriz.

İşimizin rastgitmemesi için sebep yokken yolumuza taş koyanlar da çıkabilir.. Taşların büyüklüğüne göre engelleri aşarız kimisi uzun zaman alır kimisi ise kısa.. Yollarına gül dökülenler vardır bazen de gözyaşı…

Hele ki gurbetteyse insanın bir yakını gözü hep yollarda olur. Özlem kilometrelere vurur gönüllerde…

Yollar bazen sevinç gözyaşlarına tanık olur. Konvoyun sebebi kah bir gelin arabasıdır, kah sünnet elbiseleri içinde erkekliğe ilk adımını atan bir çocuktur bazen ya da vatani görevine uğurlanan bir askerdir.

Bir de yüzlerin asık olduğu olduğu, gözleri ağlamaktan şişmiş, hiç konuşmayan, sadece düşünen insanlar geçer. Önlerinde giden bir aracı takip ederler hüzünle.. Ya anasıdır, ya babasıdır ya hayat arkadaşı ya da canından can olanın cansız bedeni vardır içinde.. Hiç yaşamamış, daha önce bu yolları geçmemiş gibi...

Adı son yolculuktur... Dönüşü olmayan bu yol yeni bir başlangıçtır. Artık yeniden sayılmaya başlanır ölümünün birinci yılı, ikinci yılı diye… Sanki hiç gitmemiş, bir yerlerden çıkıp gelecekmiş gibi…

Aysel AKSÜMER

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..