Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '19

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Alo! Beni Duyan Var mı?

Çocuk resim yolu ile kendisini karşısındakine ya da çevresine tanıtmaya çalışır. Belirli gelişim evresine ulaşan her çocuk belkide yetişkinler tarafından resim olarak algılanmasa ya da kabul edilmese bile resim faaliyetine başlar. Kimi zaman boş bir kağıda çizilen tek bir çizgi bile çocuk açısından yapılmış bir resimdir. Belki de bu çocuk için çok büyük bir mesajdır.

Yaş, boy, kilo, konuşmaya başlangıç zamanı vb. özellik ya da özellik gruplarına göre çocuk resimlerinde genel kriter ya da özellik belirlemek yanlış bir faaliyet olur. Resimde yer alan mesajların içeriği zeka, karakteristik özellikler, çevre, çevre etkileşimi, iç dünya ile ilgilidir. İşte her çocuğun resmini birbirinden farklı kılan özelliklerde bu kriterlerdir. Yani her çocuğun resmi zeka, karakter, çevre, çevresel faktörler ve kendi oluşturduğu iç dünyasının yansımaları sonucu farklılaşır.

Çocuk gelişimi denildiğinde aslında sürekli değişiklik gösteren bir süreçten bahsedilir. Bu süreç özünde plansızdır. Çoğu zaman doğal olarak çevresel ve fizyolojik/psikolojik değişimler ışığında şekillenir. Bu gelişimin yansıması resim sayesinde anlamlandırılabilir. Bu sayede çocuğun gelişimi daha net gözlemlenebilir ve takip edilebilir.

Çocuğunuz Gerçekten Özgür mü?

Çocuk denilince akla en saf, en doğal varlık gelir. İşte çocuk kendi dünyasını bu özellikleri sayesinde olduğu gibi resim yolu ile aktarır. Resim yapmak temelde çizme, boyama, ilişkilendirme, seçim yapma, betimleme gibi süreçleri bünyesinde bulundurur. Belirli bir gelişme seviyesine oluşan çocuk bu süreçleri kullanmayı öğrenir ve özgür resimlerini ortaya koymaya başlar. Çocuk resimlerinin yorumlanmasında bir önemli hususta popüler bir terim olarak resimde kullanılmış olan objelerin "KLİŞE" olup olmadığıdır. Bu terimi kullanmak ile anlatılmak istenen çocuğun özgür olup olmadığıdır. Çocuk özgür ise o resim anlamlıdır. Eğer çocuk özgür değilse o resim klişedir yani anlamsızdır.

Çocuk (özellikle) ilk çocuk, anne-babası tarafından dünyanın merkezine konulur ve yer çekiminin kaynağı olur. Çocuk mevzu bahis olduğunda ona değer vermek mutlaka önemlidir. Yani "Bir tane çocuğum var. Onun için neleri göze almam ki! Dünya bir yana o bir yana" yaklaşımı yanlış değildir. Ancak bu davranışın derecesi çok önemlidir. Bu konu başka yazılarımızın konusu olacağından yazımızın devamına çocuğu dünyanın merkezine oturtan davranışını uygun derecede tutabilen anne-baba için yazımıza devam edelim.

Çocuk dünyanın merkezinde olduğundan ihtiyacı ya da istediği bir konuda çok fazla elde etme faaliyetinde bulunmaya ihtiyacı yoktur. Çükü tüm yollar zaten ona çıkmaktadır. Gelişimin devamında yavaş yavaş merkezde yer alan çekirdeğe sığmadığında yani çevre ile daha fazla etkileşim haline geçmesi ile, bunda ne kadar başarılı olduğunu yine resimlerinden öğrenebiliriz.

İletişimin Etkisini Bir de Resim ile Yaşayın

Resim çok etkili bir iletişim aracıdır. Tarih araştırmalarında geçmişe ışık tutan en önemli kanıt ya da bulgulardan biri de mağara duvarlarına çizilmiş resimler değil midir? Ancak tekrar tekrar üzerinde durmakta ve vurgulamakta yarar vardır ki, tek başına resim çocuk ile iletişim kurmaya, onu tanımaya, anlamaya veya keşfetmeye yeterli değildir. Çocuk gelişimi ile orantılı olarak zenginleşen perspektif kabiliyeti resim yolu ile çocuğa ulaşmada yardımcı olur. Demek oluyor ki çocuk resim yaparken de bazı kısıtlamalara tabidir. Çocuk her düşüncesini perspektif yetersizlikten dolayı istese de yansıtamayabilir. Ancak yansıttığında kağıda dökülen her çizim, şekil ağızdan çıkan bir kelimeden/cümleden daha anlamlı olabilir. Resim uygun diğer teknik/araçlar ile beraber kullanıldığında etkili bir yöntemdir.

Öz güven eksikliği yaşayan, bu doğrultuda genelde sessiz ve sakin olarak tasvir ettiğimiz bir çocuğu düşününüz. Belki gerçekten karakter özelliği bakımından sessiz ve sakin bir yapıda olabilir. Bunun dışında ya içinde bir yanar dağ var ise...

Serbest resimlerinde sürekli el ele tutuşan çocukları çizmekte olan (çocukların tüm vücut detayları bulunmakta ancak eller çizilmemektedir.) 7 yaş kız çocuğu ile yaptığım görüşmede; kızın elleri terlediğinden, ailenin "şunu yapma pis kız derler, ona dokunma nasıl kız derler vb." ikazları ile büyümüş olmanın etkisi ile de arkadaşlarına mahçup olma, onlar tarafından aşağılanma/dışlanma korkusu ile oynamaktan çekindiği anlaşılmıştır. Çocukta var olan öz güven eksikliği, yer-gök çizgisinin resimde olmaması ile teyit edilmiştir. Çocuk anne-babası, öğretmeni ve yakın akrabaları tarafından sessiz ve sakin olarak nitelendirilmekte iken kendi iç dünyasında volkanlar patlamaktadır. Çocuğa terlemenin her insanın her yaşta yaşadığı/yaşayabileceği bir olay olduğu anlatılmış, özellikle el ele tutuşmaktan kaynaklı daha yoğun meydana gelmesinin çok normal olduğu anlatılmıştır. Kendisine arkadaşları oyuna başladıktan biraz sonra oyuna dahil olduğu taktirde arkadaşlarının ellerinde ki terlemeyi hissedebileceği söylenmiştir.

Çocuğun bu durumu öğretmeni ile paylaşılmış ve gözlem istenmiştir. Çocuk ilk okul gününde kendine tavsiye edildiği gibi oyuna geç katılmış ve arkadaşının elindeki terlemeyi hissettiğinde kocaman bir gülümseme ile oyuna devam etmiştir. Çocuk okul ve okula gitme konusunda sıcak tavır sergilemeye başlamış, derste kendiliğinden parmak kaldırarak derse katılım sağlamıştır. Çocuk uzman yönlendirmesi ile psikolog ile görüşmelere başlamış ve bu süreç tamamlandığında artık resimlerinde elleri çizmeye başlamış ve yer-gök çizgisini mutlaka kullanmıştır. Bunun yanında okul korosunda solo olarak şarkı söyleme talebini öğretmeni ile paylaşabilmiş ve bu faaliyeti gerçekleştirebilmiştir.

 

 
Toplam blog
: 20
: 48
Kayıt tarihi
: 27.12.18
 
 

NASIL BAŞLADI? Her insanın hayatında dönüm noktaları bulunmaktadır. İşte “Ufak Bir Dokunuş Yeter”..