Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '08

 
Kategori
Blog
 

Alooo! Döndüm ben. Orda mısınız?

Alooo! Döndüm ben. Orda mısınız?
 

Dağ dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.

Naz değil, kapris değil, küskünlük hiç değil.

Ne nazlıyımdır, ne de kinci, hele kapris denilen o garipliğe hiç gelemem.

Kızdığım da oldu, Küstüğüm de. Fakat kızgınlığımı soğutan, küskünlüğümü alan o kadar değerli dostlar kazandım ki bu güzel sitede, anlatamam. Anlatırım da anlayan ancak dostlarım olur. Onlar bilir bu dostlukların değerini. “Neredesin sen?” Diye arayıp, ara sıra yoklarlar. Tek tek isim vermeyeceğim. Onlar kendilerini bilirler. Arayıp soranlarda, umursamayıp es geçenlerde.

( Hay Allah ya: bu cümle de ince bir kırgınlık sezinledim. Sizde öyle hissettiniz mi? Neyse... Bana öyle gelmiş olsa gerek )

14 Mayıs 2008’ de son yazımı girmişim. Aslında o tarihten bir ay önce girmişim son yazımı. 14 Mayısa kadar yazdıklarım biraz yazmış olmak için yazmaya benzemiş.

Maymun iştahlılık mı? Yoksa içten içe kırgınlık mı? İşlerimin yoğunluğu mu yoksa? Ne size ne bana isabet etsin, yoğunluğa atalım taşı...

Sevgili Gülname’nin; “ içimden birşeyler koptu. İçimden gelmeden nasıl yazabilirim ki deyip te bizi haftalarca o muhteşem yazılarından mahrum bıraktığı gibi birşey oldu galiba. Kalemimin ucu kırıldı. Sn. Mumcu’nun çok sevdiğim bir yazısında söylediği gibi “ kalemtraşta bulumayınca” kalıverdim Microsoft Word’un boş sayfalarında.

Sonuç itibari ile gitmişim de gittiğimi bildirmeyi unutmuşum gibi bir intiba bırakmamak için yazıyorum bu yazıyı. Hiçbiryere gitmedim. Burdayım. Sadece kalemimin ucu kırıldı. Kalakaldım Microsoft Word’un boş sayfalarında. Hepsi o kadar.

Gidiyorum, kesin karalıyım deyipte yeniden dönenlere rağmen, kendisini anti hümanist ilan edenlere rağmen, suni tartışmalar üretip ortalığı gererek prim peşinde olanlara rağmen, karartılan sayfalara ( benim sayfam buna dahil ) rağmen, imza kampanyalarıyla “ Tık “ peşinde olanlara rağmen, Yazı patenti tartışmalarına rağmen, dizi dizi, garip kıskançlıklara rağmen ...

Burdayım çünkü bütün bu sıraladıklarımın insana özgü davnanışlardır. Yengeç sepetindeki yengeçler gibi olduğumuzun bilincindeyim. Burdayım çünkü “ Kötü gün” dostluklarına şahit oldum MB denizinde, üst düzey fikirler edindim bu hazinede. Burdayım çünkü satırlarla fidanlar dikiyoruz yurdumuzda. Kemal Kara gibi bir emsali gördüm bu sitede, sonra dostluklar edindim, uğruna dizeler yazdığım dostluklar.

Sadece kalemimin ucu kırıldı, kalemtraşta bulamayınca; kalakaldım Microsoft Word’un boş sayfalarında.

Bir de çok fazla ara vermeye gelmiyor bu yazı işlerinde. Kronik bir hal alıyor körelmiş klavye tuşları. 102 gün olmuş son yazımı gireli. Önceleri haftada ortalama 1, 5 yazı girerken, ekranın karşısında deliler gibi, o çok değer verdiğim yorumları beklerken, şimdi 102 gün sonra blog gir linkine tıklamak çok heyecanlı oluyor, resmen kalbim duracak şimdi : )

Şaka bir yana; mesleki açıdan çok önemli ve o derece yoğun, yoğun olduğu kadar da verimli bir üç ay geçirdim.

Ara sıra kendime bile çaktırmadan tıkladım MB’ nin usta yazarlarının sayfalarını. Ümit Abimin, Mesut ve Murat hocalarmın, Gülname’nin, Aynur Ablamın, Alev Hanım Ablamın... ( Bak yine başladım. İsim saymayacaktım. Dedim ya yukarda! “Onlar kendilerini bilirler” ) Çoğu yazıları kaçırsamda bir kaçını yakaladım. Karartma geceleri gibi harika eserleri.

Ama yorum yazamadım. Çünkü cevap alma tehlikesi büyüktü, sonra mesajlar, derken yazılar, yorumlar... Kopamazdım. Bu molaya ihtiyacım vardı. Bir ara, yukarıda sıraladığım sebeplerden dolayı uzak kalmalıydım. Şimdi döndüm. O kadar sık olmasada arada sırada yazıp “ PAYLAŞMAYA “ çalışacağım iç dünyamı dostlarımla.

Bizim evin hallerinde, Avrupa’dan haberler de, yada ne bileyim kategorim olan mizahın biraz düşündürüp biraz güldüren bölümlerinde buluşmak üzere, kalın sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..