Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '08

 
Kategori
Öykü
 

Alo orda mısın (16)

Alo orda mısın (16)
 

http://blog.milliyet.com.tr/alo-orda-misin--15-/Blog/?BlogNo=112591

 

Murat Nazan’ a ailelerin yanında aşkını ilan ederken, şartlar ne olursa olsun ondan vazgeçmeyeceğini de göstermiş oldu.

Herkes aklındakileri söylediği için rahatlamıştı. Üstlerinden ağır bir yük kalkmış gibiydi. Vakit erkendi ve Nazan’ın babası Murat’ın babasına, “artık sorunlarımızı rafa kaldırdığımıza göre birlikte tavşan kanı çay içmeye ne dersiniz, çay olurken biz de tavla oynarız” dedi.

Murat’ın babası, “neden olmasın, hiç fena fikir değil. Uzun zamandır tavla oynamamıştım” diyerek daveti kabul etti.

Nazan’ın annesi mutfağa giderken Murat’ın annesi, “ben de izin verirseniz size yardım edeyim” diyerek ayaklandı. Birlikte mutfağa gittiler.

Nazan’ın babası Nazan’dan tavlayı getirmesini istedi ve Nazan tavlayı babasına verirken, “baba Murat’la balkona çıkabilir miyiz” diye sordu.

Babası başını kaldırmadan, “çıkabilirsiniz” dedi. Murat’la Nazan balkona çıkarak bir süre hiç konuşmadan elele oturdular. O dakikaya kadar kendini zor tutan Nazan ağlamaya başladı.

Murat, “şimdi ağlamamalısın, bunun hiç zamanı değil. Ağlarsan yenilgiyi kabul ettin demektir.” Diyerek onu teselli etmeye çalıştı. Nazan, hıçkırıklar arasında, “şimdi ne yapacağız, ailelerimize kalsa beş sene sonra evlenebileceğiz. Ben senden bir gün bile ayrı kalmak istemiyorum” dedi.

Murat, “sana aşığım biliyorsun, ben de senden bir dakika bile ayrı kalmak istemiyorum ama ailelerimizle ters düşmek yapacağımız en büyük hata olur. Olay daha çok yeni, izin ver aradan biraz zaman geçsin. Onlarla yeniden konuşup ikna etmeyi deneriz. Birgün mutlaka birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi anlayacaklar. Bu aşkın karşısında değil yanında olacaklar. Güven bana aşkım” dedi.

Nazan, “sana güveniyorum, seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim” diyerek ağlarken Murat Nazan’a sarılarak, “her şey düzelecek aşkım ne olur ağlama” diyerek sarıldı, öptü. Sonra elinden tutarak, “artık içeri geçelim, akılları bizde kalmasın, sen de yüzünü yıka” dedi. Nazan yüzünü yıkamaya giderken Murat babasının yanına geldi ve oyunu izlemeye başladı. Oyunu Murat’ın babası kazanıyordu. Nazan’ın babası da, “biz misafirlerimizi yenip göndermiyoruz, bize yakışmaz” diye latife yapıyordu.

Yüzünü yıkayan Nazan çayları doldurmak için mutfağa gittiğinde annesi, “sen masanın üzerindeki tabakları salona götür. Ben de çayı getiriyorum” dedi. Nazan, tabakları getirdi annesi de tepsiyle çayları getirdi.

Nazan’ın annesi, “biz diğer odada olacağız, merak etmeyin” diyerek Murat’ın annesiyle birlikte oturma odasına geçtiler. Giderken de Nazan’a, “çaylarla ilgilen” uyarısında bulundu.

Nazan’la Murat salonun diğer köşesine giderek TV açtılar. Çayları ve tabakları da yanlarındaydı. Rasgele bir kanalı açtılar ve izlemeye başladılar.

Ortam o kadar rahatlamıştı ki Nazan’ın ailesi misafirleri neden davet ettiklerini, Murat’ın ailesi de orada bulunma nedenlerini unutmuş gibiydi.

Bir süre sonra Nazan’ın babasının sesi duyuldu

“Nazan’cım çay alabilir miyiz?”

Nazan hemen yerinden kalkarak boş bardakları alıp mutfağın yolunu tuttu...

 

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..