Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Alooo kimsiin..?

Alooo kimsiin..?
 

Telefon denilen; çağdaş iletişim aracını ilk bulan insan, sanıyorum Graham Bell'di...Nasılda uğraşmış kafa yormuş ve, biz 20'nci yüzyıldan 21'nci yüzyıla girme şerefini yakalamış dünya insanlarına bırakmış...İlk çağlarda; insanların birbirleriyle haberleşmeleri, bilindiği gibi bayağı bir zor oluyormuş. Dumanla haberleşenlerden tutun da, kuş beyinli dediğimiz ama; hiçte öyle olmadığını ispat ederek, habercilik adına yollarda uçuş halindeyken, haylaz çocukların sapan taşıyla telef olan güvercinlere varana kadar, iletişim için denenmiş her türlü yoldan sonra, Sevgili Bell amcamızın; şu anki nüfusu, sekiz milyara ulaşmış dünya insanlarına miras bırakmış olduğu teknoloji, teşekkürü hakediyor...Şimdilerde; anasınıfına giden sabi sübyanların bile elinde, oyuncak olmaya başlayan cep telefonlarını, eğer Bell amca görseydi, ''Yahu size telefonu bulduk ve bıraktık, lakin şuna ''Cell'' demeyin, ''Bell'' diyin bari be bilader..! '' dese haklıdır adamcağız...Kendisini yad etme adına yani. Asıl konumuz, cep telefonu değil. Telefon çeşitlerinden bir tanesi olması sebebiyle bahsettim sadece.
İki yıl önce; bir iş arkadaşımı, aramam icabetti. Kendisi; Bodrum'un civar köylerinden birisinden ve ayrıca, orada ikamet etmekte. Bana ulaşmak istersen, ev telefonundan ulaşabilirsin deyip, numarasını vermişti. Bir gün; arkadaşıma ulaşmam gerekti. İş ile ilgili bir konuda konuşmak için. Numarasını rehberden buldum ve çevirdim; telefon, üç defa çaldıktan sonra açıldı. Karşıma bir bayan sesi çıktı, ince ve hatta birazda tiz bir ses tonu...
- Eloooo kimsin ? ses o kadar keskin gelmişti ki, kulaklarımın içindeki cırlamadan, telefonu elimden fırlatacaktım neredeyse.
- Eloooo diiiyim kimsiiin ? diye ses karşıdan hala cırlamaya devam ediyorken,
- Alo hanımefendi rahatsız ediyorum kusura bakmayın ama, ben Sinan ile görüşecektim...dedim.
- Kiiim ?
- Sinan ile görüşecektim, ama yanlış numara mı çevirdim acaba ?
- Sinan borda deel...dedi ve telefon çat diye suratıma kapanıverdi. Öyle bir acayip durumda kalıyorsunuz ki ? elinizde telefon, karşınızda duran duvar size daha eğlenceli geliyor o anda. Allah allah, dedim ve yine aynı numarayı çevirdim. Yine üç defa çaldıktan sonra, açıldı ve yine aynı ses karşıma çıktı;
- Eloooo kimsin ?
- Hanımefendi tekrar özür diliyorum ama, ben Sinan ile nasıl görüşebilirim ? diye sordum.
- Heee Sinan borda deel, aşarıki eve gidikgideee...dedi ve yine çaat diye suratıma kapandı. Allahım bu nasıl bir kabustur ? lütfen artık uyandır beni diye, yalvarmaya başladım. Ya ben bu Sinan ile görüşeceğim, yada telefon elimde telef olup gidecek..! Tekrardan, moral deposuyla numarayı bir daha çevirdim. Üç defa çaldıktan sonra açıldı ve bilin bakalım karşımda kim var ? Evet, yine aynı sesin sahibesi...
- Eloooo kimsin ?
- Hanımefendi kusura bakmayın ama, bir şey sorabilirmiyim ?
- Kimsiiin ?
- Ben Sinan'ın iş arkadaşıyım, onu bana aşağıki evden çağırtabilirmisiniz rica etsem ?
- Heee o borda deel emme, sen 358 .. .. nümarayı ara tamam... dedi ve telefon çaat kapandı...Artık; çıldırmamak için ne gibi aktiviteler yapabilirim diye düşünürken, elimdeki kalemle söylenen numarayı unutmadan yazdım. Ama işin en tuhaf tarafı neydi biliyormusunuz ? Karşı tarafın bana vermiş olduğu numara, benim üstüste üç defadır aradığım numara değil mi ? ve o numaradan üç defadır üstüste suratıma telefon kapanmıyor mu ? Resmen, duvarda kendi surat ifademin postere dönüşmüş hali belirdi...Biraz daha bekledim ve aynı numarayı çevirdim, yine aynı olayların devamı ve o karşımdaki ses...
- Elooo kimsin ?
- Hanımefendi çok özür diliyorum, az evvel bu numarayı bana verdiler, Sinan bu numaradaymış dedim.
- Heee borda borda, hindi gelikduru beğkle beğkle...dedi ve telefon yine bildiğiniz gibi çaat.
Elimde telefon, sinirimden ağlamaklı bir ifadeyle gülmeye başladım. Ben biraz daha beklerken, telefon çaldı açtım ve karşımda bir ses;
- Alooo Teo, senmisin beni arayan ? diye bir soru. Arayan kişi, aramaya çalıştığım arkadaşım Sinan...
- Evet Sinan, seni aramaya çalıştığım için şu an, gülme krizlerine girmek üzereyim, sen beni yarım saat sonra mutlaka ara tamam mı ? şimdi açıklama yapamıyacağım, dedim ve telefonu çaat diye kapattım...
Yinede Graham amcaya teşekkürler ediyorum, sekiz milyarın hatırına...

 
Toplam blog
: 122
: 2970
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Ankara Doğumluyum... Yazı yazmayı, çizmeyi, okumayı, izlemeyi, dinlemeyi, vb...vb... seviyorum. Bodr..