Almanya'da neler oluyor ?

Almanya'da ilk yılımızdı.

Bizden iki yıl önce göreve başlamış bir öğretmen arkadaş, bize gözlemlerini anlatıyordu.

Biz onu can kulağıyla dinliyorduk. Türkler en son Solingen'de ırkçıların kundaklamasıyla karşı karşıya kalmışlardı.

-" Arkadaşlar, öncelikle, en sağlamından ve uzunundan bire urgan alın" dedi arkadaşımız.

Biz şakın şaşkın onun yüzüne bakarken:

"- O urganı balkonunuzun demirine sıkı sıkıya bağlayın, o urgan devamlı orda bağlı kalsın".

Bizim şaşkınlığımız, biraz da korku ve merakımız devam ederken; "o urgan sizin hayatınızı kurtarabilir" dedi arkadaşımız.

Her an kundaklama yangınla karşı karşıya kalabileceğimizi, balkona bağlı o urganla sıyrılıp kurtulabilme olasılığımızı arkadaşımızın anlatımından anlamış olduk.

Almanların yangın ve katliamalarla ırkçılıkla ilgili sicilleri oldukça bozuk.

İkinci Dünya Savaşıyla her yeri yakan yıkan Almanya, 6 milyon Yahudi'yi yakarak tarihin en büyük soykırımını yapmıştı.

Şimdi çok sayıda Türklere ait ev ve iş yerleri yakılarak, Türklere karşı da yıllardır ırkçı saldırıları devam ettirmiş oluyorlar.

İkinci Dünya Savaşıyla birliklte yakılıp yıkılan Almanya'yı, emeğiyle gücüyle süper hale getiren Türk işçilerine karşı Alman ırkçıların düşmanlığı, son yaşanan yangınlarla kundaklamalarla üst boyuta gelmiş durumda.

Almanya nüfusunun yaklaşık % 10'unu yabancılar oluşturuyor. Bu yabancıların üçte birini de Türkler oluşturuyor.

Türklerin, Alman ekonomisine katkıları önemli bir boyutta. Yüzbinlerce Türk'ün Almanya'da evi var. Yüzbinlerce iş yerleri var. Vatandaşlarımızın önemli bir kısmı da Alman vatandaşlığını geçmiş durumda. Vatandaşlığa geçenlerin seçme seçilme haklarıyla birlikte milletvekili, belediye başkanı meclis üyesi olma şansları var. Tüm bu olumlu gelişmelere, Türklerin katkılarına rağmen özellikle de yabancılar içinde Türklere yönelik ırkçılığı anlamak çok zor.

Almanya'nın bir çok yerlerinde duvarlara yazılı "Türken raus"( Türkler dışarı ) yazılarını görmek çok zorumuza
giden bir durum.

Bir arkadaşım anlatmıştı:

Arap bir vatandaş, zaman içinde Alman vatandaşlığına geçer. Gel zaman git zaman Almanya'da çalışır. Bir gün bir haksızlığa uğrar. İlgili makamın kapısı çalar. Haksızlığa, ayrıma uğradığını anlatır. Daha ileri giderek, Alman nüfus kağıdını göstererek: " Ben bir Alman'ım " der.

Alman memur, nüfus kağıdına bakar, bir de Arap'a bakar :

"- Sen hiç aynaya baktın mı ? der.

Almanya'da yaşanan kundaklamalara, sözde insan haklarını savunan Avrupa ülkelerinin tepkisizliğini anlamak çok zor. Gelmiş geçmiş Türk hükümetlerinin de yaşanan ırkçılık ve katliamlara karşı seslerini yükseltmemelerini de anlamak zor.

Bir Türk bir Alman'ı dövdü diye herkesi ayağa kaldıran Alman siyasiler, onca Türk'ün ölümü karşısında sessiz kalıyorlar.

Almanya'da yaşanan ve yaşanacak olayları iyi değerlendirmemiz gerekir. Daha büyük acıların yaşanmaması için her türlü girişim ve tedbirler alınmalıdır.

Irkçılık, dinsel ırkçılıkla birleşip, Türklere karşı kullanılıyor. Almanya'da 8 milyon yabancı yaşıyor ama ırkçılığa uğrayanlar Türkler. Diğer yabancıların çoğunluğu hıristiyan kökenli olduğundan bu ırkçılık saldırılarından kurtuluyorlar. Tehlikenin asıl boyutu şekli bu. Bu da çok tehlikeli.

Bu yaşananların son olması dileğiyle, ırkçılığı kınıyorum.