- Kategori
- Dünya
Almanya kirli geçmişiyle yeniden yüzleşiyor.
ntvmsnbc sitesinden
Almanya'da "döner cinayetleri" diye bilinen cinayetler dizisi aydınlandıkça, Almanya'nın unutmaya çalıştığı kanlı geçmişini hatırlatacak kadar pislik çıkıyor.
Alman ırkçılığının, hem Almanların kendilerine, hem de tüm Avrupa'ya nelere mal olduğu malumdur. Naziler, Emile Durkheim'in seçkin ırk felsefesine o kadar inandılar ki, Yahudiler başta olmak üzere, kendileri dışındaki herkesi katletmeye giriştiler.
Almanya'da dazlaklar diye bilinen neo-nazi gençlerin "ecdadlarını" aratmayacak işlere giriştiği anlaşılıyor. Başta Türkler olmak üzere katledilen bunca kişiden başka yüze yakın insanın ölüm listesi de polis tarafından ele geçirilmiş durumda.
İşin en vahim yönü ise, Alman "derin devleti"nin de bu işe destek veriyor oluşu... Almanların "Anayasayı koruma teşkilatı" dedikleri örgüt, aslında bizdeki "özel harp dairesi" (yoksa Ergenekon mu deniyordu!!) gibi bir şey oluyor herhalde.
Bu tür örgütler, siyasi hedefleri için işleyecekleri cinayetleri başka ellere yaptırıyorlar. Genellikle, ırkçı-faşit ve psikopat gençler bu iş için biçilmiş kaftan oluyor.
Şimdi, bizdeki Hrant Dink cinayetini bir hatırlayalım. Şablon, olayın tüm tarafları itibariyle yüzde yüz örtüşmüyor mu?
Bu cinayet şebekesi, Almanya'nın derin siyasetine hizmet ediyor, dedik... Nitekim, bu cinayetlerin deşifre olması ile, Almanya'ya göç azalacak, belki de Almanların çok iştediği "Turken raus" hareketi başlayacak...
Elbette, Nazi felsefesine karşı duran Alman yöneticiler de var ve onlar bu cinayetlerin utancını yaşıyorlar. Ne var ki, ne kadar "utandırıcı" da olsa, siyasi anlamda alınan sonuç sonuçtur...
Alman ırkçılığı, geçen yüz yılın başlarında bizim "İttihatçı"ları da "derinden" etkilemiş ve onlar da, cinayetleri, suikastleri felsefelerinin uygulanmasında geçerli yöntem olarak benimsemişlerdi. Bu zihniyet bu ülkede her zaman yaşadı.
Bugün gelinen noktada, Türkiye bu derin hukuksuzluktan kurtulmaya çalışırken, kurtulduğunu sanan Almanların aslında nasıl bir tehlikenin üstünde oturduklarını bir kere daha gördükleri nokta oldu.
Şurası kesin ki, "ırkçılık" gibi zahmetsiz bir ideoloji, çoğu zaman psikopat ruhlardan olmak üzere her zaman taraftar buluyor. Çünkü, ırkçılık insan nefsini okşayan, hiç bir şey yapmadan "üstünlük" kazandıran bir saplantıdır.
Almanya başta olmak üzere, bütün Avrupa, ekonomik krizin de körüklemesi ile ortalığa çıkan bu başıboş gençliği ile uğraşmak zorunda kalacak. Hoş, ırkçı partilerin giderek yükselişine bakılırsa, Alman halkının genlerindeki "üstün ırk" saplantısının hortlama ihtimali de yüksek...
Dünyayı iki kere savaşa sürükleyen ve elli milyon insanın ölümüne neden olan bu "saplantı", üçüncü bir dünya savaşının kıvılcımı olmaz inşallah...
Hak saklasın ama böyle bir savaş, bugünün silah teknolojisini dikkate alırsak, elli milyonun çerez sayılacağı bir cana mal olabilir...