Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '21

 
Kategori
Siyaset
 

Almanya ve Sonrası?..

ALMANYA’DA 16 yıllık Merkel dönemi sona erdi.

Bilmiyorum...

Almanya’nın Merkel sonrası için yazılan çizilenlere bakıyor musunuz?

Kadim Avrupa kıtasının lokomotif ülkeleri diyebileceğimiz Almanya ve Fransa, Avrupa Birliği’nin en etkin iki aktörüdür.

Bildiğiniz gibi Angela Merkel döneminde, Türk-Alman ilişkileri çok fazla sorun yaşamadı, diyebiliriz.

Şimdi merak ediliyor... Almanya’da değişimden sonra, AB içinde ne gibi gelişmeler yaşanacak!

Öte yandan en son gelişmeler bağlamında, Almanya ve Türkiye ilişkilerinin hem genel siyaset hem de bölge siyaseti açısından nasıl bir rota izleyeceği de merakla beklenen süreçler içinde olacak.

Pekâlâ, Türkiye’nin 3 Kasım 2002 yılından sonraki makas değişimiyle izlediği siyaset, çok fazla tartışmaya neden olmuş ve tedirginlik hâsıl olmuştu.

Bildiğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin başat hedefi, AB üyeliği üzerinden muasır uygarlıklar safında şerefli yerini alma üzerinedir.

Dönem dönem hükümetler; hem iç politikada hem de dış politikada izleyeceği siyasayı AB çıpasına göre düzenlemişlerdir. Hükümetlerin programlarında Avrupa Birliği ile müzakerelere özel bir önem atfedilmiş, üyelik için ülke içindeki hukukî mevzuat parkı, Kopenhag kriterleri çerçevesinde peyderpey değiştirilerek, AB’ye entegre olabilmenin yolu açılmıştır.

Ama geçen onca senelere rağmen hâlen ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bekleme odasında bekletilmektedir. Almanya ile Fransa’nın Türkiye’nin birliğe üyeliğine bakışı, zaten kamuoyumuzda çokça tartışılmıştır.

Bazen siz de denk gelirsiniz...

Türkiye’nin çağdaşlaşma merhalelerinde yorum yaparlarken veya çözümlemeye heveslendiklerinde, yekten hedefin AB’ye girmek olduğunu şıpından serdederler.

Ama nedense, bu uzun ve çetrefilli yolculukta, AB ülkelerinin, özellikle Almanya ve Fransa’nın, Türkiye’nin çabalarını baltalamak adına canhıraşlarını görmezden gelirler.

------------/------------

Evet...

ATATÜRK, yeni devletimizi inşa ederken başlangıç noktası olarak Batılı ülkelerin değerlerini ve onların kurumlarını baz alıyordu.

Dolayısıyla...

Türkiye’nin yönünün Batı Avrupa ve kadim kıta olması, bazı cenahlarda akıl tutulmasına da neden oluyordu.

Avrupa Birliği’ne girmek demek...

Teslimiyet değildir.

AB ülkelerinin her türlü oyunbozanlıklarına hayhay efendim demek de, değildir.

Millî ve yerli unsurlarımızı, gelenek ve göreneklerimizi, inanç dünyamızın yegâne kaynağı olan dinimiz İslam’ın yadsınması veya İslam’ın siyasallaştırılması hiç değildir.

Bugüne kadar AB ülkelerinin ağır toplarından, Türkiye’nin AB hedefleri veçhesinde “ahde vefa” tutumunu görebildik mi?

Burada bir şeyi saptamak lâzım... Özellikle, Türkiye’nin “demokratikleşmesinin” ve temel insan hak ve hürriyetleri noktasında, hukuk devleti sisteminin yerleşmesinin, piyasa ekonomisinin tam anlamıyla rekabetçi bir düzende işleyebilmesinin nirengi noktasını tam bir teslimiyetle Batılılık olarak telakki eden liberaller, ikinci cumhuriyetçiler, Kürtçüler, daha müreffeh bir toplumda yaşam sürme hayalinde olan kesimler, Türkiye’nin uğradığı haksızlık ve riyakârlıklarda nedense hiç köşelerinden bir tane bile şifa niyetinde göbekten bağlı oldukları Batılı ağabeylerine serzenişte bulunamadılar.

Türkiye’yi esir alan bir entegrasyon hayali içinde olan AB ülkeleri, bağımsız ve hür bir devlet olan Türkiye’nin işbaşına gelen siyasal iradesinin kendi dünya tasavvurları muvacehesinde sürekli olarak papağan gibi aynı şeyi ileri sürdüler:

“Türkiye Batıdan kopuyor.”

“Türkiye yönünü Doğuya dönüyor.”

İşte bu bizim tatlısu liberallerinin ve numaralı cumhuriyetçilerin görmezden geldiği husus buydu:

İbn-i Haldun’a atfedilen söz neydi?:

- Coğrafya ülkelerin kaderidir.

Onlar istiyorlardı ki... Türkiye; II. Dünya Savaşı düzeninin Soğuk Savaş rolünde kalarak, başını kaldırmasın, geçmiş mirasını reddetsin...

Bakalım... Zaman nelere gebe kalacak!

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..