- Kategori
- Güncel
Altan'ın suyu ısındı
Altan Tan’ın Suyu ısındı
Hatta kendisi, kendini buğulama yaptı bile gibi.
Altan Tan, Fatih Altaylı ile 28.10.14 gecesi 21:00-22:00 arasında bir söyleşi gerçekleştiriyordu (süre olarak öncesi ve sonrası da vardı bunun).
Öyle şeyler söyledi ki Kürtler’in kendisini en yakın sürede katl-i vacip kılacağını düşündüm.
Tabii bir de ‘ceteris paribus’ ve ‘ad absurdum’ ile çözümlenen tuhaf itiraflar sayılması gereken tezleri vardı:
Bir: Taktik x stratejik = muharebesel x savaşsal = mikro x makro saptamaları koydu. Oysa, itiraf etmiş olduğu şey gerçekte şuydu. Kürtler, 1983-2013 yılları arasında, (ateşkes ve/ya barış çağrısı ile) Türkler’e birden çok kez yalan söylediler.
İki: Kürtler bölünmüş durumdadır. Kendisi, 10 civarında grubu isimleriyle saydı ama eski Rızgariciler’i veya Burkay’ı anmadı bile. Yalnızca şunu itiraf etti: Talabani-Barzani çıkar çatışmasında, 10 yıl önce 3.500 Kürt birbirini öldürdü. Yani, Kürtler birbirini öldürür.
Üç: Ortadoğu şu an feci kaos halindedir, yani Kürtler dahil, kimse gidişatı yönlendiremiyor. Ancak, Ortadoğu’da en-asıl çoğunluk olan Araplar’ın adını dahi anmadı.
Sonuç: 1 Kürt, milletvekili olsa da, aydın olsa da, ancak çıkarları ölçütünde ve ölçeğinde düşünebilir ki bu proto-feodal bir kültürel modun zihinsel / duygusal bir modudur. Daha önemlisi 1 Kürt, çıkarlarını ayırsayamayabilir. Tan da canlı yayında, ‘halk yerine beni öldürün’ diyerek, kendi buğulamasını kendi kaynatmış oldu gibi.