Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '17

 
Kategori
Güncel
 

Alman mı "düşman" mı?

Alman mı "düşman" mı?
 

görsel internetten alınmıştır


Türklerin Almanlarla ilişkilerinin tarhi oldukça eskidir...Ama bugünki davranışları belirleyen tarih Osmanlının son dönemlerinde başlayan ilişkilerdir.

Bu ilişkilerin ana kaydesini de "Alman üstünlüğü" oluşturur...Gerçek şu ki, Osmanlı'nın gerilemeye başladığı dönemlerde, özellikle askeri alanda Alman hayranlığı öne çıkmıştır.

İttihatçılardaki Alman hayranlığının nerdeyse tüm orduyu Alman generallere teslim etmeye kadar götürdüğünü, bu cümleden olarak Çanakkale Savaşlarının kumandanının da bir Alman olduğu hatırlayalım.

Almanlar, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını kaybetmeselerdi, muhtemeldir ki, Alman hegomanyası Türkiye üzerinde iyice kök salacaktı...

Ancak Almanların İttifak devletleri karşısında uğradığı yenilgi, Türk subaylarının İngiliz hayranı olanlarını öne çıkarmış ve Türk askeri ve  siyasi yapısına İngilizlerin adamları hakim olmuştur.

Almanların Türkiye üzerindeki psikolojik üstünlükleri, Enver Paşa gibi İttihatçıların Alman hayranı olmasıyla ve tüm askeri yapıyı Alman rengine boyamasıyla da kalmıyor.

Daha sonraki yıllarda Alman üstünlüğünü pekiştirecek gelişmeler de oluyor... Bunların başında da 1960'lı yıllarda başlayan "işçi göçü" geliyor.

Hızla gelişen Alman sanayi yeni işçilere ihtiyaç duyunca Türkiye'ye yöneliyor ve Türkiyeden ithal ettiği işçilerle kalkınmasına kat kat artırıyor.

Bu göçmen işçiler, Almanların yapmaya tenezzül etmediği işleri yapıyor: Tuvatet temizliyor, en ağır maden işlerinde çalışıyor...Ama Türkiyenin o günki şartları itibariyle yine de iyi gelir elde ediyorlar.

Alman parası "Mark"ın nasıl bir efsane olduğu günleri hatırlayalım...Ceblerinde Alman Markı bulunan "Almancı"ların Türkiye'de birer Rakıfeller gibi karşılanırlardı.

Nerdeyse, tüm devlet memurlarının kirayla oturduğu evlerin sahipleri "Almancı" olurdu...Almanyada hurdaya çıkmış arabalar, eşyalar Türkiye'de ayrıcalık ürünü sayılırdı!..Bunlar birer gerçek!!

O yıllarda, köyden kentten Almanya'ya giden Türk işçiler, zamanla orada kök salıyor, ikinci üçüncü kuşaklar oluşuyor.

Muhtemeldir ki Almanlar, Türklerin ülkelerinde kök salmalarından başlangıçta rahatsızlık duymuyor; çünkü sonuçta bu yeni nesillerin asimile olacağını düşünüyorlar. Ama öyle olmuyor!

Almanyaya giden Türkler önce oralarda gettolar oluşturarak kendi inanç ve kültürlerini yaşıyor, sonra da daha etkili konumlara gelmeyi başarıyorlar...Tabii ülkelerine olan sadakatlerini de kaybetmiyorlar.

Türkiye'yi sürekli kendisi karşısında psikolojik eziklik içinde görmek isteyen Almanya, özellikle son yirmi yılda Türkiyenin yaptığı ekonomik hamlelerden büyük rahatsızlık duyuyor.

Almanya, gelişmiş Türkiyenin kendisi için ciddi bir handikap oluşturduğunu çok iyi biliyor...Bütün zenginliği sanayi ürünü ihracına dayanan Almanya, pazarı önündeki Türkiye'nin kendisine rakip olmasını asla istemiyor.

Bu yüzden, Türkiye'yi güçsüz düşürecek her türlü argumanı kullanmaktan geri durmuyor...

DHKP-C gibi, terör yapılarını besleyip destekleyen Almanya, son zamanlarda PKK'ya da her türlü desteği vermekten çekinmedi...

Ama bunlardan istediğini elde edemeyince tüm NATO'nun ortak "örgütü" olan FETÖ'ye destek verdi...15 Temmuzda püskürtülen FETÖ'ye kucak açtı...Teröristlere siyasi sığınma hakkı verdi...Casusları saraylarında ağırladı.

Almanya'nın özellikle yakın tarihten gelen bu "üstünlük" saplantısı zaman zaman onları iyice agresifleştiriyor...Türkiye'nin giderek çelik bilye gibi çiğnenemez hale gelişi Alman kibirliliğini adeta çılgınlığa çeviriyor.

Ekonomisini geliştiren, silah sanayinini özgürleştiren Türkiye'yi hazmedemiyorlar...Onların istediği daha öncesinde olduğu gibi Alman üstünlüğüne boyun eğmiş bir Türkiye!

Aslında, Almanya'nın bu kibri İkinci Dünya Savaşının galiblerinin Almanya üzerindeki egemenliğinden kaynaklanan kompleksin sonucu...Almanya, ABD karşısında kendisi bağımsız değilken, Türkiye'nin de kendi karşısında bağımsız olmamasını bekliyor.

Son günlerde gerilimi iyice artıran bu Alman "aptallığı" aslında Amerikanın bir işaretiyle sona erer...Ne var ki, şu günlerde bu gerilim Amerika'nın da işine geliyor.

Kısaca söylersek, Almanya'nın Türkiye ile olan ilişkilerini sürekli gerginleştirmesi sadece Eylül ayında gerçekleşecek seçimlerle ilgili değil...Aynı zamanda Türkiye'yi ekonomik geleceğine tehdit olarak görmesiyle de ilgili...

Yani, Almanyanın derdi hem seçim derdi, hem geçim derdi...

Ne var ki, tarihin akışı Türkiye'yi büyük mazisine doğru sürüklerken bu akışı durdurmanın yolu yok...Tüm dünyanın egemenleri gibi Almanlar da buna alışacak!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..